Dünya öğretmenler gününde öğretmenler güvencesizlikten, atanmamaya, geçim sıkıntısından ihraçlara, ücretli öğretmenliğe kadar birçok sıkıntıyla boğuşmaya devam ediyor

Bugün Dünya Öğretmenler Günü ama... Öğretmenler sıkıntılarla boğuşmaya devam ediyor

MUSTAFA KÖMÜŞ mustafa.k@birgun.net

Bugün 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü. İktidarın eğitim politikalarının en büyük mağdurlarından olan eğitim emekçileri, güvencesizlikten, atanmamaya, geçim sıkıntısından ihraçlara, özlük haklarından ücretli öğretmenliğe kadar birçok sıkıntıyla boğuşuyor. Esnek çalışmaya zorlanan, ifade ve örgütlenme hakları ellerinden alınan öğretmenlerin sıkıntıları bunlarla sınırlı değil. 15 Temmuz Darbe Girişimi’nden sonra ilan edilen OHAL’den sonra çıkan KHK’lerle on binlerce öğretmenin görevine son verilirken, ataması yapılmayan 400 bini geçen öğretmen de çaresizliğe mahkûm edilmiş durumda.

Geçim sıkıntısı
Öğretmenlerin en önemli sıkıntısını ekonomik problemler oluşturuyor. Eylül ayında açıklanan yoksulluk sınırı 4,960 TL. Öğretmenlerin aylık maaşı temmuz ayında gelen zamla 3,699 TL. Bunun dışında öğretmenlere sene başında yapılan kırtasiye yardımı dışında herhangi bir ücret ödenmiyor. Sene içerisinde yapılan kırtasiye masrafı düşünüldüğünde de bunun yetmeyeceği çok açık. Bununla birlikte özellikle büyükşehirlerde kira ücretleri öğretmenlerin aldığı maaş düşünüldüğünde önemli bir masraf olarak duruyor. Taşımalı eğitim de öğrenciler kadar öğretmenlerin de sorunu. Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun köylerinde çalışanlar için bu durum çok önemli bir problem. Öğretmenlik yaptıkları köylerde lojman bulunmaması nedeniyle köylere ilçelerde barınan öğretmenler her gün okullarına gitmek için kilometrelerce yol kat ediyor.

Borçlu yaşıyorlar
Yakın tarihte yapılan bir araştırmaya göre öğretmenlerin önemli bir kısmı borçla yaşıyor. Yapılan çalışmaya göre öğretmenlerin yüzde 52’si kredi kartına, yüzde 52’si bankaya, yüzde 22’si esnafa, yüzde 25’i ise şahıslara borcu olduğunu belirtilen araştırmaya göre öğretmenlerin yüzde 32’si ise annesinden ve babasından maddi destek alıyor. Borçla geçinmek zorunda kalan öğretmenlerin yüzde 25’i ek iş yapıyor ve sinema, tiyatro gibi sosyal aktivitelere katılamıyor, tatile gidemiyor.

Sözleşmeli öğretmenlik
2016 yılında OHAL KHK’si ile getirilen sözleşmeli öğretmenlik sistemiyse göreve yeni başlayan öğretmenler için adeta kabus olmuş durumda. Bu sisteme göre göreve başlayan kişi atandığı yerde 4 yıl sözleşmeli ardından eğer Milli Eğitim Bakanlığı tarafından geçer not alırsa da 2 yıl kadrolu olarak kalmak zorunda. Eş durumu da dahil olmak üzere 6 yıl boyunca yer değiştirme hakkı olmuyor. Öte yandan sözleşmeli öğretmenlerin kaderi adeta okul müdürlerinin iki dudağı arasında herhangi bir kişisel husumet yaşadığında müdürün verdiği düşük puan nedeniyle öğretmenin görevi bitebilir. Ayrıca o yörenin idare amiri tarafından da öğretmenin görevine son verilebilir.

Ataması yapılmayan öğretmenler
Atanmış görevine başlayanların sorunları bir yana öğretmenlerin en büyük sorunu atanmamak. Şu an Türkiye’de ataması yapılmayan öğretmen sayısı 400 bini geçiyor. Ataması yapılmayan öğretmenler bazen simit satarak, bazen inşaatlarda çalışarak, garsonluk yaparak ya da şanslılarsa ücretli öğretmenlik yaparak geçinmeye çalışıyor. Bu yolda 10 yıl atanmayı bekleyen de var, başka mesleği tercih eden de. Özellikle üniversite mezunu polisler arasında ataması yapılmayan öğretmen sayısı bir hayli fazla. Eğitim Sen’in verilerine göre 45 atanamayan öğretmen intihar etti.

AKP’nin hükümete gelmeden önce en önemli vaatlerinden birisi atanmayan öğretmen kalmayacağıydı. AKP’nin işbaşına geldiği 2002’de 60 binlerde olan ataması yapılmayan öğretmen sayısı şu anda 400 bini geçmiş durumda.

Ücretli öğretmenlik
Ataması yapılmayan öğretmenler meselesiyle de bağlantılı olarak ücretli öğretmenlik de bir diğer problem. Okullarda boş olan kontenjanlara ilçe milli eğitim müdürleri tarafından görevlendirilen ücretli öğretmenlik uygulamasında 2 yıllık herhangi bir üniversiteden mezun olan bir kişi öğretmenlik yapabiliyor. Yüz binlerce öğretmen atama beklerken ücretli öğretmenlikle hayvan yetiştiriciliği yapan birisi öğretmen olabiliyor. Öte yandan ücretli öğretmenlerin özlük hakları bakımından diğer öğretmenlere göre durumu da çok kötü. Okul müdürü istediği an ücretli öğretmenin elinden bu hakkı alabiliyor. Bunun dışında sabit bir maaşı olmayan ücretli öğretmenler ders başı ücrete çalışıyor. Sömestr ve yaz tatillerinde, resmi tatillerde ve kar tatili gibi ekstra durumlarda da ücret alamıyorlar.

İhraçlar
15 Temmuz Darbe Girişimi’nin ardından ilan edilen OHAL KHK’si ile toplam 33 bin 965 öğretmen ihraç edildi. Bu ihraçların ise hangi kritere bağlı olarak yapıldığıysa belli değil. Tamamen istihbarat raporlarına bağlı olarak birçok muhalif öğretmen terör örgütüne iltisaklı veya yardım iddiasıyla ihraç edilerek görevden uzaklaştırıldı. Binlerce öğretmen işlerin ve öğrencilerinden uzak kalmak zorunda bırakıldı. Şu an hepsi başka işler yapmak zorunda bırakıldı. Bu öğretmenlerden olan Semih Özakça işini geri istediği için başlattığı açlık grevinde 200 günü geride bıraktı.

‘Güvencesizlik artmaya devam ediyor’
Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan ve ihraç edilen okul öncesi öğretmeni Fatma Yıldırım BirGün’e konuştu.
Güvencesiz çalışma koşullarına değinen Aydoğan “38,631 öğretmen sözleşmeli statüsünde çalıştırılmaya devam ediyor. Eş/özür durumu vb. birçok haktan yararlanamıyor. Güvencesizlik, eğitimde yaşanan en önemli sorun başlığı olarak gündemini korumaya devam ediyor.

Yarım milyona yaklaşan ataması yapılmayan öğretmenler sorunu da en temel sorunlarımızdan. Kapatılan köy okulları ile 1,5 milyonu aşkın öğrenci taşımalı eğitime, lise/ortaokul binası ve kontenjan yetersizliği nedeniyle 2 milyonu aşan öğrenci örgün eğitim dışına çıkarılmışken, Milli Eğitim Bakanı dahi 81.000 öğretmen ihtiyacı olduğunu açıklamışken -ki yüz binlerce öğretmen ihtiyacı var-atamalar yapılmamakta, ‘ücretli öğretmen’ adı altında birçok yerde eğitim fakültesi çıkışlı olmayan, ön lisans mezunu olan kişilere ilçe milli eğitim müdürü ve okul müdürlerinin inisiyatifiyle okullarda görev verilmektedir. Şubat 2017 MEB verilerine göre 8484’ü ön lisans mezunu 63 829 kişi ücretli öğretmen olarak istihdam edildi” dedi.

Liyakatin tamamen ortadan kaldırıldığını savunan Aydoğan sözlerini şöyle bitirdi: “Önce okul idarecilerinin, sonrasında da öğretmenlerin mülakat üzerinden yerleştirilme uygulamaları ile liyakati olmayan kişiler üzerinden kadrolaşma politikası izlemektedir. Öğretmenlere mülakat uygulaması ile de liyakat tamamen ortadan kalkmıştır. Öğretmen mülakatında tek kriter komisyon tarafından ‘uygun’ görünmesinden geçmektedir.”

Bildiğim tek iş öğretmenlik
Yıldırım ise 7 Şubat 2017’de ihraç edildiğini belirterek şunları söyledi:
“Ben niye atıldım, bunu bilmek istiyorum, nasıl bir irtibat ve iltisaklandırıldım bunu bilmek istiyorum. İdari mahkemeye dava açtık, Anayasa Mahkemesi’ne dava açtık. İdari Mahkeme ve Anayasa Mahkemesi komisyonu gösterdi. Komisyona başvurumuzu yaptık, şu anda beklemedeyiz. İki yönlü tepki vermem gerekiyordu, birincisi iktidar beni hani ben bugüne kadar en çok işte doğaya yönelik olan saldırılarda, katliamlarda ses gösterdim bugüne kadar. Eylemlere katıldım ve sendika aktivistiydim aynı zamanda. Eylemlerimden dolayı beni ihraç ettikleri ortada. O zaman ben sokaklara çıkmalıyım dedim kendimce iktidara. İkinci ayağında halka kendimizi anlatabilmekti, biz haksız yere ihraç edildik, atıldık. Bunu anlatabilmekti derdimiz. Bunun için de 32 haftadır, her haftanın 3 günü oturma eylemi yapıyoruz Bakırköy, Kadıköy ve Kartal’da eş zamanlı oturma eylemleri yapıyoruz. Benim öğrendiğim tek bir meslek var, o da öğretmenlik. Bunu öğrendim, nasıl öğretmen olunacağını öğrendim, nasıl okul öncesi öğretmeni olunacağını öğrendim. Bildiğim başka hiçbir şey yok gerçekten. O yüzden ben öğretmenliğimi yapacağım.”

***

Eğitim Sen: Öğretmenler ihraçlarla karşılıyor

Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Dünya Öğretmenler Günü’ne ilişkin açıklama yaptı. Kamudaki ihraçlara değinilen açıklamada şöyle denildi: “Türkiye’nin öğretmenleri 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü’nü hukuksuz ihraçlar, açığa almalar, soruşturma ve sürgünlerin gölgesinde, işsizlik tehdidiyle ve sözleşmeli/güvencesiz istihdam uygulamaları ile karşılamaktadır.

Yıllardır ülkenin dört bir yanında fedakarca görev yapan öğretmenlerin önemli bir bölümü Dünya Öğretmenler Günü’nü darbe girişimi sonrası yaşanan hukuksuz ihraçlar, açığa almalar, tutuklama, soruşturma ve sürgün gibi antidemokratik uygulamalar ile karşılamaktadır. Bugüne kadar OHAL KHK’leri ile 34 bin öğretmen kamu görevinden hukuksuz bir şekilde, kendilerine savunma hakkı bile tanınmadan siyasi ve idari tasarruflarla ihraç edilmiştir. İhraç edilen öğretmen sayısının asker ve polis sayısından fazla olması dikkat çekicidir.

MEB, eğitime yönelik politika ve uygulamalardaki başarısızlığını sorgulamak yerine, her fırsatta sistem değişikliğine giderek sadece öğrencileri değil, öğretmenleri de mağdur etmektedir.“