SOL Parti’nin İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleştirdiği buluşma, büyük coşkuya sahne oldu. Salonu dolduran binler, alkış ve sloganlarla “AKP iktidarını göndereceğiz” mesajı verdi. “Mücadeleyi sokaktan başlattık” diyen SOL Parti Başkanlar Kurulu Üyesi İşleyen, “Kalan 5 haftada da sokaklarda olacağız. Cehennemin kapılarını hep beraber kapatacağız” ifadesini kullandı.

Cehennemin kapılarını hep birlikte kapatacağız

HABER MERKEZİ

SOL Parti, 14 Mayıs genel seçimleri öncesi İstanbul’da bir araya geldi. Haliç Kongre Merkezi’nde “Felaket iktidarını gönderelim, yeni bir ülke için örgütlenelim” çağrısıyla gerçekleştirilen buluşma, partililerin büyük coşkusuna sahne oldu. SOL Parti Başkanlar Kurulu Üyesi Önder İşleyen, yaptığı konuşmada "SOL Parti nasıl bir mücadele ortaya koyacak. Biz yarın bütün emekçilerin taleplerini örgütlemek için mücadele edeceğiz" dedi. Sık sık “Eşitlik adalet memlekete sol gerek” sloganlarının atıldığı buluşmada SOL Genç üyeleri de Deniz Gezmiş ve Mahir Çayan’ın yanı sıra devrim mücadelesinde yaşamını yitirenlerin fotoğraflarını taşıdı.

Buluşmaya CHP İl Yönetimi’nden Saniye Yurdakul, Yeşil Sol Parti’den Ergün Şimşek, HDP İl Yöneticisi Bülent Ateş, TIP il yöneticiler Kemal Güllü ve Ezgi Gülşen, TKH’den Behzat Uluca ve Evrim Saldıran, EMEP İl Başkanı Sema Barbaros, Odak dergisinden Doğan Baran, KESK Şubeler Platformu’ndan Yurttaş Yıldırım, TMMOB İKK Sekreteri Seyfettin Avcı, Gezi Direnişi sırasında hayatını kaybeden Berkin Elvan’ın babası Sami Elvan ve İstanbul’da faaliyet yürüten birçok demokratik kitle örgütü temsilcisi katıldı.

ADIM ADIM BAŞARACAĞIZ

Açılış konuşmasını yapan SOL Parti İstanbul İl Başkanı Deniz Demirdöğen, 20 yıllık felaket iktidarının yaptıklarına karşı öfkeli olduklarına ancak 20 yıllık felaket iktidarına karşı kazanmaya en yakın dönemde olunduğuna dikkat çekti. Demirdöğen, şunları ifade etti: “20 yıllık felaket iktidarının yaptıklarına karşı öfkeliyiz. İnşa ettikleri rejimin suretini en acı şekilde depremde kaybettiğimiz binlerce yurttaşımızın acısıyla bir kez daha hissettik. Sosyalistler, devrimciler, muhalefetin tüm özneleri ile birlikte yıkılan kentlerde yeni bir hayatı filizlendirdik. Depremde hep birlikte bu kötülüğe karşı nasıl dayanışma seferberliği içerisinde olduysak, bu talibancı ittifakın kökünü kazımak için de tüm muhalefet güçleriyle hep birlikte mücadele seferberliğinde olacağız.

20 yıldır hayatlarımıza çöken bu Saray iktidarı ile hesaplaşmaya tam 5 hafta kaldı. Bu felaket iktidarını tarihin çöplüğüne Göndermeye ve işledikleri tüm suçların hesabını sormaya tam 5 hafta var. Şunu aklımızdan çıkartmayalım ki; bu iktidarın kendi kudreti ile kazanma şansı kalmamıştır. Ancak ve ancak muhalefet olarak bizler hata yaparsak bu seçimleri kaybederiz. Şimdi, 20 yıllık felaket iktidarına karşı kazanmaya en yakın olduğumuz andayız.

Bizler, SOL Parti olarak 3 yıl önce yollara düşerek bir yürüyüş başlattık. Halkın sağlık, eğitim ve barınma hakkı için mücadele ettik. Köy köy, mahalle mahalle, birim birim örgütlenerek halkın içinde güçlendik. Halkın sözünü ve eylemini meydanlara taşıdık. Trabzon’dan, İzmir’e, oradan İstanbul’a Kartal Meydanı’na umudu taşıdık. Fatsa’da fındık, Uşak’ta üzüm, tütün ve buğday üreticileriyle meydanlarda buluştuk.15 Mayıs sabahında yeni bir başlangıç yapmak için bu kritik etabı adım adım örgütlemeliyiz.”

MÜCADELEYİ BIRAKMADIK

SOL Parti Başkanlar Kurulu Üyesi Önder İşleyen, yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı: "Bir söz var, devrimcilik bitmeyen bir umut yolculuğudur. İşte o devrimciler ülkenin yıkıntısı içerisinde canlarından can olmaya, umut yaratmaya gitti. Türkiye tarihinin en kritik seçimlerinden birine yaklaşıyor. 5 hafta sonra bir pazar akşamı bu ülke görüp görebileceği en büyük felaketten kurtulacak. Birlikte başaracağız. Birlikte göndereceğiz. Bu kritik dönemde bizim için önemli dersler var. 20 yılda bu hareketin tutumu neydi deseniz sorumluydu, tutarlıydı, devrimciydi. Henüz 2007nin içerisinde kalbin Türkiye’de bir darbe tehdidi var dediğinde biz bu ülkede siyasal İslam tehlikesi var dedik. 2010 referandumunda bu ülkenin bugüne gelmesinde en büyük karılma olan referandumda anlatmaya çalıştık. Bunun gerici, faşist ellere teslim edileceğini söyledik.

Sokaktaydık, birlikte mücadele ettik. Evet önüne geçemedik. Ülke böylesi bir karanlığa teslim oldu ama mücadeleyi bırakmadık. Şimdi görev bu iktidarı yıkmak göndermektedir. Şimdi cumhurbaşkanlığı seçimleri konusunda 3 yıldır bu bir seçim değil referandumdur diye seçimin karakterini ortaya koymaya çalıştık.

DEVRİMCİLER BAŞARDI

Bugün bir domuz bağıyla birbirine bağlanmış gerici ittifakı yenmenin kadınlar, emekçiler, çocuklar için önemini anlattık. Bu faşist rejim en çok emekçilerin düşmanıdır. Eğer faşizm varsa yapılması gereken ona karşı tek yumruk olup onu yenmektir. Bugün de tüm muhalefetin tek yumruk olduğu biçimde bir seçim sürecine geldik. Bu faşist iktidarın ülkemizde bir saniye daha fazla kalmaması için, çadır çalan iktidarı yollamak için, Kemal Kılıçdaroğlu’na desteğimizi açıkladık. Bizim görevimiz sadece oy vermek değil, aynı zamanda onu korumak. Ama eğer ülkenin kaderine bir kez daha hileyle el konulmaya çalışırlarsa, bilsinler ki bu ülkenin kanıyla canıyla mücadele eden devrimcileri var.

Biz bu mücadeleyi sokaktan başlattık. Kalan 5 haftada da toplumun kazanma duygusunu, umudunu, iradesini güçlendireceksek, bu 5 hafta sokaklarda olacağız. Cehennemin kapılarını hep beraber kapatacağız. Ama açılacak olan cennetin kapısı değil. 20 yıllık kap yıkımının çözümü devrimci, demokratik bir çözümle mümkündür.

Eğer AKP gidiyorsa bunu kadınlar, Cerrattepe’de, üniversitelerde direnenler başardı. Eğer AKP gidiyorsa bunu devrimciler başardı. Bu ülkenin 20 yılından devrimcilerini çıkartırsanız, teslim olmuş bir ülke görürsünüz. Yarın da bu ülke gericiliğe teslim olmayacaksa, bu mücadelemizle olacak.”

BU REJİMİ YENECEĞİZ

SOL Parti Başkanlar Kurulu Üyesi Feray Aytekin Aydoğan ise şunları söyledi:

“Sizlere Defne’den, İskenderun’dan, Samandağ’dan, Antakya’dan bu güzelim memleketin kadim topraklarından Hatay’dan, o en zor, en anlatılamaz acıların yaşandığı topraklardan, o yıkıntıların arasında memleketin her yerinde dayanışmayı büyüten, ‘terk edildik’ haykırışına karşı ‘biz birbirimizin çaresiyiz, umuduyuz’ diyerek ellerinden sımsıkı tuttuğunuz Hataylıların selamını, sevgilerini getirdim. Çocuklarımızı, arkadaşlarımızı, dostlarımızı, binlerce canı kaybettik biz. Tuttuğunuz defterlerle mi korkutacaksınız bizi? Sorumlu kim, katil kim?

Katil, deprem değil katil memleketi beşli, onlu çetelerin ellerine bırakan o binalara, rezidanslara izin veren, kentsel dönüşüm adı altında kentleri toplu mezarlığa dönüştüren, her binanın onayının altında imzası olanlardır. Katil, halk için değil rant için yapılan, depremde yıkılan o yollar, köprüler, havaalanları ile memleketi bir avuç sömürücünün ellerine teslim edenlerdir. Katil bu felaketler iktidarı, tek adam rejimidir."

GELECEĞİMİZ İÇİN

İlk günlerden itibaren deprem bölgesinde dayanışma faaliyetlerine katılan sanatçı Cengiz Bozkurt, Dayanışma Gönüllüleri adına yaptığı konuşmasında şunları ifade etti: "Dayanışma Gönüllüleri kimdir kısaca hatırlayalım. 1999 Gölcük depreminden sonra arama kurtarma ve dayanışma faaliyetleri için kuruldu. Şu anda diğer 10 ilin toplamından daha fazla hasar gören Hatay’da faaliyetlerimizi yürütüyoruz. Alanda çalışma pratiğimizde bize ışık tutan 50 yıllık siyasi tarihimiz, geleceğimizdir.”

Bursa’dan SOL Parti Milletvekili Adayı olan Emel Didir şunları ifade etti: "Yıllarca fabrikalarda çalıştım. Sendikaya üye oldum. İnsanca yaşamak için 6 yıl sendikalı oldum ve işten atıldım. İşçinin emekçinin köylünün yanında olabilmek için sol Parti’li oldum. Alevi’si, Sünni’si, Kürt’ü, Türkü’yle, din dil ırk ayrımı yapmadan ezilenlerin hakkını kalabilmek için SOL Parti. Çağdaş özgürlük için, insanca yaşanabilir bir ülke için SOL Parti. Fazla söze yok gerek, bu ülkeye SOL gerek."

Toplantının kapanış konuşmasını yapan SOL Parti Başkanlar Kurulu Üyesi Alper Taş "Bu aslında bir kapanış değil açılış konuşmasıdır" diyerek şöyle devam etti: "SOL Parti’ye verilen oyların boşa gideceği endişesi var. Hayır arkadaşlar, devrimcilere verilen hiçbir oy boşa gitmez. Hani Erdoğan diyordu ya ‘Seçimi kaybedersek kaybedeceğimiz çok şey olur’ diye. İşte bu seçim, kaybedecek çok şeyi olanlarla kaybecek hiçbir şeyi olmayanlar arasında olacak. Bu tek adam rejmini, ucube sistemi, sivil diktatörlüğü göndermek en büyük görevimiz."

Buluşmada Gezi tutuklusu Can Atalay’ın mesajı okundu. Atalay, mesajında şunları söyledi: "Arkadaşlar, bir seçimden de öte memleketin kritik bir viraj almasında sorumluluk sahibisiniz. Bu karanlığı hep birlikte aşacağız."