Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyesi ve eski TBMM Başkanı Cemil Çiçek, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkındaki kararın üç yıl önce söylenmiş bir söz üzerinden verilmesini ‘inandırıcı’ bulmadığını belirtti. Çiçek, kararın yargıya ve adalet kavramına zarar vereceğini ifade ederek, "Ülkeye de çok zarar verir. Yargıyı da ülkenin baş sorunu haline getirir" dedi.

Cemil Çiçek'ten İmamoğlu kararı yorumu: Yargıyı ülkenin baş sorunu haline getirir
Fotoğraf: DepoPhotos

Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyesi ve eski TBMM Başkanı Cemil Çiçek, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında verilen cezayı değerlendirdi.

İmamoğlu’na 'kamu görevlisine hakaret'ten açılan davanın 14 Aralık’taki duruşmasında iki yıl yedi ay 15 gün ceza verilirken, TCK’nin 53’üncü maddesinden verilen cezayla da ‘siyasi yasak’ süreci başlatıldı.

Hürriyet yazarı Sedat Ergin’e konuşan eski TBMM Başkanı Çiçek, İmamoğlu hakkında verilen kararı, “Bundan üç küsur sene evvel söylenmiş olan tek cümlelik bir hakaret iddiasını mahkemede bu kadar uzun zaman geçtikten sonra ve üstelik bu kadar kritik bir eşikte karara bağlarsanız, verdiğiniz kararın hukukiliği de isabeti de inandırıcı olmaz. Ben de inandırıcı olduğuna inanmıyorum zaten…” ifadeleriyle değerlendirdi.

"HUKUKİLİK MESELESİ HER ŞEYİ İFADE EDER"

Söz konusu kararın ülkeye ‘çok zarar vereceğini’ kaydeden Çiçek, ‘yargıyı da Türkiye’nin baş sorunu haline’ getireceğini söyledi.

Çiçek, şöyle devam etti: "Bu hukukilik meselesi her şeyi ifade eder. Geri kalanın önemi yok. Bu, üç dört ayda bitebilecek ya da bitmesi gereken bir konu aslında. Dosyada tek bir cümle var. Bir cümlenin hukukla ilişkisi üç seneyi geçtiği halde kurulamıyorsa, o zaman kararın hukukiliği de tartışmalı olur. Bu hem yargıya zarar verir hem de adalet gibi yüce bir kavrama çok zarar verir. Ülkeye de çok zarar verir. Yargıyı da ülkenin baş sorunu haline getirir…”

DİYANETİ ELEŞTİRDİ

Cemil Çiçek, BirGün’ün ortaya çıkardığı tarikatta cinsel istismar skandalına ilişkin ise Diyanet İşleri Başkanlığı'nı eleştirerek, “Altı yaşındaki bir kızın evlendirilmesinin dinen caiz olmadığını daha işin başında açıklayabilirdi. Diyanet bunu açıklamakta geç kaldı” ifadelerini kullandı.