Partisinin Antalya’da düzenlediği iftar programına katılan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, burada yaptığı konuşmada AKP iktidarının dış politikadaki ‘U’ dönüşleriyle ilgili olarak, “Biz ne yaptığımızı çok iyi biliyoruz, kendimizden eminiz, ülkemizin gücünü, potansiyelini biliyoruz. Büyük düşünüyoruz, mütevazı düşünüyoruz ama ufkumuz büyük” dedi.

Çavuşoğlu: Büyük düşünüyoruz, mütevazı düşünüyoruz ama ufkumuz büyük

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, AKP Antalya İl Başkanlığı Teşkilat İftarı'nda yaptığı konuşmada, AKP’nin ‘birlik, beraberlik ve vefa demek olduğunu’ savundu.

Birliğin ve beraberliğin daim olmasını temenni eden Çavuşoğlu, "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan demek, vefalı lider demek. Görev almamasına rağmen davayla bağını koparmayan tüm kardeşlerime çok teşekkür ederim" diye konuştu.

Bölge coğrafyasında ve dünyada sıkıntılar olduğuna dikkati çeken Çavuşoğlu, şunları kaydetti:

“Bir taraftan koronavirüsün etkileri hala devam ederken aslında Covid-19'dan dolayı bir toparlanmayı görmüşken Ukrayna savaşı başladı. Diğer taraftan yüksek enerji fiyatları ve 40-50 yıldır görülmeyen yüksek fiyatlar yani enflasyon. Elbette işsizlik ve diğer yansımaları da var. Türkiye'yi de bu olumsuz gelişmelerin etkilememesi mümkün değil, mutlaka etkiliyor, etkiledi. Enflasyon gibi bizim de rahatsız olduğumuz sorunu çözmemiz gerekiyor. Bu konuda çok çaba sarf ediyoruz. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde gerek yanı başımızdaki savaşın, gerekse dünyadaki gıda güvenliği konusunda, enerji sıkıntısı yüksek fiyatlar konusunda olumsuz gelişmelerin etkisini en aza indirmek için yoğun çaba sarf ediyoruz.”

Çavuşoğlu, ‘küresel sistemin de reforme edilmesi gerektiğini’ dile getirerek, bu doğrultuda çaba sarf ettiklerini ileri sürdü.

Var olan çatışmaları ve savaşları sonlandırmak amacıyla arabuluculuk yapmak için çaba sarf ettiklerini kaydeden Çavuşoğlu, "Ukrayna savaşıyla ilgili yaptığımız çaba ortada. Bugün seven sevmeyen, tanıyan tanımayan, kıskanan, seven kim varsa içeride ve dışarıda herkes Türkiye'nin bu konudaki oynadığı rolü biliyor ve takdir ediyor. Biz birileri takdir etsin diye bunu yapmıyoruz. Yanı başımızdaki yangını söndürmek için çaba sarf ediyoruz" diye konuştu.

“DÜNYADA TÜRKİYE'NİN GÜCÜNÜ BİLMEYEN YOK”

“Bunu Erdoğan'dan başka başarabilen bir ülke ve liderin olmadığını” savunan Çavuşoğlu, "Dünyada Türkiye'nin oynadığı rolü bilmeyen, gücünü bilmeyen yok. En ücra köşelerde 3 bin-4 bin nüfuslu ülkeler bile Türkiye'yi tanıyor, biliyor. Türkiye'nin dünya barışı için oynadığı rolün farkında” ifadelerini kullandı. Çavuşoğlu, dünyadaki sistemin değişmesi için Türkiye'nin sarf ettiği çabanın da farkında olunduğunu iddia etti.

Türkiye'nin küresel bir güç olduğunu ileri süren Çavuşoğlu, 6 Latin Amerika ülkesini ziyaret ettiğini, 13 saat uçak yolculuğuyla Antalya'ya gelerek havalimanından direkt iftara katıldığını anlattı.

Latin Amerika'da görüştükleri tüm cumhurbaşkanları, dışişleri, ekonomi, yatırım, enerji bakanlarının Türkiye ile ticareti artırmak istediklerini kaydeden Çavuşoğlu, yenilenebilir enerjide, rüzgarda, güneşte, tarımda, liman işletmeciliğinde, alt ve üstyapıda Türk firmalarının kendi ülkelerinde yatırım yapmasını istediklerini söyledi.

“SİHA’LARI, İHA’LARI ALMAK İSTİYORLAR”

‘Her ülkenin Türk savunma sanayisinden istifade etmek istediğini’ söyleyen Çavuşoğlu, "SİHA'ları, İHA'ları, zırhlı araçları, diğer fırkateynler dahil ürettiğimiz ürünleri almak istiyorlar. Kendi ülkelerinde üretim yapmak istiyorlar. Kömür, petrol, doğal gaz konularında var olan rezervlerini, yeni keşfettikleri rezervlerini Türkiye ile beraber işletmek istiyorlar. Serbest ticaret anlaşmaları imzalamak istiyorlar, biz de istiyoruz" ifadelerini kullandı.

Bakan Çavuşoğlu, Türkiye'nin Latin Amerika açılımından ülkelerin memnun olduğunu, ticaretin 1 milyar dolardan 15 milyar dolara çıktığını, temsilciliklerin 6 iken 18'e çıktığını, bir temsilciliğin daha açılacağını söyledi.

‘LİMONİ İLİŞKİLERLE’ İLGİLİ KONUŞTU

Dünyanın ücra köşeleriyle ilişkileri geliştirmeye çalışırken yakın coğrafyada ilişkilerin limoni olduğu ülkelerle ilişkileri normalleştirmek için de adımlar attıklarına işaret eden Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Cumhurbaşkanı'mızın Suudi Arabistan ziyaretini takip ettiniz. Daha önce Birleşik Arap Emirlikleri'yle olan ziyaretimizi, Mısır ile ilgili diyaloğumuzu takip ettiniz. İsrail ile olan diyaloğumuz hiçbir şekilde Filistin pahasına olmaz. Filistin davasına ve Kudüs'e her zaman herkesten daha fazla sahip çıkmaya devam edeceğiz. Bizim bu normalleştirme sürecimize şimdi bahane bulmaya başladılar. O sebep, bu sebep. Bakmayın bunların böyle söylediğine. İki sene önce de 'Bu ülkelerle niye kötüsünüz, niye ilişkileri geliştirmiyorsunuz?' diye sorguluyorlardı. Biz ne yaptığımızı çok iyi biliyoruz, kendimizden eminiz, ülkemizin gücünü, potansiyelini biliyoruz. Büyük düşünüyoruz, mütevazı düşünüyoruz ama ufkumuz büyük. Gücümüzü kimsenin aleyhine değil, barıştan yana kullanıyoruz. Enflasyon, bu çözülmesi gereken bir sorun, kabul ediyoruz ve çalışıyoruz. Ama Türkiye'nin ekonomisi bitmiş, sıfırı tüketmiş gibi bir tablo çizmeye çalışıyorlar. Bunlar doğru değil, yalan.”

ALMANYA’YA KAVALA MESAJI: BİZİM İÇİŞLERİMİZE KARIŞMAMALARI GEREKİYOR

Çavuşoğlu, Osman Kavala’nın Gezi Davası’nda ağırlaştırılmış müebbet hapse çarptırılmasının ardından, Türkiye’nin Berlin Büyükelçisi’nin Almanya Dışişleri Bakanlığı’na çağırılmasına ilişkin mesajlar vererek, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Biz onlara saygı duyuyoruz, bize de saygı duymalarını bekliyoruz. Biz onların iç siyasetine karışmıyoruz. Onlar da bizim iç siyasetimize, yargımıza, kurumlarımıza karışamaz, talimat veremez. Düşüncesini söyleyebilir, eleştirisini yapabilir, belirli konularda herkes herkesi eleştirebilir. Biz de eleştiriyoruz. Irkçılığın artmasından dolayı eleştiriyoruz. İslam düşmanlığı had safhada. Şu ramazan ayında Almanya başta olmak üzere tüm Avrupa ülkelerinde camilere, Müslümanlara yönelik saldırılar arttı. Kanada'da camiden çıkan Müslümanlara yönelik saldırıyı gördünüz. Eleştirmek hakkımız, eleştiri olabilir ama bunun da limiti var. Biz de rapor hazırlıyoruz. Batı'da artan İslam düşmanlığına karşı her sene artık Dışişleri Bakanlığı olarak bunların tespitlerini yapıyoruz, raporluyoruz. İlgili insan hakları, BM kurumları dahil, AB'nin kendisine Avrupa Konseyinin kendisine iletiyoruz. Bunlar varsa rapor edilir ama bizim içişlerimize karışmamaları gerekiyor."