Hükümetin sürpriz bir kararla TBMM’nin yargı paketi içerisinde son hafta gündemine dahil ettiği Özel Yetkili Mahkemeler’le ilgili...

CAN UĞUR

Hükümetin sürpriz bir kararla TBMM’nin yargı paketi içerisinde son hafta gündemine dahil ettiği Özel Yetkili Mahkemeler’le ilgili düzenlemenin yapılması konusu Gülen Cemaati’ne yakın gazeteler ve yazarların da gündemine girdi. Başbakan Erdoğan’ın bu tavrı Fethullah Gülen Cemaati’ne yakınlığı ile bilinen gazeteleri de harekete geçirdi. Zaman ve Bugün gibi gazetelerin dünkü gündemleri ÖYM’ler olurken Zaman konuyu manşetinden verdi.  Bugün gazetesinin yazarlarının birçoğu da konuyu köşelerinde irdeledi. ÖYM tartşmasını manşetinden veren Zaman’ın başlığı ‘Türkiye 1990’lı yıllara geri döner’ olurken Bugün gazetesinden Gültekin Avcı, Gülay Göktürk ve Adem Yavuz Arslan da konuyu köşelerine taşıdı. Zaman ve Bugün’ün konuyu konuya bakışındaki ortaklık öne çıkarken iki gazete de ÖYM’lerin kaldırılmasının yanlış olacağı görüşünü dile getirdi. ÖYM’lerin kaldırılması konusu ilk gündeme geldiği zaman tarafların yorumları AKP-Gülen Cemaati gerginliği olarak yorumlanırken daha sonra Hükümet’in geri  adım attığı iddia edilmiş ve konu kapatılmıştı.

ZAMAN KONUYU MANŞETTEN VERDİ
ÖYM’lerin kaldırılması konusunun yeniden gündeme gelmesinin ardından Zaman’ın iki gündür konuyu manşetine taşıdığı görülüyor.  Önceki günkü manşetini ÖYM’lere ayıran gazetenin dünkü manşeti de ÖYM’lerle ilgiliydi. ‘Türkiye 1990’lı yıllara geri döner’ başlığı ile ÖYM’lerin kaldırılmasına yönelik dile getirdiği eleştiriyi manşetinden veren gazete haberinin detayında da ÖYM’lerin kaldırılmasının bugün süren önemli davaların hepsini sekteye uğratacağını ve darbe ortamına zemin hazırlayacağını iddia etti. Gazetenin önemli isimlerinde Mustafa Mutlu ve Mümtaz’er Türköne de konuyu köşelerinde ele aldılar. İki yazarın da kaldırılmasına kaşı çıktığı ÖYM’lerle ilgili olarak Mustafa Mutlu ‘Sözü nereye getireceğimi tahmin etmiş olmalısınız... Bu süreç özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasına kadar geldi. Konu, AK Parti'nin gündemine yeni girmiş değil. Birkaç ay önce de masaya geldi. Parti organlarında tartışıldı. Ancak destek bulmadı. Aksine tepki çekti. Her söz alan, özel yetkili mahkemelerle ilgili değişikliğin hukuken ve siyaseten doğru olmayacağını, AK Parti için riskler taşıdığını söyledi. Bu girişim akim kaldı, çalışma rafa kalktı. Şimdi tekrar gündemde. Bir aydır Başbakanlık'ta sürdürülen çalışmalar ete kemiğe büründü. Son rötuşlar yapılıyor. Büyük ihtimalle bugün akşam son şekli verilecek. Yarın da Meclis'e gelecek yeni bir madde ihdas edilerek 3. Yargı Paketi'ne eklenecek. İçeriği kamuoyuna açıklanmış değil. Ancak özel yetkili mahkemelerin kaldırılacağı kesin gibi… ‘ ifadelerini kullanırken AKP’yi ve ÖYM’lerin kaldırılmasını eleştiren bir diğer Zaman yazarı Mümtaz’er Türköne de ‘ÖYM'ler asıl "etkin yargılama" becerilerini, devlet içindeki darbe çetelerine ve dokunulmaz kabul edilen kişilere karşı gösterdiler. Ergenekon, Balyoz, İnternet Andıcı ve Şike davaları bu vasfa sahip. Yapılacak değişikliklerin bayram-seyran olmadığına göre doğrudan yürütülmekte olan bu davalara etkide bulunacağı ve devlet içinde kurulan yeni iktidar dengesinin eseri olduğu ortada. Bu pazarlığın sonucu olarak hükümet askeri kontrol altına almış olacak. Öyle mi? Öyle olduğunu varsayalım. Peki siz, devlet içindeki iktidarı ve devlet yetkilerini kullananların denetimini kime verirdiniz? Kapalı kapılar arkasında pazarlık yapan siyasî otoriteye mi? Yoksa, her şeyi gün ortasında ve hepimizin malumu olan kanunlara göre yapan yargıya mı?’ şeklinde yazdı.

Bugünün yazarları tek ses!

Bugün gazetesinin dünkü sayısında yazarlarının gündeminde ÖYM’lerin kaldırılması vardı. Yazarların tek ses olduğu ve ÖYM’lerin kaldırımasına kesin biçimde karşı çıktıkları görülürken yine yazarların önemli bir kısmı hükümetin bu süreçteki tavrını eleştirdi.

Gazetenin önemli isimlerinden ve daha önce ÖYM’lerin neden kaldırılmaması gerekiyor konusunda yazı dizisi yapan Gültekin Avcı dünkü yazısında ‘Çok tuhaftır ki, terör ve darbe belasıyla muzdarip olmayan en demokrat Avrupa ülkeleri özel yetkiyi halen işletirken, her gün şehitlerimize ağladığımız, cuntaların cirit attığı bu ülkede özel yetkiyi kaldırma ısrarı var. Hem de Suriye'yle savaşın eşiğine geldiğimiz en provokatif, en hassas süreçte…  Özel yetkinin kaldırıldığı gün, içimizdeki hainleri ve vücudu sarmış terör tümörlerini göremeyeceğimiz bir gece yürüyüşü başlayacaktır. Özel yetki fenerini söndürüp, en ufak bir esintide sönecek bir mumla nasıl ilerleyeceksiniz kurtların sevdiği bir puslu havada? Cumhuriyet tarihinde TSK üzerinde hiçbir cumhurbaşkanı, başbakan ve Parlamento'nun yapamadığı denetimi, bitiremese de ilk kez özel yetki yaptı.’ İfadelerini kullandı. Gülay Göktürk de Gültekin Avcı gibi süreçten duyduğu rahatsızlığı dile getirirken yazısında hükümete yönelik önemli eleştirilerde bulundu. ÖYM’lerin kaldırılmaması gerektiğinin altını çizen Göktürk konuya ilişkin şunları yazdı: Darbeciler Cumhuriyet tarihinde ilk defa yargı önüne çıkabildiyse, biz bu sevinci yaşayabildiysek, özel yetkili mahkemeler soruşturma iznine gerek olmadan çalışabildiği için çıktı. Şimdi, izin sistemini tekrar geri getirmek, orduyu, emniyeti ve bürokrasiyi yeniden yargının ulaşamayacağı bir yere taşımak demektir. Peki ne uğruna yapılabilir böyle bir geri dönüş? Genelkurmay Başkanı Özel'in hükümet üyeleriyle yaptığı çeşitli görüşmelerde MİT'e tanınan izin kalkanının askerlere de tanınması için ısrarcı olduğunu duyuyoruz. Eğer izin sisteminin genişletilmesi "ihtiyacı" MİT krizinde takınılan tutumun diyet ödemesiyse, ülke bu hatanın bedelini çok ağır ödüyor demektir.

‘ÖYM'LER VE CMK 250 GÜÇLENDİRİLMELİ!’
Bugün gazetesinin önemli isimlerinden Adem Yavuz Arslan da ÖYM’lerin kaldırılmasına yönelik tasarıyı eleştirenler arasındaydı. Yavuz yazısında ÖYM’leri kaldırmak yerine güçlendirmenin gerekliliğini vurgulayarak sürecin ancak bu şekilde doğru bir biçimde yürütülebileceğini dile getirdi.

Yavuz’un yazısından öne çıkan ayrıntılar şöyle:
Öncelikle düzenlemenin içeriğini, kapsamını bilenler bir elin parmağını geçmiyor. En başta bu çok sağlıklı bir durum değil. Bu kadar kritik bir düzenlemenin kamuoyu tarafından tartışılması gerekirdi. Kaldı ki birçok bakan bile gelişmeleri medyadan izliyor.  Ayrıca konunun bir kanun tasarısı ya da teklifi şeklinde değil de Meclis'in son günü önergeyle yapılması da tepki çekiyor.  Gerek gazetemizdeki haberlerde, gerekse köşe yazılarında özel yetkili mahkemelerin kaldırılmaması gerektiğini, Türkiye'nin arınma, darbelerle mücadele sürecinin bitmediğini, terör ve cuntalarla mücadelenin devam ettiğini yazdık. Bütün hukukçular ÖYM ve CMK 250'de yapılacak en küçük değişikliğin sürmekte olan Ergenekon, Balyoz, KCK ve 28 Şubat soruşturmalarını doğrudan etkileyeceği konusunda hemfikir. MİT krizinin böyle bir düzenlemeye neden olduğunu ifade edenler de var. Fakat MİT'le ilgili düzenlemenin zaten yapıldığı, bu konunun geride kaldığı yorumu yapılırsa da 'Gelecekte istenmeyen durumlar yaşanabilir' cevabı geliyor. Açıkçası şu aşamada özel yetkili mahkemelere olan ihtiyaçla ilgili sayfalar dolusu gerekçe sıralamanın bir anlamı yok.