NTV’de yayınlanan “Yorum Farkı” programı, sonunda ‘yorumcular’ arasında beklenen kanlı-canlı bir kapışmayla yıllardır reality show’larla iştahı ve beklentisi....

NTV’de yayınlanan “Yorum Farkı” programı, sonunda ‘yorumcular’ arasında beklenen kanlı-canlı bir kapışmayla yıllardır reality show’larla iştahı ve beklentisi yükselen televizyon seyircisine düzeyli bir tartışmanın yöntemleri konusunda gereken dersi verdi.

Canlı olarak yayınlanan program, bilindiği üzere format olarak iki farklı kanaat önderinin toplumun gündemindeki konulara ilişkin fikir teatisinde bulunması, tartışma başlıklarına yönelik alternatiflerini serbest vezin sergilemesine dayanıyordu. Tabii bu arenada güreşe soyunan gladyatörlerin hakiki bir alternatif pozisyon geliştirmeye muktedir siyasal cenahlara ve kültürlere sahip olup olmadıkları konusu son derece tartışmaya açıktı. Yapımcılarca, bir neo-liberal kalemşörün ( programın ilk sezonunda bu kişi Mehmet Barlas’tı, ki kendisi aynı zamanda basın dünyasında liboş sıfatıyla görünürlük kazanan zat-ı muhteremdir. Şimdi o kadroyu Turgut Özal’ın arkadaşı olmakla övünen eski Maocu Cengiz Çandar doldurmakta) karşına askeri-bürokratik kesimlerin savunucu ortodoks bir Kemalist düşünürle (Emre Kongar en baştan beri bu koltuğu işgal etmeyi sürdürüyor) canlı yayın stüdyosunda ‘düşünce muharebesine’ girmesinin ‘entelektüel’ faydası murad ediliyordu.

 

Nitekim, böylesi kısır bir düşünce çarpışmasından da doğal olarak kamuoyu açısından yaratıcı, gelişkin alternatifler beklenmeyeceği aşikardı. Ancak doğrusunu söylemek gerekirse geçen gece canlı yayında yaşananlar düzeyine inebileceklerini biz bile tahmin etmiyorduk. Çandar’ın Cumhuriyet gazetesine yönelik ‘darbecilik’ ithamları karşısında, Kongar’ın mensup olduğu ‘aileyi’ cansiparene koruma refleksiyle Çandar’a doğru savurduğu ‘utanmaz, terbiyesiz’ gibi veciz felsefi salvolarla taaruza geçmesi üzerine programda iplerin tamamen koptuğu anlara şahit olduk. Bir süre ikili arasında ‘kimin daha demokrat olduğu’ hususunda süren nitelik ölçütü yukarıda belirttiğimiz üzere fazlasıyla yüksek(!) tartışma Kongar’ın “bu program bitiyor” restiyle sona erdi. Yani, henüz ekranlarda darbeciler ve liberallerin temsili savaşçıları arasında fiziki bir mücadeleye şahit olamadı necip Türk milleti! NTV yetkililerinden ileride bu tip programlara fiziksel açıdan da donanımlı öznelerin seçilmesini talep ediyoruz. Böylelikle Türkiye’nin önünü açacak iki önemli siyasal akımın temsilcilerinin tüm kapasitelerini yakinen test edebilmiş olacağız. ( Tabii bu noktada arkasını ‘dinamik güçlere’ yaslayanların görece avantaja sahip olacağı kesin gibi.)

Tam bu noktada geçtiğimiz aylarda Ergenekon soruşturmaları esnasında gazete olarak attığımız “Yiyin birbirinizi” manşetinin öngörüsündeki isabetin takdirini de okuyucularımıza bırakıyoruz.  

Gökhan Gençay