Konut fiyatlarında metrekare bazındaki değişimi 2019 ve 2023 yılları arasını kapsayan grafiklerle anlatan İBB Genel Sekreter Yardımcısı ve Şehir Plancısı Dr. Gökçe, fiyatlardaki fiyatlardaki astronomik artışın yoksullaşma ve barınma krizine yol açtığını kaydetti. Nitelikli, güvenli sosyal konut üretilmesi gerektiğini bildiren Gökce Türkiye'nin her yıl en az 750 bin konut üretecek imkana sahip olduğunu söyledi.

Buğra Gökçe, yıllara göre konut fiyatlarına dikkat çekti: Astronomik artışın iki sonucu var

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Genel Sekreter Yardımcısı ve Şehir Plancısı Dr. Buğra Gökçe, Türkiye’de, son 4 yılda metrekare bazında konut fiyatlarının 16 bin liraya ulaştığını söyleyerek fiyatlardaki astronomik artışın yoksullaşma ve barınma krizine yol açtığına dikkat çekti.

Sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, yıllara göre metrekare bazında konut fiyatlarındaki değişimi grafiklerle anlatan Gökce, "Son 4 yılda Türkiye’de metrekare bazında konut fiyatları 2.275 liradan 16 bin liraya çıktı. Dolar bazında konut fiyatları Türkiye’de yüzde 91, İstanbul’da yüzde 81 artış gösterdi" dedi.

Ücret ve gelirlerin konut fiyatlarına oranlı artmadığına dikkat çeken Gökce, konut sahibi olmanın ‘hayal’ olduğunu söyledi.

Türkiye’de ev sahipliği oranının 2002 yılında yüzde 73,1 olduğunu aktaran Gökce, bu oranın 2022’de yüzde 60 seviyesine gerilediğini söyledi. Gökce, Türkiye’nin nitelikli, güvenli sosyal konut üretmesi gerektiğini kaydetti.

Gökce’nin paylaşımları şöyle:

"Son 4 yılda Türkiye’de metrekare bazında konut fiyatları 2.275 liradan 16 bin liraya çıktı. Dolar bazında konut fiyatları Türkiye’de yüzde 91, İstanbul’da yüzde 81 artış gösterdi. Konut fiyatlarındaki bu astronomik artışın iki sonucu var: Yoksullaşma ve barınma krizi.

Konut fiyatlarında yaşanan olağanüstü artışın ilk sonucu kira fiyatlarının yükselmesi. Bu nedenle gittikçe derinleşen bir konut sıkıntısı yaşanıyor. Artan kiralar aile bütçelerini sarsıyor, bir çok şehirde ev sahipleri ile kiracılar arasında sosyal sorunlar yaşanıyor

"KONUT SAHİBİ OLMAK HAYAL OLUYOR"

İkinci önemli sonuç derinleşen yoksulluk. Konut sahibi olmak barınma hakkını güvence altına alan bir sermaye birikimidir. Ücret ve gelirler konut fiyatlarına oranlı artmadığı için ücretlilerin konut sahibi olması giderek zorlaşıyor. Konut sahibi olmak hayal oluyor.

Özellikle şimdiki gibi yüksek enflasyonun egemen olduğu şartlarda enflasyona oranlı gelir artışı yaşayamayanlar, borç sarmalına girenler ve ihtiyaç sahipleri ellerindeki konutları satışa çıkartır. Böylece düşük gelir gruplarından yüksek gelirli sınıflara varlık transferi yaşanır.

"EV SAHİPLİĞİ ORANI YÜZDE 60'A GERİLEDİ"

2002 yılında Türkiye’de ev sahipliği oranı yüzde 73,1’di. Bugün ev sahipliği oranı yüzde 60 seviyesine geriledi. Özellikle düşük ve orta gelir gruplarında konut sahipliği oranı yüzde 52 seviyesine inmiş durumda. Bu tablo Türkiye açısından genel bir yoksullaşma ve varlık kaybıdır.

Türkiye konut sahipliği oranında Avrupa’da sondan 4’üncü sırada. Büyük bir açık var. Türkiye’nin nitelikli, güvenli sosyal konut üretmesi gerekiyor. Her yıl en az 750 bin konut üretecek güce de imkana da sahibiz. Türkiye bu sorundan kurtulabilir. Tercih meselesi…"