Yaşadığımız ülkenin geleceğini şekillendirecek bir seçime daha hayli az vakit kalmışken, siyasi partilerin kültür konusunda ne yapacağını, vaatlerini yine bilmiyoruz. Gündemin hayli çalkantılı ve sıkıntılı olduğu, siyasi etiğin yerlerde süründüğü, entrika konusunda House of Cards’ın Frank Underwood’unu sollayacak düzeyde yaklaşımları görmeye çok alıştığımız bir dönemde, “Yahu şimdi müziğin, sanatın, sinemanın zamanı mı, derdimiz çok” diye düşünenleriniz olabilir. Ancak aksine ben tam da böyle bir dönemde kültürel alanımızın ve haklarımızın  sonuna kadar savunulması gerektiği inancındayım. Çünkü o bitmeyen farklı gündemlerimizden, birçok kültürel talebe de sıra asla gelmiyor. Böyle giderse bu konuda bırakın gelişim sağlamayı, halihazırda varlığını sürdürebilen birçok kültürel faaliyet alanı ve yaşam sahamız “Zaten dinlenmiyordu”, “Zaten izlenmiyordu”, “Zaten okunmuyordu”, “Zaten gidilmiyordu” denilip ıskartaya çıkartılabilir. Dolayısıyla, hepimizin daha fazla ses çıkarması ve talepte bulunması önemli.

Bir kere en temel sorun şu, birçok konuda olduğu gibi kültür konusunda da hiçbir siyasi parti gündelik, bayağı siyasetin ötesine giden bir şey yapmıyor, önermiyor. Ne iktidar partisinin, ne de muhalefettekilerin bırakın bu konuda bir planı olmasını, herhalde fikirleri dahi yok ki, sesleri çıkmıyor. Bu konuda partisine liderlik yapan, kültürel planlamaya öncü olan, öne çıkan kimse de yok. Genç nüfusuyla övündüğümüz o Türkiye’nin gençlerine gerçekten ulaşabilmek, dokunabilmek için kültürel planlamanın da parti programlarının anlamlı ve aktif bir kısmına dahil edilmesi gerektiğini, bizlerden oy isteyenler artık görmeliler. Bu planlamayı yaparken de kültürü bir propaganda aracı olarak değil, evrensel temellerde değerlendirmeliler.

İmralı’nın 10 maddelik planını çokça konuştuğumuz şu günlerde bir başka 10 maddelik plan gündemimizde pek fazla yer almadı. İKSV’nin kültür politikaları açısından siyasi partilere önerdiği 10 maddeden bahsediyorum. İKSV’nin hazırladığı bu ‘eylem planı’ birçok sıkıntıyı çözebilecek nitelikte aslında. Temel başlıklar arasında; ifade özgürlüğü ve vatandaşların kültüre erişim/katılım hakkının güvence altına alınması, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın genel bütçe içerisindeki payının artırılması, kültürel faaliyetlerin sürdürülebilmesi için ekonomik ve vergisel düzenlemelerin yapılması, sanatsal üretimin artırılabilmesi için uluslararası standartlarda teşvik ve fon mekanizmalarının geliştirilmesi, yerel yönetimlerin kültürel ihtiyaçlar doğrultusunda yetkilendirilmesi, kültürel planlamaların sağlıklı yapılabilmesi için veri bankası oluşturulması, eğitim politikaları arasında sanata da öncelik verilmesi var. Kritik bir vurgu da bu tip karar süreçlerindeki bağımsızlığa yapılıyor. TÜSAK gibi kültürel bağımsızlığı tamamen öldürecek bir kurumun tepemize çökme ihtimalinin olduğu bir dönemde bu, ayrıca önemli.

Bu saydığım maddelerin altını doldurmak için yapılabilecek birçok şey var. Bunlar hiç de azımsanmayacak büyüklükteki bir kitle için gerçekten önemli. Türkiye için uzun vadeli, ciddi kazanımlar sağlayabilecek bir planın temel yapı taşları bunlar. Benim gördüğüm kadarıyla hiçbir siyasi parti bu maddelere pek yüz vermedi. Peki, o zaman benim onlara, hepimiz adına bir sorum var. Benden oy isteyen parti... Bu ülkede kültür adına ne yapacaksın? Bunu nasıl yapacaksın? Bana bunu anlatır mısın?