Depremin ardından cenazelerine ulaşılamayan çok sayıda kişi aranıyor. Kayıp sayısı hakkında yetkililerden çelişkili açıklamalar gelirken aileler, “Cenazemiz bulunduğunda sevineceğiz. Bu hale geldik" diyor.

Cenaze bulununca sevinir hale geldik
Yıkımın büyük olduğu Hatay’da yurttaşlar hâlâ enkaz altındaki yakınlarını bekliyor. (Fotoğraf: AA)

Kayhan AYHAN

Maraş merkezli iki büyük depremin ardından kayıp çocuk ve yetişkinlerle ilgili tartışmalar sürürken yetkili kurumlardan kayıpların sayısı konusunda çelişkili açıklamalar yapılıyor. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın 78 çocuğu, İçişleri Bakanlığı'nın 213 kişiyi kayıp açıklamasının ardından TBMM Çocuk İstismarının Araştırılması Komisyonu'na bilgi veren Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Resul Holoğlu “8 Mart 2023 tarihi itibarıyla deprem bölgesinde afet sebebiyle kaybolduğu gerekçesiyle 55 çocuk hakkında kayıp müracaatı bulunmaktadır” dedi. Holoğlu, ayrıca 140 yetişkin hakkında kayıp müracaatı bulunduğunu aktardı.


Holoğlu, 0-1 yaş arası 137 çocuğun da kimliklerinin tespiti amacıyla DNA örnekleri ve fotoğrafları alınarak kimliklendirme çalışmalarına devam edildiğini söyledi.

Bu zulmü yapmayın

CHP Ankara Milletvekili Ali Haydar Hakverdi bakanlıklar arasındaki koordinasyonsuzluğun bir an önce sona ermesi gerektiğini dile getirerek, “Aileler, çocuklarını şehir şehir, hastane hastane, bakanlık bakanlık arıyor! Bu zulmü bu insanlara yapmayın. İvedilikle koordine olarak verileri ve çalışmaları birleştirin. İnsanlar bir an önce ölülerine ya da dirilerin kavuşmak istiyor. Bu devletin görevi ve herkes görevini eksiksiz yerine getirmeli” dedi.

Kapanmayacak bir yara

BirGün'e konuşan kayıp yakınları ise tek isteklerinin kayıplarının bulunması olduğunu söyledi. Antakya Güzelburç Mahallesi, Zümrüt Sokak İlke Apartmanı'nda yakınlarını arayan gazeteci Abdurrahman Antakyalı, "Sadece 1 apartmanda 28 kayıp var. Emniyet’e, Aile Bakanlığı'na kadar kayıp başvurumuz var. Bölgedeki bir muhabirle konuştuğumda sokakların kayıp ilanlarıyla dolu olduğunu söyledi. Enkazdan çıkmayan yakınlarını arıyorlar. Emniyet’in açıkladığı 140 rakamı sadece Rönesans Rezidans ve bizim apatmanı topladığımızda çıkan sayı" diyor.

Bütün kayıp yakınlarının enkazların başında beklediğini söyleyen Antakyalı, "Apartmana baştan aşağı bakıldı. Ama kimse yok. Sığınağa kadar inildi. Kısa bir zaman diliminde bu insanlar çıkartılıp gömüldüyse de nereye gömüldüler? Ben gazeteci olarak çoğu deprem bölgesine gittim ama hiçbir yerde böyle bir kayıp olayına rastlamadım. Kayıtsız insanların defnedilmesi çok büyük bir problem. 'Çevre illerdeki hastanelere götürülmüş olabilir' diyorlar, bu da tuhaf bir umut veriyor ancak bu kadar zamanda bir kişi aramaz mı bizi. Onu da geçtik Antalya'dan Hatay'a kadar bütün hastanelere baktık. Adana'da bize sadece 10 tane fotoğraf gösteriyorlar. 'Bunlardan bir tanesi mi' diye. Sadece 10 kişi mi geldi buraya? Fotoğraflarla tespit yöntemi de işe yaramıyor. O kadar aksaklık görülüyor ki insanlar için umut kırıcı bir durum bu. Bu insanların ölülerine ulaşamaması, ölülerinin kaybolması o kadar sarsıcı bir şey ki.... Bu açık bir yara. Kapanmayacak bir yara. Hiç alışık olmadığımız bir durum. 'Gözünüz aydın cenazeniz bulundu' durumuna getiriyorlar insanları. Cenazesini bulan moral bulacak... Şu anki psikoloji bu"

cenaze-bulununca-sevinir-hale-geldik-1135953-1.



Çaresiz hissediyoruz

Aynı apartmanda kız kardeşi, eniştesi ve 2 yeğenini arayan Reşit Dönmez ise gittikleri her yerden elleri boş geldiklerini söylüyor. Dönmez, "Gittiğimiz hastanelerde hiçbir bilgi alamıyoruz. Hastanelerde hâlâ nabzı kapalı olan, yoğun bakımlarda olan hastalar var. Kimlik tespit edilemiyor. Yaptırdığımız DNA sonuçları için 15 gündür belkiyoruz. Kimsesizler mezarlığına gititğimizde yine orada hiçbir bilgi sahibi olamadık. Yakınlarımızı bulamadık hala. Çocuklarla ilgili de bir bilgi alamıyoruz. Valilikten 'kimlik tespit çalışması yapılıyor bilgi verilecek' denildi ancak 30 gündür bilgi verilmedi. Depremin ilk saatlerinde çıkartıldıkları yönünde bilgi aldık ancak nereyle götürüldüler bilgisini alamadık" diyerek yaşadıklarını anlatıyor.

'Kendimizi çaresiz hissediyoruz' diyen Dönmez, "Yaptığımız o kadar araştırma sonucunda hiçbir bilgi sahibi olmamak bizi üzüyor. Sürekli aklımızdalar. Hiçbir şekilde unutamıyoruz. Önemli olan elimizde bir sonuç olması. Emniyet’in bu açıklamasına inanamıyoruz, 1 aydır ulaşamadık yakınlarımıza bu yüzden inanamıyoruz" ifadelerini kullandı.

***

1 yıl sonra ölü kabul edilecekler

Depremde yıkılan binalarda naaşlarına ulaşılan kişiler kayıtlara vefat etmiş olarak geçerken, enkazlarda ulaşılamayan kişiler hakkında ise ölüm karinesiyle yaşamlarını yitirmiş sayılmaları veya haklarında gaiplik istemiyle mahkemeye başvurulması gerekiyor. Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Elif Aydın Özdemir, "Enkaz altında kaldığı bilinen ve cesedine ulaşılamayan kişiler için, depremin üzerinden 1 yıl sonra yeni en erken 6 Şubat 2024'te gaiplik istemiyle mahkemeye başvurulabilir ve mahkeme kararıyla gaip sayılır ve ölmüş gibi kabul edilir" dedi.