Anayasa değişikliği teklifinden, burka ile çarşaf gibi kıyafetlere anayasal güvence çıktı. Teklifle ayrıca ‘evlilik birliğinin’ sadece kadın ve erkek arasında olacağına yönelik hüküm de Anayasa’ya ekleniyor.

Çarşafa güvence
AKP’nin Anayasa değişikliği teklifi, TBMM’ye sunuldu. (Fotoğraf: DHA)

Hüseyin ŞİMŞEK

AKP’nin uzun süredir gündemde tuttuğu ve seçim sürecinde bir koz olarak kullanmayı planladığı Anayasa değişikliği teklifi, TBMM’ye sunuldu. Teklifle, kadınların dini inancı sebebiyle başını örtmesinden ve tercih ettiği kıyafetten dolayı eğitim ve çalışma hakkından yoksun bırakılamayacağı hükmüyle burka ve çarşaf başta olmak üzere çok sayıda tartışmalı kıyafete de Anayasal güvence gelebilir. AKP-MHP-BBP milletvekillerinin yanı sıra Meclis Başkanı Mustafa Şentop’un da imza attığı Anayasa değişikliği teklifi, yürütme maddesi hariç iki maddeden oluşuyor. Teklifin TBMM’deki ilk adresi Anayasa Komisyonu olacak. Düzenlemenin ocak ayında komisyonda görüşülmesi ve ardından Genel Kurula gelmesi planlanıyor.

Kadınların yüzlerinin bile görünmediği kıyafetlere güvence verebilecek teklifin ilk maddesiyle Anayasa’nın 24’üncü maddesine ekleme yapılıyor. Maddede özetle şu ifadeler yer aldı: “Hiçbir kadının dini inancı sebebiyle başını örtmesi ve tercih ettiği kıyafetinden dolayı eğitim ve öğretim, çalışma, seçme, seçilme, siyasi faaliyette bulunma, kamu hizmetlerine girme ile diğer herhangi bir temel hak ve hürriyeti kullanmaktan ya da kamu veya özel kesim tarafından sunulan mal ve hizmetlerden yararlanmaktan hiçbir surette yoksun bırakılamaz.”

Teklifin ikinci maddesiyle ise Anayasa’nın 41’inci maddesinde değişiklik yapılması öngörülüyor. LGBT+’ların hedef alındığı düzenlemeye maddeye “Aile, Türk toplumunun temelidir” ifadesine, “Evlilik birliği, ancak kadın ile erkeğin evlenmesiyle kurulabilir” cümlesi ekleniyor.

REFERANDUM SEÇENEĞİ

336 milletvekilinin imzaladığı teklifin kabul edilebilmesi için 400 milletvekilinin oyu gerekiyor. Teklif, 360-400 arası milletvekilinin oyu ile kabul edilirse referanduma gidilecek. İktidar, seçimlerde referandum sandığı da kuracak.

İktidarın Anayasa değişikliği teklifini sunmasının ardından muhalefet temsilcileri, partilerinin yetkili organlarına işaret etti. CHP ve HDP kurmayları, konu Merkez Yürütme Kurulları’nda görüşüldükten sonra resmi görüşün açıklanacağını bildirse de düzenlemeye karşı çıktıklarını da ifade etti. İyi Parti temsilcileri ise düzenlemenin daha sonra inceleneceğini ve bu konuda kurumsal görüşün ifade edileceğini bildirerek yorum yapmaktan kaçındı. Muhalefet kulislerinde, teklife ilk anda karşı çıkan İyi Parti’nin özellikle seçim sürecinde bu durumun kullanılabileceği gerekçesiyle konuya temkinli yaklaştığı konuşuluyor.

MEDENİ KANUN’DA VAR

Teklifi değerlendiren CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, düzenlemeye gerek olmadığını ancak AKP’nin kendi bildiğini okuduğunu kaydetti: “AKP’nin Anayasa teklifi duyurusundan sonra başörtüsü ile ilgili meselenin yasa teklifi yoluyla hayata geçirilmesi gerektiğini söylemiştik. Ancak iktidar kendi bildiğini okudu. Üstelik teklifteki hükümler dolayısıyla düzenlemeyi tartışmalı hale de getirdiler. İkinci maddedeki evlilik birliği meselesine gelecek olursak, iktidar bunu propaganda sürecinde kullanacaksa bilsin ki vatandaşın çok büyük tepkisi var. AKP seçmeni dahil, vatandaş diyor ki ‘Başörtüsü ile bu konunun ne alakası var? Medeni Kanun’da zaten evlilik için kadın, erkek ve çocuk vurgusu yapılıyor.”

DÜZENLEME YANLIŞ

HDP Hukuk Komisyonu’ndan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Serhat Eren de düzenlemeye karşı olduğunu bildirdi: “Temel hak ve özgürlüklerle ilgili bir düzenlemenin, zaten olması gereken bir hakkın tek madde ile Anayasa’ya eklenmesini uygun bulmuyoruz. Ayrıca Anayasa’ya, ‘Evlilik birliğinin yalnızca bir erkek ve bir kadının evlenmesiyle kurulabilir’ hükmünün eklenmesinin de doğru olduğunu düşünmüyoruz. Başörtünün bir Anayasa değişikliği konusuna dönüştürülmesini doğru bulmuyoruz. Anayasa ile Kürtlerin, Alevilerin, mütedeyyin kesimlerin, ezilenlerin, işçilerin, kadınların, gençlerin haklarını güvenceye alacak bir düzenleme hayata geçirilirse buna katılabilirdik ancak böyle bir adım görmedik.”