Sivas Katliamı'nın yaşandığı 2 Temmuz 1993, insanlık tarihinde kara bir leke olarak yer aldı. Sivas Katliamı bu sene 12'nci yılını dolduruyor. Türkiye ölen aydınlarını anıyor...

Madımak ibret müzesi olmalı

AVRUPA Alevi Dernekleri Konfederasyonu tarafından başlatılan 'Madımak Müze Olsun' Kampanyası, dün düzenlenen bir toplantıyla kamuoyuna duyuruldu. Konfederasyon Başkanı Turgut Öker, Türkiye'de 10 yıl boyunca Madımak katliamında hayatını kaybedenlerin anılamadığını ifade ederek, bu süre boyunca böyle bir olay olmamış gibi davranıldığını söyledi. Madımak olayının, devletin Alevi toplumuna olan bakış açısını gösterdiğini belirten Öker, Madımak Oteli'nin et lokantası olarak işletilmesinin de bir insanlık ayıbı olduğunu kaydetti.

Türk politikacıların Solingen katliamına gösterdikleri ilgiyi Madımak katliamına göstermediklerini ifade eden Öker, ''Bu politikacılar sahtekâr ve riyakâr politikacılardır. Deniz Baykal, Solingen'e gitti ama hiçbir zaman Madımak'a gelmedi. Bu insanlar Alevilerle dalga geçiyor'' diye konuştu. Solingen katliamının yaşandığı evin Alman Hükümeti tarafından katliam anıtı haline getirildiğine de dikkat çeken Öker, aynı davranışı Madımak Oteli'nin müze olması için hükümetten beklediklerini ifade etti.

Sivas Katliamı'nın yapıldığı 2 Temmuz 1993, insanlık tarihinde kara bir leke olarak yer aldı. Sivas Katliamı bu sene 12'ncı yılını dolduruyor. Madımak Oteli'nde 37 insanın yakılarak öldürüldüğü katliamın yakalanabilen suçluları ise çıkarılan yasalarla bir bir serbest bırakılıyor.

NE OLMUŞTU?

Pir Sultan Abdal Şenlikleri başlamadan günler önce gerici yayın organları tarafından başlatılan provakatif yayınlar sonucunu 2 Temmuz günü verdi. O gün Madımak Oteli'ni yakan gericiler saldırı için Cuma namazının çıkışını bekler. Cuma namazından çıkan kalabalık, katillerin kışkırtmasıyla harekete geçer ve önce etkinliklerin yapıldığı Kültür Merkezi’ne saldırırlar.

Ardından da Sivas katliamının yaşanacağı Madımak Oteli kuşatılır. Oteldekiler 8 saat yardım gelmesini bekler. Sivas'ta adeta zaman durur hiç kimse birşey yapmaz. Otuz yedi insanın öldüğü 'Sivas Katliamı' hiç görülmemiş bir olay olarak tarih sayfalarında yerini alır. İstihbarat birimleri "olay çıkaca ğını rapor ettik'' derken, dönemin Sivas Belediye Başkanı katilleri, "gazanız mübarek olsun'' diye kutlamaya kadar işi vardırır.

Katiller Madımak Oteli'ni kuşatmış, insanlar içeride çığlıklarla yardım beklerken dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Sivas valisi ve Emniyet Müdürüne defalarca ''Güvenlik güçleri ile halkı karşı karşıya getirmeyin'' uyarısında bulunmuştur. Dönemin Başbakanı Tansu Çiller ise otelde insanları cayır cayır yakan gerici katillere birşey olmadığını, burunlarının bile kanamadığını müjdelemektedir(!).

Ankara DGM 1994 yılında verdiği ilk kararında olayı basit bir "yangın çıkararak adam öldürme'' olarak değerlendirir. Ankara DGM 1997'de ''İnsanlı k tarihinde din adına işlenen böyle bir vahşet görülmemiştir'' diyerek 33 sanığı idam cezasına çarptırır ancak sanıklar bu kararı temyiz ederler. Sivas davası hükümlülerinden önce 3 kişi yeni Türk Ceza Kanunu'ndaki lehte olan hükümlerden yararlanarak tahliye olur, ardından da Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, ''Anayasal düzeni zorla bozmaya kalkışmaya iştirak'' suçundan 7 yıl 6'şar ay ağır hapis cezasına mahkûm ettiği 9 hükümlüyü, yeni TCK uyarınca tahliye eder. 18 Mayıs 2005 tarihinde yeniden görüşülür ancak ifadeleri alınamayan hükümlülerin yeniden adreslerinin araştırılmasına ve yasa değişikliğinin beklenmesine karar verilerek, duruşma 21 Temmuz tarihine ertelenir.

KATLİAM TANIKLARI

Yazar Öner Yağcı: ''Bu katliam toplumsal muhalefeti oluşturan devrimci, alevi toplumunun belini kırmak için yapıldı. 37 insanı orada yakarak topluma yılgınlık ve korku empoze etmeye çalıştılar. Bu katliamla birlikte mücadele veren toplum zayıflamıştır. Bu bir anlamda yılgınlık operasyonuydu.” Pir Sultan Abdal Derneği eski Başkanı Yazar Ali Balkız:''Bir anlamda o gün Türkiye'nin aydınlık yüzüyle karanlık yüzü karşı karşıya geldi. Bu saldırı Cumhuriyetin kazanımlarına karşı yapılmış bir başkaldırıydı.”