Çağdaşlaşma belgesi: Muammer Sun! İyi ki doğdun!

EREN AYSAN
Konuk yazar

Önceki gün Ankara’da Cumhurbaşkanlığı Orkestra Salonu’nda seksen dört yaşına basan Muammer Sun için görkemli bir “Muammer Sun Akşamı” düzenlendi. TOBAV’ın (Devlet Tiyatrosu Opera ve Bale Çalışanları Vakfı) önderliğinde gerçekleşen saygı gününde, yaşayan aydınlık değerimiz Muammer Hoca’nın etrafında başta deneyimli sunucu, tiyatro yönetmeni Murat Atak, TOBAV Başkanı Mehmet Yılmaz olmak üzere birbirinden değerli sanatçılar kenetlendi. Ülkemize çok sayıda orkestra eseri kazandıran, orkestralar için süitler, sololar, koro ve orkestra için, şan ve orkestra için yapıtlar, oda orkestraları ve oda müziği toplulukları için yaratılar, sahne ve film müzikleri kazandıran Sun’un yaşamından kesitleri Murat Atak sundu. Müzik öğrenimine 1946 yılında Askeri Mızıka Okulu’nda başlayan müziğin bilgesi, Askeri Mızıka Okulu’nun kapanmış olmasından duyduğu üzüntüyü dile getirirken gözyaşlarını tutamadı. Ankara Devlet Konservatuarı’nın en kıymetli yıllarında okuduğu müzik öğretmenleri Adnan Saygun, Mithat Fenmen, Hasan Ferit Alnar’ı saygıyla anarken, Türk müziğinde armoniyi öğreten hocası Kemal İlerici’yi öne taşıdı. Özellikle türkülerimizi çağdaş bir formda ele alma düşüncesiyle yepyeni eserler kazandırmasını, “Ben Anadolu’yum, halkın kendisiyim” diyerek anlattı.

Konservatuarı bitirdikten sonra Kompozisyon Bölümü’ne Teori ve Armoni Öğretmeni olarak atanan Sun, askerlik dönüşü solcu olduğu gerekçesiyle Milli Eğitim Bakanlığı’nda nasıl kızağa çekildiğini aktarırken, bu topraklarda nefes alan aydınların yazgısının hiç değişmediğini bir kere daha anımsattı bize. Öte yandan Muammer Hoca, işinden el çektirildiği dönemde bile ülkenin sanatında nasıl dönüşümcü olunabileceğini kurduğu sayısız korolarla bir kere daha hatırlattı. Yılgınlığa düşmemenin ve sürekli üretmenin bir aydın sorumluluğu olduğunun altını çizdi hep. Onun okul müziği eğitimi alanındaki çabasının ardında, büyüyen toplumsal ve kültürel sorunlara çözüm araması vardı şüphesiz. Bu süre içinde ise, Türkiye’de koro müziği denilince ilk akla gelen isimlerden olan Elnara Kerimova, Sun’un kurduğu TRT Ankara Radyosu Çoksesli Korosuyla Muammer Sun eserlerini seslendirdi. Piyanoda Hande Dalkılıç, “Türk Scarlatti” olarak nitelendirdiği büyük müzik adamı Sun’dan, Anadolu lirizmiyle bütünleşen “Yurt Renkleri”ni sundu. Görkem Ezgi Yıldırım, Muammer Sun’un Ömer Hayyam’dan bestelediği “Seni Sevdim Diye Kınarlarsa Beni” şarkısını güçlü sesiyle yorumlarken, bizler de, şiirin devamını söylüyorduk: “Yürek ne? Sevgi ne? Onlar bilirler mi ki?”… CSO Başkemancısı Jülide Yalçın Dittgen ile solist piyano Yeşim Gökalp, “Türkü, Şarkı ve Köçekçe”yi salonu tıklım tıklım dolduran seyirciyle paylaştı. H.Ü. Devlet Konservatuarı Ortaokul Korosu, onun müzik çocuklar için verdiği yapıtlardan örnekler verdi. Daha küçükler ise “iyi ki doğdun” diye seslendirdiler, çepeçevre sardılar Sun’u… Hepimizin gözlerinin dolduğu bu anın ardında bir çınara saygı yoktu yalnızca. Herbirimiz içimizde temeli sapasağlam atılan Cumhuriyet’in değerlerinin öyle kolay tırpanlanamayacağını duygusunu yaşadık. Mehmet Yılmaz, Muammer Hoca’nın eşinden uzak kaldığı bir dönemde bestelediği “Yum”u olağanüstü bir yorumla seslendirdi. Selva Erdener albümüne de aldığı “Uzun Kavak”ı yorumlarken ne denli değerli bir soprano olduğunu bir kere daha kanıtladı. Korolar Çiğdem Aytepe şefliğinde AllıTurnam’ı seslendirdi. Basbariton Arda Aktar, Aziz Nesin’in dizelerinden “Sevdikçe Yaşıyorum”u sundu. Akşam, Sun’un Hikmet Şimşek’le kurduğu ve ülkemizde kurulan son koro olan Kültür Bakanlığı Güzel Sanatlar Korosu’nun söylediği Karadeniz Marşı’yla ve bütün solistlerin, koroların sahne aldığı “Atatürk Marşı”yla sona erdi. Atatürk Marşı’nda şef ise değerli öğretmen Süreyya Çağlar’dı. Muammer Sun, 1968 yılında Sinop’ta bir etkinliğin ardından kendine gelen notu üç kere okumuştu. Notta, “Tam bağımsız, tam demokratik Türkiye” yazıyordu. Bu düşü gerçeğe dönüştürmenin yolu aynı zamanda aydınlanma bilincimiz için çaba gösterenleri unutmamaktan geçiyor!