Üniversite öğrencileri, yoğun ders programlarının yanında geçinebilmek için çalışmak zorunda kalıyor. Kantinde çay, kahve içmekte bile zorlandıklarını aktaran öğrenciler, “Yaşamak için de çalışmamız gerek” diyor.

Çay, kahve bile hayal

Oğulcan AYDIN 

Her geçen gün daha da kötüleşen ekonomik tablo, üniversite öğrencilerin de yaşamlarını ciddi şekilde etkiliyor. Özellikle dar gelirli ailelerin çocukları, eğitimlerini sürdürebilmek için bir dizi engelle boğuşuyor. Ailelerinin verdiği “harçlık” veya cüzi miktarda aldıkları “burs/krediler” yetmiyor.

Kredi ve Yurtlar Kurumu’nun (KYK) öğrencilere aylık olarak sağladığı 2 bin TL’lik burs ya da kredi ne yemeğe yetiyor ne de barınmaya. Bu yüzden de öğrenciler çalışmak zorunda kalıyor. Onlar için hem barınma, hem ulaşım hem de karınlarını doyurmak ciddi masraf. 

“Çalışmadan yaşayamayız” diyen öğrenciler, sigorta güvencesi olmayan işlere girmek zorunda kalıyor. Üstelik buralarda asgari ücretin çok altında ücret alıyor, fazla mesaileri de ödenmiyor. Bar, kafe, lokanta ya da mağazalarda çalışan öğrenciler, işletmecilerin insafına terk edilmiş durumda. 

Gayrimenkul değerleme platformu Endeksa'nın verilerine göre, 2+1 evlerin ortalama kirası 17 bin 728 TL olan İstanbul’da ev bulmak bir hayli zor. Öğrenciler yurtlara yönelse de buralar aşırı kalabalık, koşullar da kötü. İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük şehirleri tercih edenlerin oranlarındaki düşüş, net bir mesaj veriyor. İstanbul Planlama Ajansı’nın (İPA) araştırmasına göre, megakentte yaşamanın maliyeti yüzde 80,29 arttı. KYK yurdunda kalan bir öğrencinin yaşam maliyeti ise yıllık yüzde 89,53 artış gösterdi. Peki, öğrenciler neler düşünüyor? 

ŞARTLAR MECBUR ETTİ

Bilgi Üniversitesi’nde tam burslu olarak Uluslararası İlişkiler Bölümü'nde okuyan 21 yaşındaki üçüncü sınıf öğrencisi Deniz Doğan, birçok farklı kafede çalıştığını söylüyor. Doğan, patronların öğrencilerin emeklerini istismar ettiğine değiniyor. Doğan, yaşadıklarını şöyle aktarıyor:

“İlk senemde yurtlarda yaşamaya başladım. Bir yurt odasında 5-6 kişi kalıyorduk. İnsanca yaşamak için bir eve çıkmak istedim. Artan hayat pahalılığı, beni çalışmaya itti. Bunu okul ile birlikte yürütmem gerekti. Harçlık çıkarmam gerekiyor.”   

Yarı zamanlı çalışmak zorunda kaldığını belirten Doğan, sigortasının hiç yapılmadığını ve asgari ücretin altında ücret aldığını kaydediyor. Doğan, “Bir öğrencilik yaşamımız yok” diyor ve ekliyor:

“Her türlü işi yapıyoruz. Ailesinin parası ile geçinebilen kimse yok. Market alışverişi için çalışmak zorunda kalıyoruz. Bir sözleşme olmuyor çalıştığımız yerlerde, işveren mecburiyet ilişkisi kuruyor. Ek mesai ücreti de isteyemiyorsunuz.” 

SADECE YEMEĞE YETİYOR 

Boğaziçi Üniversite’sinde Fizik Bölümü öğrencisi olan 20 yaşındaki İbrahim Gezici de benzer ifadeleri kullanıyor. Gelir, ailesinden elde ettiği aylık gelirin, yalnızca yemek yemeye yettiğini söylüyor. Gezici, şunları dile getiriyor: “Özel ders veriyorum. İstanbul’da ortalama bir ailenin hanesine giren gelir yoksa, hayatta kalmak imkânsıza yakın. Ailemden gelen para bir haftaya anca yetiyor, burslarım da 3 haftayı çıkarmıyor, çalışmak zorunda kalıyorum.” 

TATİLDE BİLE ÇALIŞIYORUM

Yıldız Teknik Üniversitesi öğrencisi 22 yaşındaki Erdem Keçebaşı da ekonomik şartlar nedeniyle öğrencilere yaşam alanı tanınmadığı görüşünde. Bunu şöyle açıklıyor: “Ara tatilimde dinlenmem, sosyalleşmem gerekirken turizm sektöründe gece vardiyasında çalışıyorum. Bir öğrenci ihtiyaçlarını karşılamak için çalışmak zorunda. İstanbul’a döner dönmez de çalışacağım.”   

Yurtta kaldığını söyleyen Keçebaşı, “Geçtiğimiz yıllarda sosyal çevremizle vakit geçirebileceğimiz maddi durumuz oluyordu. Geldiğimiz noktada bir çay, kahve içmek dahi zorlaştı. Geçen sene durumun vahameti artmaya başlamıştı. Bugün ayyuka çıktı. Kampüste vakit geçirmemiz dahi kantinlerdeki pahalılıktan zorlaştı. Kampüste bile vakit geçiremeyecek durumdayım. Okul bitince para harcamamak için ya evimize ya yurdumuza ya da işe gidiyoruz.” 

*** 

Öğrenciler dezavantajlı grupta 

İstanbul’un yanı sıra diğer illerde durum pek farklı değil. Örneğin Eskişehir… Anadolu Üniversitesi üçüncü sınıf öğrencisi 21 yaşındaki Poyraz Açıkdilli, öğrencilerin dezavantajlı bir konuma düştüğünün altını çiziyor. Kira bedellerinin fahiş oranda zamlandığını anımsatan Açıkdilli,  “3 sene önce Eskişehir’de 3+1 dairede 700 TL’ye kalırken şu an 7 bin TL kira ödüyorum” dedi. Açıkdilli, öğrencilerin durumuna ilişkin çarpıcı anekdot da veriyor: “Hafta içi Anadolu Üniversitesi’nin kütüphanesinde yaşayan, havuzunda duş alan ve hafta sonu da ailelerin yanına dönen öğrenciler var. Ben fotoğrafçılık yaparak geçimimi sürdürüyorum. Çünkü Anadolu Üniversitesi’nde bir öğün yemek 15 TL, ulaşım da 15 TL.”