Zorlu PSM Genel Müdürü Filiz Ova, “Caz müziğin dönüştürücü gücünün farklılıkların birlikteliğini mümkün kılmasında saklı” diyor.

Caz müziğin kalbi megakentte atıyor

Işıl ÇALIŞKAN

Zorlu PSM, “EFG Londra Caz Festivali” ve “PSM’de Caz” konserleri ile caz severleri dünya çapındaki caz müzisyenlerinin performanslarıyla buluşturuyor. Mayıs ayından itibaren “Dinle, hisset, keşfet! PSM’de Caz ile dünyan değişsin!” mottosuyla cazın usta isimlerinin sahne alacağı “PSM’de Caz” konserleri ile bu yıl 30’uncu yıl dönümünü kutlayan ve ilk uluslararası açılımını Türkiye’ye yapacak olan dünyaca ünlü EFG Londra Caz Festivali’ni ağırlayacak olan Zorlu PSM, mayıs ayı boyunca sıra dışı bir caz programı sunuyor. PSM’de Caz 28 Mayıs’a kadar sürecek. EFG Londra Caz Festivali ise 14-29 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Zorlu PSM Genel Müdürü Filiz Ova ile EFG Londra Caz Festivali iş birliği & PSM’de Caz serisini konuştuk.

EFG LONDRA CAZ FESTİVALİ
Londra’nın dünya caz müziğine katkısıyla ilgili neler söylersiniz?

Caz, reggae’yi, funk’ı, soul’u, elektronik müziği ve hatta bazen hip-hop’ı ve farklı pek çok türü içine alan üretimlerle gelişiyor. Farklılıklarla beslenen bu üretimler cazın çeşitliliğe ve çok sesliliğe açık yapısını daha da güçlendiriyor. Londra multikültürel yapısıyla, çeşitliliğe açıklığı ve yenilikleri kabul eden yönüyle caz müzisyenleri için ideal bir üretim alanı yaratıyor. Dolayısıyla Amerika’dan Afrika’ya, Asya’dan Yeni Zelanda’ya gerçek anlamda dünyanın dört bir yanından müzisyenler özgün yönlerini, kültürel arka planlarını, deneysel ve yenilikçi yaklaşımlarını Londra’ya rahatlıkla taşıyabiliyor ve üretimlerini geliştirebiliyorlar. Biz de Londra’nın caz müziğe olan bu büyük katkısını bir başka kozmopolit şehir olan İstanbul’a taşıyarak, iki ülke arasındaki müzikal ve kültürel etkileşimi artırmayı ve İstanbul müzik sahnesini hareketlendirmeyi amaçlıyoruz. Dünya caz sahnesinin kalbi Londra’da atıyor; biz de dünya cazının kalbini bir süreliğine İstanbul’a taşıyoruz.

Bu işbirliğinin İstanbul’da gerçekleştiriliyor olmasının nasıl bir önemi var?

Zorlu PSM olarak ulusal ve uluslararası kültürel iş birliklerimizle, seçkin kurum ve sanatçılarla olan ortak çalışmalarımızla, sanatseverler ve yeni sanat izleyicileri için ilham verici, çağdaş, özgür, yaratıcı, dönüştüren ve geliştiren bir sahne yaratma hedefiyle EFG Londra Caz Festivali iş birliğine imza attık. EFG Londra Caz Festivali’ni, festivalin 30’uncu yıl dönümünde “Zorlu PSM Meets EFG London Jazz Festivali” ismiyle ağırlayacağız.

caz-muzigin-kalbi-megakentte-atiyor-1011364-1.
Zorlu PSM Genel Müdürü Filiz Ova

İngiliz caz sahnesinde çığır açan sanatçıları Zorlu PSM sahnelerinde konuk ederek İngiltere’nin yükselen yeni seslerini İstanbul’a taşıyacağız. EFG Londra Caz Festivali bu özel seri ile birlikte tarihindeki ilk uluslararası açılımını Türkiye’ye yapmış olacak. Böylece iki ülke arasında müzikal anlamda güçlü bir sinerji ortaya çıkacak. Sons of Kemet, Nubya Garcia, Kokoroko, Jordan Rakei ve Binker & Moses heyecan verici performanslarıyla 14, 28 ve 29 Mayıs tarihlerinde Zorlu PSM’de sahne alacak.

İsimleri seçerken hassasiyetleriniz nelerdi?

EFG Londra Caz Festivali küratörlüğünde oluşturulan line-up’ta dünyanın farklı yerlerinden gelip Londra’da üretim yapmaya devam eden müzisyenler yer alıyor. Bu müzisyenler arasında Londra caz sahnesinin 3 büyük ismi de bulunuyor. Diğer yandan Jordan Rakei gibi cazcı olmasa da yenilikçi ve deneysel yönü ile kapsayıcı üretimleriyle caza büyük katkısı olan bir müzisyeni de ağırlayacağız.

PSM’DE CAZ KONSERLERİ
“Dinle, hisset, keşfet! PSM’de Caz ile dünyan değişsin!” mottosu ile çıkıyorsunuz. Dünyanın farklı yerlerinden müzisyenler PSM’de Caz’da buluşacak. Seçkideki hassasiyetleriniz nelerdi?

Serinin açılışını henüz kariyerinin çok başında İsveç’in Grammyleri olarak kabul edilen Grammies Ödülleri’nde 3 ödül kazanmış Lisa Ekdahl yapıyor. Yaşayan en uzun soluklu caz topluluklarından biri olan anılan Amerikalı grup Yellowjackets’ın 17 Grammy adaylığı ve 2 ödülü var. Türk popüler müzik tarihinin kült isimlerinden Erol Evgin, PSM’de Caz serisine özel olarak klasikleşen şarkılarını caz müzik formlarında yeniden yorumlayacak ve caz klasiklerini de seslendirecek. Caz dünyasının yaşayan efsanelerinden Anouar Brahem, son on yılda Tel Aviv’den çıkan en yetenekli isimlerin başında gelen trompet ustası Sefi Zisling, doğup büyüdüğü yerlerden ilham aldığı müziğiyle uluslararası alanda da kısa zamanda adını duyurmayı başaran İran kökenli İsrailli sanatçı Liraz, Ethio-Jazz’ın babası olarak da bilinen Mulatu Astatke, müzik dünyasının en yetenekli davulcularından biri olarak görülen İsviçreli Jojo Mayer’in kurduğu grup Nerve ile Türkiye müzik sahnesinin öncü ve değerli isimlerini PSM sahnesinde ağırlayacağız. Caz müzik, tüm müzisyenlere açık bir kapı bırakıyor ve o kapıdan girenler için yeni ve farklı türlerin bir arada olduğu bir dünya sunuyor. Caz müziğin dönüştürücü gücünün farklılıkların birlikteliğini mümkün kılmasında saklı olduğuna inanıyorum.

Türkiye’de bir caz serisi düzenleniyor olmasının önemini nasıl anlatırsınız?

Türkiye’de, cazı da kapsayacak şekilde güncel müzik alanında öncü, yenilikçi ve modern bir gelişim yaşanıyor. Diğer yandan Türkiye müzik dinleyicisinin her ülkede olduğu gibi kendi dinamikleri var. Biz hem EFG Londra Caz Festivali iş birliği hem de PSM’de Caz serisiyle mayıs ayını caz ayına dönüştürürken cazın hem usta hem de genç ve yetenekli isimlerinin olduğu bir program çıkarmayı hedefledik. Şu an dünya caz sahnesinde bir önceki kuşağın anladığı caz ile gençlerin anladığı caz arasında önemli bir fark var. Bu doğrultudaki nihai amacımız cazın çok kültürlü, çok sesli ve açık fikirli yönünü Türkiye’deki müzikseverlere gösterebilmek ve bu çeşitlilikten keyif almalarını sağlamak.