Can güvenliği tehlikede: Assange’a özgürlük

Richard Medhurst

İngiltere'de maksimum güvenlikli bir hapishanede tutulan WikiLeaks kurucusu Julian Assange'a bu hafta Londra'daki mahkeme bir darbe daha indirdi. Assange'ın ABD'ye iade edilmesinin reddi üzerine görülen temyiz duruşması, Assange hakkındaki psikolojik raporların incelenmesi gerekçesiyle ekim ayına ertelendi. ABD'ye ise ekim ayındaki duruşmada iadenin reddine ilişkin beş gerekçenin tümüne itiraz etme izni verildi. ABD ve İngiltere'nin savaş suçlarını ifşa ettiği için ona uygulanan acımasız zulüm gerçekten utanç verici.

Assange'ın iade duruşmalarını başından beri takip ettim ve bu haftaki duruşmaya ise uzaktan katıldım. ABD'li avukatlar Assange'ın ABD'ye iadesi halinde can güvenliğinin olmayacağı ve intihar riskinin artacağı yönünde kanıt sunan bilirkişi raporunun kusurlu olduğunu savundu. Geçen yıl eylül ve ekim aylarında Assange'ın ABD'ye iadesi talebiyle yapılan duruşmalar sırasında da savcılık defalarca bilirkişi tanıklarını Assange'dan rüşvet almakla suçlamıştı. Temyiz sürecinde de Assange'a karşı benzer bir tutum sergileniyor. ABD özellikle profesör Michael Kopelman'ın Assange hakkındaki psikiyatrik değerlendirmesinin mahkemeyi yanlış yönlendirdiğini iddia ediyor. Bu iddianın ise tıp bilimiyle hiçbir ilgisi yok. Assange'ın iki çocuğunun annesi Stella Morris'in raporda adının geçmesi bu iddiaya gerekçe gösteriliyor.

İADE EDİLİRSE ÖLECEK

Profesör Kopelman, Assange'ın ABD istihbaratının hedefinde olduğunu vurgulayarak ülkedeki cezaevlerinde güvenliğinin olmayacağının altını çizdi. Savcılık ise Kopelman'ın Assange'la ilgili değerlendirmelerinin Assange'ın beyanlarından oluştuğunu savunmakta. Dünyanın önde gelen nöropsikiyatristlerinden Kopelman'ın tıbbi uzmanlığının bu düzeyde sorgulanması tüm dava sürecinde ortaya çıkan bir başka saçmalık oldu. Ayrıca, Kopelman bu yönde ifade veren tek tıp uzmanı değildi. Dr. Quinton Deeley gibi çok sayıda doktor, "Assange fiziksel olarak iyi değil, aynı zamanda akıl hastalığından muzdarip ve ABD'ye iade edilirse büyük olasılıkla ölecek" dedi. Bunu görmek için sadece tıbbi uzmanlık gerekmiyor. Duruşmadan yapılan video bağlantısıyla Assange'ın ne kadar yıpranmış olduğunu ben bile bizzat gördüm. 50 yaşından fazla görünüyordu ve doğrusu ilk başta onu tanıyamadım bile.

Savcılık, ABD'ye iade talebini reddeden hakim Vanessa Baraitser'in Assange'ın intihar riskine ilişkin genel değerlendirmesinde hata yaptığını da iddia etti. Ancak, savcılığın çağırdığı iki tıbbi tanık olan Prof. Fazel ve Dr. Blackwood da Assange'ın depresyonda olduğunu ve daha düşük derecede de olsa intihar riski altında olduğunu kabul etti. Ve buna rağmen Assange'ı hiç tedavi etmediler.

YALANCI TANIK DEVREDE

ABD, profesör Kopelman gibi bilim insanlarının mahkemeyi yanlış yönlendirdiğini ileri sürerken davanın kilit tanıklarından Sigurdur Thordarson, hukuki dokunulmazlık karşılığında Assange'a karşı ifade verdiğini ve ifadesini tamamen uydurduğunu itiraf etti. Yani yalan söylemek ve mahkemeyi yanıltmak sadece Adalet Bakanlığı adına yapıldığında mı kabul edilebilir oluyor? Thordarson'ın açıklaması, Assange'a mahkemede yöneltilen "hacker" suçlamasının temelini oluşturmaya yardımcı olmuştu. Ancak Assange'ı bir siber suçlu gibi göstermek için yapılan bu itibarsızlaştırma girişimi mahkemede hiçbir zaman kanıtlanmadı.

ABD İNTİKAM PEŞİNDE

ABD, Assange'dan intikam almak için o kadar kararlı ki iade edilmesi için olağanüstü bir yol kat ediyor. Joe Biden, Donald Trump'ın bıraktığı yerden devam ediyor ve ABD istihbarat teşkilatlarına ve savaş makinesine meydan okuyan herkesi karşısına alıyor. ABD'nin artık basın özgürlüğüne yönelik saldırılarını ve WikiLeaks'in ifşa ettiği savaş suçlarını tartışmıyoruz bile. CIA işkencelerine uğrayan kurbanların ve "Irak Ceset Sayımı" projesindeki insan hakları savunucularının açıklamalarıyla da ilgilenmiyoruz. Assange'ın Ekvador Büyükelçiliği'ndeyken avukatlarıyla yaptığı konuşmaların ABD istihbaratı tarafından "avukat-müvekkil" gizliliğini hiçe sayarak dinlenmesi ve kayıt altına alması gibi sayısız suçlar gündeme bile getirilmiyor. Bu doğal olarak ABD'yi çok memnun ediyor. "Teröre Karşı Savaş"ın mimarlarından hiçbir zaman hesap sorulmaz ve anaakım medya bunları haber yapma zahmetine bile girmez. O nedenle işledikleri suçların ne kadar yaygın ve bilindik olduğunu belirtmeyi bırakalım.

ABD henüz istediği nihai sonucu elde edememiş olsa da Assange'a karşı edindiği misyonu başarıyla sürdürüyor, yasal süreci mümkün olduğu kadar uzatıyor. Assange'ın ABD hükümetinin tüm gazabını hissetmesi için yalnızca iade edilmesi gerekmiyor. Bu süreç Assange'ı yeteri kadar yıpratıyor. Ekvador Büyükelçiliği'nde yedi yıl ve Belmarsh Hapishanesi'nde iki yıldan fazla süredir tutuklu bulunan Assange, ABD'ye iade tehdidi altında maksimum güvenlikli bir hapishanede çürümeye devam ediyor. ABD'nin istediği de tam olarak bu: Assange'ın hiçbir zaman kendini güvende hissetmemesi.

Russia Today'den çeviren BirGün Çeviri Kolektifi