Zamanın ellerimizden yere düşüşü gibi, ışıklar düşüyor üzerime Siena sokaklarında. Siena, yaşamının uzak demlerindeki İtalyan bir hanım zarifliği içinde, yaşına aldırmadan ve dahi...

Zamanın ellerimizden yere düşüşü gibi, ışıklar düşüyor üzerime Siena sokaklarında. Siena, yaşamının uzak demlerindeki İtalyan bir hanım zarifliği içinde, yaşına aldırmadan ve dahi gurur duyarak yılların yüzünde (şehirlerin yüzü ana meydanları değil midir?) bıraktığı tüm izlerden hoşnut, önce ışıl ışıl ışık demetlerini takıyor sokaklarına. Büyük ve renklerle süslü çam ağaçlarını giyiniyor her mahallesinde ve yüzünde bir tebessüm yeni doğan bebekler için güzellikler diliyor. Pek iyi anlaşamadığı komşusu Floransa’nın en yetenekli oğullarından Leonardo da Vinci’nin Mona Lisa adlı eseri gibi, yüzünün bir kenarında da yine ona çok yakışan bir hüzün…

Şehir sakinlerinde, Natale (Noel) ve yeni yıl telaşesi tüm hızıyla sürüyor, herkes birbirini kutluyor, tatil planları, yetişmesi gereken işler, çocuklara ve dostlara alınacak, pardon Natale Baba’dan istenecek hediyeler... Çatılar, balkonlar, kapılar süslenmiş, insanlarda tam olarak paylaşamadığım bir mutluluk. Yollar da artık kalabalık, sevdiklerine gidiyorlar, kaldırım kenarlarında yaşama tutunmuş yosunlar şaşkın, her gün duman çıkan baca sayısı daha da azalıyor kentte, insanlar şimdi uzaklarda balık menülü Natale yemeklerinde (24 Aralık), ailecek tombala akşamlarında.

Buona Natale Italia (Mutlu Noeller İtalya). Televizyonlar alışveriş tanrısının bu sene geçen sene kadar mutlu olmadığını duyuruyor. Kriz adlı cin keyfini kaçırmış, insanlar delice satın alamamış bu yılbaşı. Bizim aklımız Akdeniz’in öteki kıyısından kalplerimize ve bilincimize göz kırpan güzel İsyan Tanrıçası’nda...

Benim de gitmem gerekiyor artık, sevilen bir sürü dostun, ailemin, memleketin, dilimin, yaşam içinde küçük bin ayrıntı, çay simit, İstiklal’in büyülü derinliği, sokağa taşan müzikler, şehrim İzmir’in güzel vapurları, Ankara’da lapa lapa yağan kar, tadına doyulmaz bir İskender ya da hamsi tava gözümde tütüyor. Gitmek meselesi hep meşakkatli. Gidenler, gitmişler bilir, döndüğünüz yer hiç bıraktığınız yer değil artık, bir sürü sıcak anın yanında bir uzaklık hissi de yoklamaya başlıyor zamanla, kent size küsmüş gibi, tanıdık daha az sima dolaşıyor sokaklarda. Tam o aradığınız sıcağı bulmuşken, geri dönme zamanı geliyor, sonra yeniden başlıyor hikâye...

 

2008’İN İTALYANCA MUHASEBESİ

İtalya 2008’in muhasebesini yapıyor şimdi. 2008’e damgasını vuran olayları kabaca şu şekilde maddeleyebiliriz belki:

Berlusconi hükümetinin “çözerek” önemli başarılarından birisi olarak takdim ettiği ve Prodi hükümetinin düşmesinde de etkili olan Napoli sokaklarında çıkan büyük çöp isyanları.

Alitalia uçak şirketinin iflası ve özelleştirilme/kurtarılma süreci.

Nisan ayında yapılan seçimle üçüncü kez iktidara gelen Berlusconi hükümeti ve her rengi ile sol siyasetin yaşadığı derin kriz.

Köşemize defaatle misafir ettiğimiz ve İtalya’nın geleceği açısından pek çoklarını umutlandırırken, Berlusconi ve çevresini korkutan, eğitimin neoliberal dönüşümünü sağlamayı amaçlayan Gelmini yasasına karşı ortaya çıkan öğrenci hareketi (Dalga, L’Onda).

İtalya’da kültürel olarak homofobinin güçlü olduğundan geçen yazıda da bahşetmiştim. Geçen dönem (2006-2008) Yeniden Oluşumcu Komünist Parti’den milletvekili olmuş transeksüel milletvekili Vladimir Luxuria’nın Ünlüler Adası adlı oldukça popüler bir televizyon programında birinci olması İtalya’da homofobiye karşı bir kazanım olarak düşünülüyor.

1992’de (22 yaşında), bir trafik kazası sonucunda komaya giren Eluana Englaro’nun ailesinin talebi ile başlayan ve halen süren ötenazi hakkı tartışması.

Roberto Saviano, Umberto Eco gibi İtalyan düşünürler tarafından ulusal kahraman olarak nitelenen, 29 yaşında genç bir yazar. 2008 itibariyle filmi de çekilen, 2006’de yazdığı Camorra’nın (Napoli çevresinde örgütlü mafya) iç ilişkilerini isimler vererek deşifre ettiği Gomorra kitabıyla sürgünde ve namlunun ucunda bir yaşamı göze alıyor. İtalya’da deprem etkisi yaratan (Türkçeye’de çevrilmiş) bu kitaba daha sonra değineceğim.

Yukarda kriz perisi olarak bahsettiğim ekonomik kriz, İtalya’da da gündeme damgasını vuran en önemli konulardan, bölgeler arası eşitsizliklerle beraber işsizlik oranları da artmaya devam ediyor. La Republica’da çıkan bir haber yapılan son bir araştırmada nüfusun yüzde 5’inin besin maddesi alırken zorlandığını, bu rakamın Sicilya’da yüzde 10’lara çıktığını gösteriyor.

2009

Bana zamana tapınmayı hatırlatan, basit bir takvimsel dönüşüm olarak düşündüğüm yılbaşlarının neden kutlandığını hiç anlayamasam da, kutlayan herkese her türlü zamansal dönüşümde güzellikler dilerim. 18 Ocak’ta, Anadolu’nun yetiştirdiği en delikanlı adam üzerine yazacağım yazıyla görüşene kadar, sağlıcakla...