Çareyi gösteren kitaplar!

MEHMET ÖZÇATALOĞLU

Sıkıntılı olduğum zamanlarda keyifli çocuk kitaplarına yönelirim. Huzursuzluğumu unutturur, tatlı anlar geçirmemi sağlar o kitaplar. Ve bilirim ki çocuklarda da aynı etkiyi yaratır bu kitaplar. Daha iyi bir dünyada, daha güzel bir gelecek kurarak yaşatmaya çalıştığımız çocuklarda… Zaman zaman içinde yaşadığımız çağın bütün zorluklarını üzerlerine yıkmasak da bir şekilde hissettirdiğimiz, yaşattığımız çocuklarda… Bazen de engel olamadığımız, en karanlık anları yaşattığımız çocuklarda…

Önümde üç kitap var. Çocukların okumayı sevmelerine katkı sağladığına tereddütsüz inandığım Fatih Erdoğan imzalı, Mavibulut etiketli üç kitap. Üçü de ilk okuma dönemindeki ya da hemen öncesindeki çocuklara seslenen kitaplar.

Parkta Bir Gün

Parkta Bir Gün, iki kardeşin parkta gezinirken patlayan bir fırtınaya ve ardından bastıran sele yakalanmalarını konu ediyor. Çocukların doğadan giderek uzaklaştığı, özel güvenlikli sitelerin içerisinde kurulan plastik zeminli parklarda eğlenip oynadıkları bir dönemde önemli bir kitap Parkta Bir Gün. Küçük hacmine rağmen içerisinde yağmuru, fırtınayı, rüzgârı, şimşek ve gök gürültüsünü barındırıyor. Ayrıca doğada karşılaşılabilecek felaketlerle nasıl baş edilebileceği konusunda da ipuçları veriyor, yol gösteriyor. Fantastik bir günde heyecanlı bir dayanışma öyküsü de denilebilir bu kitap için. Parkta Bir Gün’ü resimleyense Çınar Dize Sertbarut.

Tuhaf Bir Sabah

Yine Fatih Erdoğan imzalı ilginç bir kitap. Özellikle çizimleriyle öne çıkıyor. Salvador Dali’nin resimlerinden bildiğimiz saat var bu kitapta. Zamanın akıp gidiyor oluşunu anlatır gibi akıp giden saat… Çocuk bir sabah uyanıyor ve karşısında kocaman bir surat. Öyle durmuş çocuğa bakıyor. Konuşan ve yakalanamayan bir şapka. Sıcaklığı ile kocaman suratı kavuran bir güneş. Nedir, ne oluyor derken bir ressam geliyor ve “Bağışlayın efendim, çok üzgünüm. Son yaptığım resmi unutmuşum sabahınızda” diyor ve topluyor bütün bu nesneleri. Rulo yapıp koltuğunun altına alıyor resmini “Umarım üzmez sizi bir daha; ama bakın söz veremem yine de… Bilirsiniz işte, sanat denilen şey biraz tuhaf bir şeydir sonuçta” diyerek çekiliyor Tuhaf Bir Sabah’tan. Çocuğun yüz ifadesi şaşkın ve düşünüyorum ben de ister istemez, tüm bu olanlar çocuğun rüyası mı yoksa gerçekten yaşadı mı bunları, diye. Ona da minik okurlar karar versin. Biraz da onlar düşlesin. Kitabı yazan olduğu gibi resimleyen de Fatih Erdoğan.

Süper Möö Dünyayı
Nasıl Kurtardı?

Önümdeki son kitap, bilginin, öğrenmenin, araştırmanın ve kitabın önemini vurguluyor. Bu kitapta ineğin başkarakter olması kesinlikle rastlantısal değildir. Çocuklar anlamasalar da bu iletiyi kitabı onlara okuyan ebeveynler hemen çözeceklerdir şifreyi. Biz yetişkinlerin ya da ergen dediklerimizin sıkça kullandığı bu mecaz anlam kitapta gerçeklik kazanmış. Bir ineğin okuyarak, araştırarak, çalışarak ve başkalarıyla işbirliği yaparak dünyayı kurtarması anlatılıyor kitapta adından da anlaşılacağı üzere. Fakat bunu yaparken teknolojik imkânların yanı sıra kitap ve kütüphanenin kullanılması, hatta kitapların teknolojik imkânların önüne geçmesi dijital dünyanın içine doğan çocuklara önemli bir ileti kanımca. Başkarakter ineğin diğer ineklerle işbirliği yaparak gücü birleştirmesi de sorunlarımızın çözümü konusunda minik beyinlere gizli ve ince bir ileti gibi. O halde diyorum ki; dünyanın bütün inekleri, birleşin! Kitaptaki çizimler yine Fatih Erdoğan’a ait.

Fatih Erdoğan kendine has anlatımı, mizahi diliyle çocuklara yol gösteriyor yine. Okurken eğlenecek, eğlenirken öğrenecekler. Tüm bunları yaparken de kitap okumayı sevecekler, seviyorlarsa da daha çok sevecekler. Sorun çok, çözüm belli. Önce kitapların etrafında birleşelim…