Türkiye tenisi önceki gün tarihe tanıklık etti. İstanbul Cup'ta tek kadınlarda zafere ulaşan Çağla Büyükakçay sessiz ve sakince bir devrim başlattı.

Çağla Büyükakçay: Kadın devrimi

BUĞRA AYDAR
bugraaydar@gmail.com

Türkiye tenis tarihinde önceki gün olağanüstü bir gün yaşandı. 26 yaşındaki milli tenisçi Çağla Büyükakçay İstanbul’da düzenlenen WTA (kadınlar) turnuvası TEB BNP Paribas İstanbul Cup’ta şampiyon olarak ülke tenisinde bir ilke imza attı: Hafta başına kadar Türkiye bir yarı finalist bile görmemişken, Çağla kupa kaldırdı. Hepimizin bu başarıyı duygusal sebeplerle abartması kaçınılmaz olsa da, şu gerçeği unutmamak lazım: Kariyerinde ilk 100’e girememiş bir oyuncunun WTA turda kupa kaldırması başlı başına büyük ve nadir görülen bir hadisedir.

Teniste olağanüstü bir form grafiği yakalamamış bir ismin kupa siftahını (“maiden title”) yapması için genellikle bazı dış etkenlerin devreye girmesi gerekir. Mesela söz konusu turnuvadan önemli isimler çekilmesiyle önünüz açılmıştır; “kendi sahanızda” oynadığınız için muazzam bir seyirci desteğiniz vardır, hakemler de daha yakın davranır; şansınız hafta boyu yanınızdadır; çektiğiniz kura rakiplerinizinkine göre daha “ballıdır” vb.

Çağla’da bunların hiçbiri yoktu, finalde bile devasa bir seyirci kitlesi önünde oynamadı. Turnuvanın Esenyurt gibi ulaşımı zor bir yerde düzenlenmesinin de etkisiyle, ne yazık ki WTA sezon sonu şampiyonasında gördüğümüz muazzam seyirci yoktu. Çağla turnuvada sıralamada kendisinden çok daha yukarıdaki isimleri yendi ki, bunların arasında mesela gibi bir ara 21. sıraya kadar yükselmiş olan Rumen Sorana Cirstea veya dünya 65 numarası Hibino da vardı.

Çağla Büyükakçay bütün maçlarını muazzam bir zihinsel kuvvet göstererek neredeyse zorlanmadan (sadece finalde bir set kaybederek) aldı ve böylece ilk kez sıralamada ilk 100’e girmiş oldu. Kadınların spor yapmak bir tarafa, dışarı çıkmasını bile “sorunlu” görüp onları eve kapatmayı düşünen bir ülke için gerçekten büyük bir başarı, aynı zanda bir kadın devrimi bu!

Kuşkusuz, tenisle yakından ilgilenmeyen isimler “ama Serena yoktu, Sharapova yoktu” diyebilirler. Evet, yoktu. İstanbul Cup 250 puanlık bir turnuva olduğundan (bir Grandslam 2 bin puan), büyük isimlerin ilgi göstermesi zor. Fakat Çağla için her şey daha yeni başlıyor ve malumu ilam etmek gibi olmasın ama ancak bu aşamalardan geçerek daha büyük zaferlere ilerlenebiliyor.

Son bir not: Turnuvada tekler şampiyonluğunun yanı sıra, İpek Soylu da çiftlerde partneri Mitu’yla birlikte şampiyonluğa ulaştı ve Türkiye bir günde iki kupa kaldırmış oldu.

Çağla 82. sıraya yükseldi

TEB BNP Paribas İstanbul Cup Uluslararası Kadınlar Tenis Turnuvası'nda Karadağlı Danka Kovinic'i 2-1 yenerek şampiyon olan Çağla Büyükakçay, 36 basamak birden tırmanarak dünya sıralamasının 82. basamağına çıktı ve "ilk 100'e giren ilk Türk kadın tenisçi" unvanını aldı. Sıralamada ilk 5 değişmedi. Zirvede yer alan Serena Williams'ı, Agnieszka Radwanska, Angelique Kerber, Garbine Muguruza, Victoria Azarenka takip etti.