Geçici barınma sorununu dahi çözemeyen iktidarın, A4 kağıt üzerine yaptığı şehir planları sosyal medyada alay konusu olurken uzmanlar her bölgeye özel projeler üretilmesi ve bilime kulak verilmesi gerektiğini aktardı.

Çadır dikemeyen kenti de kuramaz
Fotoğraf: AA

Gökay BAŞCAN

Barınma sorununu geçici olarak dahi çözemeyen, çadır ihtiyacını karşılaşamayan iktidar, daha kayıplara ulaşılamazken şehir planlamasına girişti. Bu alelacele girişilen planlamalar konusunda odalar endişeli. Şehir Plancıları Odası Genel Sekreteri Ayhan Erdoğan, bugünden itibaren nasıl bir şehir planlaması yapılması gerektiğini aktardı.


İlk olarak arama-kurtarma çalışmalarının dikkatle tamamlanması ve ardından yıkılan binalara dair delil niteliğinde olan numunelerin toplanması gerektiğini belirten Erdoğan şöyle konuştu: "Depremde yaşanan kayma nedeniyle mülkiyet sınırlarından tutun, haritaların ve jeodezik ağ altyapısının güncellenmesine kadar bir dizi teknik işin yapılması gerekiyor. Bunlar yeni plana altlık olacak veriler. Ardından detaylı bir jeolojik, jeoteknik yer bilimsel etütler hızla yapılmalı. Ardından yalnızca ev sahipleri değil kiracıları, mülksüzleri de koruyan bir konut politikası uygulamaya alınmalı. Konu sadece yeni konut üretimi değil. Sanayi, ticaret, tarım gibi sektörleri de içerecek bütüncül bir yeniden inşa süreci planlanmalı. Aksi halde yüzlerce yıllık birikimle oluşan kentlerimiz son bulacak.”

TARİHİ YAPIYA MOLOZ MUAMELESİ

Hatay başta olmak üzere birçok ildeki tarihi yapıların zarar gördüğünü de hatırlatan Erdoğan, “İvedilikle bu yapı parçalarını moloz olarak gören, iş makinalarıyla hoyrat bir biçimde müdahale içeren uygulamalara son verilmeli. Tüm kalıntılar, ilerdeki restorasyon çalışmaları için titizlikle korunmalı. Yeniden inşa sürecinde kent hayatına katılımı sağlanmalı. Aksi durumda yapay, ruhsuz kent parçaları oluşturulacak fakat burada nitelikli bir kent yaşamı, aidiyet ve kamusallıktan bahsetmek mümkün olmayacak” dedi.

Erdoğan, başta ABD tarzı az katlı ve geniş bir alana yayılan planlamalar dahil birçok önerinin sosyal medyada yer alması üzerine şu ifadeleri kullandı: "Son günlerde maalesef herkes kendini ‘şehir plancısı’ olarak görmeye başladı. Yer yer hadsizlik, aymazlık içerisinde, yaşananlardan ders almayan politik figürleri de gözlemliyoruz. Yeniden inşa, yer seçimi, yapılaşma örüntüsü, yoğunluk gibi kararlar; tarihsel birikimle oluşmuş doğruları, etik ilkeleri olan bir disiplinin, planlama disiplininin konusudur. Her yerelin kendine has dinamikleri vardır. İklim, jeolojik-jeomorfolojik özellikler, sosyal yapı gibi çok sayıda faktörün analizinin ardından bu kararların alınması gerekmekte. “

***

Acilen yapılması gerekenler

• Kaymalar nedeniyle mülkiyet sınırları yeniden belirlenmeli.
• Jeolojik ve jeoteknik etütler acilen yapılmalı.
• Veriler imar planlarına işlemeli ve mülksüzler de korunmalı
• Sadece konut üretimi değil; sanayi, ticaret, tarım gibi sektörleri de içeren bir planlama yapılmalı.
• Tarihi eserler korunmalı, iş makinelerinin hoyrat müdahalesi son bulmalı.
• Planlama disipliniyle hareket edilmeli, hadsiz politik figürlerin söylemine kulak asılmamalı.