Ege Bölgesi, orman yangınlarında son 10 yılda zirvede. Geçen yıl sadece Muğla’da 66 bin 231 hektar ormanlık alan kül oldu. İktidarın yanlış politikaları nedeniyle bu yıl da ormanlar büyük tehlike altında.

Bu yangın hepimizi yakar

Aycan KARADAĞ

Ege Bölgesi’nde ormanlar yine yangın tehdidiyle karşı karşıya. Orman Genel Müdürlüğü’nün son 10 yıllık verilerine göre; Muğla ve İzmir en çok yangın çıkan iller arasında. Önceki yıllardaki orman yangınlarından ders çıkarmayan iktidarın yönetememe kabiliyeti, doğaya felaket getirdi. Geçen yıl 28 Temmuz’da başlayan ve 12 Ağustos’ta sona eren ülke tarihinin en büyük orman yangınlarında 139 bin 503 hektar ormanlık alan kül olurken sadece Muğla’da 66 bin 231 hektar ormanlık alan yok oldu.


Yangınların yüzde 31’inin ihmal ve dikkatsizlik, yüzde 6’sının kasıt, yüzde 5’inin kaza, yüzde 47’sinin nedeni bilinmeyen yangınlar olmak üzere yüzde 89’u insan, yüzde 11’i ise yıldırımdan kaynaklı.

Orman Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Sabahattin Bilge, orman yangınları için yeteri kadar parasal kaynak ayrılması gerektiğini belirtti. Bilge, "Yeterli miktarda eğitimli teknik ve idari personel görevlendirilmeli, geçen yılki gibi yangın organizasyonu ve koordinasyonunda aksaklık algısı yaşanmaması için önlemler alınmalıdır. Kurumda uzmanlaşma ve liyakata önem verilmeli, uzman personelin uzman olmadığı başka alanlara tayini ve görevlendirilmesi önlenmelidir. Yangınla mücadele edecek personelin tümüne yönelik sezon öncesi mesleki eğitim verilmesinin yanı sıra halkın bilinçlendirilmesi için de eğitim çalışması yapılmalıdır” dedi.

Bilge sözlerine şunları ekledi: “Geçen yıllarda Buca Kaynaklar Mahallesinde orman yangınlarında görevli personelin eğitimi amacıyla orman içine kurulan ve talep üzerine Dokuz Eylül Üniversitesi’ne devredilen Orman Yangınları Eğitim Tesisi, yapım amacı doğrultusunda kullanılmak üzere acilen Orman Genel Müdürlüğü’ne geri verilmelidir. Özellikle büyük yangınların meydana geldiği Akdeniz ve Ege kıyı bölgelerinde meteorolojik olarak riskli zamanlarda alarm halinde olunmalı, yangın çıkma olasılığı yüksek olan bölgelerde meteorolojik verilere göre devriye ekipleri görevlendirilmeli, bu uygulama için yerel yönetimlerle azami ölçüde işbirliği yapılmalıdır.”

Yangın riski olan alanlarda enerji tesisi yapımına da izin verilmemesi gerektiğini belirten Bilge şunları söyledi: “Bölgemiz için riskli olan; Menderes, Urla, Çeşme, Karaburun, Seferihisar, Menemen, Foça, Aliağa, Torbalı ve Selçuk ile Manisa Sabuncubeli yöreleridir. Ülkemizde orman yangını nedenlerinin yüzde 97’si insan kaynaklı olduğu kayıtlara geçtiği halde blok orman alanlarının parçalanmasına neden olacak madencilik, özel ağaçlandırma ve enerji tesislerine izin verilmemelidir. Ülke genelinde 135 bin hektar alana ulaşan ve başarısı tartışmalı durumdayken, gelinen noktada arazi rantına dönüşen ve birçok bölgede sosyal ihtilafa neden olan özel ağaçlandırma uygulamasına da derhal son verilmelidir.”

AKP’NİN BECERİKSİZLİĞİ

Çevre Komisyonu CHP Sözcüsü İzmir Milletvekilli Murat Bakan ise, “Ormanlarımız, AKP eliyle maruz kaldığı bilinçli tahribatın yanı sıra, AKP’nin beceriksizliği ve umursamazlığından dolayı iklim krizinden doğacak olan büyük yangınlarla da büyük tehlike altında. Ne geçen yıl yaşadığımız büyük yangınlar, ne üç yıl önce İzmir’de yaşadığımız büyük yangın ders oldu. O gün de yangın söndürme uçakları ve helikopterleri yoktu; yangın sezonu başladı yine yok. O gün de yeteri kadar yangın söndürme ve soğutma ekipleri yoktu; yangın sezonu başladı yine yok. AKP her konuda olduğu gibi bu konuda da aynı hatayı defalarca yapıp farklı sonuç almayı bekliyor. Ülkemizin de içinde bulunduğu Akdeniz Havzası iklim krizinden en çok etkilenecek bölgelerden biri. Sıcakların yükselmesiyle ormanlarımızdaki tehlike büyüyecek, ağaçlarımız çıra gibi yanabilecek demek. Ancak iktidar bunun bilincinde mi? Değil. Yapılması gereken en acil şey; orman yangınları için tüm yıl hazır olacak yangın söndürme konusunda uzman kişilerden oluşan ekipler kurmak ve envanterde yangın söndürme uçaklarının ve helikopterlerinin olmasını sağlamak, yani bir yangın söndürme filosu kurmak. Kısa ve orta vadede ise iklim krizi kapsamında tüm politikalarımızı güncellemek zorundayız” ifadelerini kullandı.