Depremin üzerinden geçen beş günde felaketin boyutu, 17 bin 480 kişinin yaşamını yitirdiği 17 Ağustos 1999 depremini geride bıraktı. Arama-kurtarma çalışmalarının devam ettiği beşinci günde ölü sayısının 20 binlere dayanması afetin boyutunu gözler önüne serdi.

Can kaybı 17 Ağustos depremini geçti: Hastane bahçeleri acil servislere döndü
Hatay merkezindeki Armutlu semtindeki evlerinde yakınları enkaz altında kalan bir kadın büyük üzüntü yaşadı. (Foto: AA)

Sibel BAHÇETEPE

Maraş merkezli iki depremin 10 ilde yarattığı yıkımın boyutları her geçen gün ağırlaşıyor. Son verilere göre 9 saat arayla gerçekleşen iki büyük depremde ölü sayısı 19 bin 388’e yükseldi, 77 bin 711 kişi de yaralandı. Kurtarılmayı bekleyen yurttaşların bulunduğu çok sayıda enkaza henüz girilmediği belirtilirken; ölü sayısı depremin 5’inci gününde 17 Ağustos 1999 tarihinde yaşanan Marmara Depremi’ni de geçmiş oldu.

Peş peşe meydana gelen ve büyük yıkıma yol açan depremin bugün altıncı günü. Hâlâ ulaşılamayan binalar, gidilmeyen köyler bulunuyor. Depremzedeler çaresiz şekilde enkazlarının başında bekliyor. Bir taraftan soğuk ve karlı hava, bir taraftan çaresizce beklemek yaraları daha da büyütüyor. Geç gelen arama-kurtarma ekipleri, koordinasyon eksikliği, plansızlık deprem ülkesi olan Türkiye’de binlerce insanın da göz göre göre yıkılan binaların altında kalmasına neden oldu. “Daha kaç felakette kader kurbanı olacağız?” diyen ve yetkililere tepki gösteren yurttaşlar, yaralarını da dayanışma ile sarıyor. Pek çok ilde elektrik kesintisi devam ederken, çadırkentler de kurulmaya başlandı. Ancak yetersiz. Bir an önce konteynırların kurulması, ısınma, temiz su ve seyyar tuvaletlerin acilen bölgede koordinasyonunun yapılması gerekli.

HASTALAR SEDYELERDE

Depremin meydana geldiği Malatya ve Maraş’ı ziyaret eden, ardından Adıyaman’a hareket eden KESK’e bağlı Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Eş Genel Başkanı Gönül Adıbelli, gözlemlerini BirGün’e anlattı. Bir yıl önce boşaltılan, yalnızca acil servisi hizmet veren Maraş Pazarcık Devlet Hastanesi’nin depremden büyük hasar gördüğünü anlatan Adıbelli, söz konusu hastanenin acil servisinin de hasar gördüğünü, duvarlarının çatladığını ve şu an da kısmı bir sağlık hizmetinin verildiğini söyledi. Hastane bahçesine çadır kurulduğunu ve sağlık hizmetlerinin bir bölümünün acilde, bir bölümünün bahçede verildiğini belirten Adıbelli "Çadır hastanesi kurulmuş ancak yeterli değil. Çevreden gelen yaralılar Elbistan Devlet Hastanesi’ne de götürülüyor. Elbistan’da diş hastanesi var orası da il dışından gelen ve aynı zamanda evleri yıkılan çalışanların barınmasında da kullanıyorlar" dedi.

can-kaybi-17-agustos-depremini-gecti-hastane-bahceleri-acil-servislere-dondu-1125221-1.

SAYILAR DÜŞÜK AÇIKLANDI

Yaralı sayısının her geçen gün hızla artmasına ilişkin de Adıbelli, özetle şunları kaydetti:

"Burada bakanlığın koordinasyon eksikliği ile enkazlara yeni yeni girilmesinin elbette etkisi var. Pazarcık ve Elbistan’da gördüğümüz şey şuydu. İlk 24 saat neredeyse enkaza girilmemiş. Örneğin 24 saat sonra ekip gelmiş o da bir tane. Oysa bir çok bina yıkılmıştı. Son iki gün içinde kurtarma çalışmaları arttı. Doğal olarak daha fazla yaralı veya ölü çıkmaya başladı. Bilinçli bir şekilde sayıların az az açıklandığını da düşünüyoruz. Gezdiğimiz yerlerde halen temel sorun barınma, ısınma, su ve tuvalet. Seyyar tuvalet ve tankerle su gelmeli."

LÜKS SİTELER YERLE BİR

SES Maraş Şubesi’nden Hasan Özkan, Elbistan’da çok sayıda binanın yıkıldığını ve hasar gördüğünü söyledi. Özkan, kentet Elbistan Devlet Hastanesi’nin durumunun iyi olduğunu belirterek şöyle devam etti: "Çok sayıda hastane örneğin yeni yapılan Nezip Fazıl Şehir Hastanesi ağır hasarlı, yine yeni yapılan üniversite hastanesi ağır hasarlı. Diğer sağlık kurumlarının da çoğu ya yan yatmış ya da kullanılmayacak durumda. Elbistan Devlet Hastanesi 5-6 yıl önce depreme dayanıklı Japon teknolojisi ile yapılmış, raylı sistemi var. Hastanemiz 450 yataklı ama böyle bir durumda sedyeler bile hasta yatağı oldu. Maraş’ta halen ulaşılamayan köyler var. Bazıları tam hasarlı mesela bazılarında hiçbir şey yok. Mesela Cumhuriyet Mahallesi’nde üç ya da dört binada yıkım olmuş, diğer binaların hiçbirinde bir şey yok. Ya çok eski binalar ya da son iki üç yılda yapılan binalar yıkıldı. Zannedersem yapı denetimde son iki üç yılda denetim mekanizmasında problem oluştu. Mesela çarşı komple yıkık. Bir tane banka ayakta. İlginç bir şekilde gecekondu mahallesi var, evlerin hepsi kerpiç. Hiçbirinde problem yok. Ama lüks siteler var onların hepsinde hasar ve yıkım var."

Yardımların plansız dağıtıldığına dikkat çeken Özkan “Nüfusun yüzde 70’i de başka şehirlere gitti, yardım TIR’ları koordineli olmalı" dedi.

ÇADIRDA DOĞUMLAR

SES Adıyaman Eş Genel Başkanı Halil İbrahim Aydın da kentteki enkazların üçte biri kadarına girildiğini belirterek "Buradaki binaların 3’te biri yıkılmış durumda geri kalan evler çok hasarlı girilemeyecek durumda” dedi. Aydın, Adıyaman’ın sağlık altyapısında sorunların olduğunu, deprem ile bunun katlandığını dile getirdi. Kentte bir iki yerde sahra hastanesinin kurulduğunu, orada da yalnızca ayaktan sağlık hizmetinin verildiğini anlatan Aydın, şöyle devam etti: “Sahra hastanesi dediğimiz şey ayakta, poliklinik hizmeti veren bir yer. Ama kronik hastaların takibi, ağır yaralamalar bunlara hizmet verecek durumda değil. Adıyaman Eğitim ve Araştırma Hastanesi şuan yıkılmadı ancak deprem nedeniyle yaralı sayısı, hastalık yükünü kaldıracak durumda değil. Tam teşekküllü şekilde ameliyatlar yapılamıyor, cihazlar depremden dolayı kullanılmıyor. Adıyaman’da Kadın Çocuk Hastanesi vardı. Hastane kullanılmıyor, bahçesindeki çadırda doğumlar yapılmaya başlandı. Hâlâ enkazdan canlı çıkan var. Az önce 4 yaşındaki bir çocuk enkazdan canlı çıkarıldı."

can-kaybi-17-agustos-depremini-gecti-hastane-bahceleri-acil-servislere-dondu-1125222-1.

***

NUMARALI DEFİNLER YAPILIYOR - (DHA)

Depremin yıkımının etkisi toplu mezar yerlerinin kazılmasıyla daha da gün yüzüne çıkıyor. Depremin ağır hasar verdiği illerden olan Hatay’ın Antakya ilçesinde, ‘deprem mezarlığı’ oluşturuldu. Kepçeler tarafından kazılan ve numaralanan mezarlara defin yapılıyor. Cenaze işlemlerinin hızlı yapılabilmesi ve karışıklığı önlemek için mezar taşlarına isim yerine numara veriliyor. Farklı şehirlerde defin yapmak isteyenlere ise cenazeleri teslim ediliyor. Deprem bölgesine farklı şehirlerden gönderilen mobil gasilhaneler de bu merkezden talep edilen ilçelere gönderilecek.

***

YIKIM NASA HARİTASINDA

ABD Havacılık ve Uzay Ajansı’nın (NASA) uydu görüntüleriyle elde ettiği verilerle hazırladığı haritada Maraş, Türkoğlu ve Nurdağı’nda hasar gören bölgelere noktasal olarak yer verildi. NASA’da görevli jeofizikçi Eric Fielding "Kırılmanın uzunluğu ve şiddeti 1906 yılında San Francisco’yu yıkan deprem ile benzerdi" dedi. Karlsruher Teknolojisi Enstitüsü’nden Alman araştırmacı Andreas Schäfer da depremin merkez üssüne yakın Gaziantep’in Nurdağı ilçesindeki levhaların 3-4 metre oynadığını gösterdi. Schäfer, Türkiye’deki iki büyük depremin Lübnan ve Ölüdeniz bölgesini tetiklemiş olabileceğini belirterek, buralarda da çok büyük depremler yaşanabileceği uyarısında bulundu. İtalya Ulusal Jeofizik ve Volkanoloji Enstitüsü (INGV) Başkanı Carlo Doglioni ise depremin ardından Anadolu yarımadasını 3 metre batı yönünde kaydırdığını açıklamıştı.