KöK: ‘İşi kolajdan kurtarıp daha çok birbirine entegre edip kibar ve centilmen yollarını arıyoruz’

Centilmen yol arıyoruz!

BARIŞ AKPOLAT - barisakpolat@gmail.com

Dokuz yıl önce kurulan ve ilk albümleri 'Bilmece'yi 2013'te yayınlayan KöK, pek çok farklı türden besleniyor. Nekropsi, Asafated, Kurban gibi gruplarla farklı tarzlarda müzik yapan Kerem Tüzün, Cem Ömeroğlu ve Kaan Sezyum'dan oluşan grup bu akşam Berlin ve İstanbul'un kardeş şehir olmasının 25. yılı sebebiyle Capital Cultural Fund ve Borusan Sanat desteğiyle gerçekleştirilen 'New Sounds of Berlin in Istanbul' etkinliği kapsamında Borusan Müzik Evi'nde sahne alacak. Solistenensemble Kaleidoskop, KöK ve Dj İpek İpekçioğlu & Ceyhun SoSo & VJ Karajan'ın sahne alacağı geceden önce KöK'le müziklerini konuştuk.

-Anadolu aşık geleneğini vokallerinizde duyabildiğimiz gibi geçmişinizde önemli yer tutan Asafated, Nekropsi ve Kurban gibi grupların da havasını alabiliyoruz. Etkinliğin tanıtım metninde "Bu dizi, klişeleri aşarak..." diye başlayan bir cümle var. Sizin için klişe nedir?

Cem Ömeroğlu: Zor bir soru oldu bu.
Kerem Tüzün: Klişeleri hepimiz biliyoruz: "Doğuyla batının kontesi" gibi tanımlananlar... Yola çıkıldığında ilk yapılan şeyler aslında... Bunları olabildiğine inceltip işi kolajdan kurtarıp daha çok birbirine entegre edip kibar ve centilmen yollarını arıyoruz.
Kaan Sezyum: Ben buldum abi cevabı. THY'de uçak indiği zaman çalan müzik klişenin tanımıdır bence. Hem modern gibi hem ney filan da var. Onlar korkunç işte.
C.Ö.: İstanbulluyuz. Doğu-Batı sentezi denen şeyi yaşıyoruz. Klişe diye tanımladığımız şey tam da bu. Dışarıdan klişe gibi gelebilecek şey bize pek de öyle gelmeyebilir. Sentez yapalım diye başlamadığımız için rahatız. Batı formüllerini kullanıyoruz ama Doğu'nun da etkisi çok. Belki klişe gibi görünüyor olabilir ama gerçeğimiz bu biraz da.

-Yaptığınız şeyi tam tersine klişe bulmuyorum. Grubu dinleyenler her üyenin geçmişi sebebiyle farklı şeyler bekleyebilir ama konserde dinlediğimiz zaman üç kişinin birleşimi olan bir grup müziği duyuyoruz. Ters köşe buluyorum sizi...

C.Ö.: Kurban ve Nekropsi'ye benzeten insanlar var. Nekropsi de Kerem'le çalıyoruz. Kurban'da ben de vardım. Tamamen bu grupların dışında kalan şarkılarımız vardı ve bunları ne yapacağımızı konuşarak başladık. Kaan'la birleşince ortaya böyle bu çıktı.

Albümünüz ‘Bilmece’, kurulduktan 8 yıl sonra çıktı. Grup, süreçte nasıl evrildi?

C.Ö.: Uzun süre kafamızdaki şarkıları çalabilmeyi denedik. Bazıları oluyor bazıları olmuyordu. Zaman geçtikçe provalarımız sıklaştı, tavrımız oturdu başladı. Kerem şarkıları sahnede çalarak pişirmeyi sonra kaydetmeyi önermişti. Arada kayıtlar da alıyorduk ama albümü çıkartırken bir albümlük daha malzememiz vardı. 8 yılda havuz büyüdü yani. Yeni kayıtlara da başladık ama albüm mü olur single mı olur bilemem.

K.T.: Bir de albüm çıkartın diye yakamıza yapışmıyor bu da bizi rahat ettiriyor. Hissettiğimiz zaman yapıyoruz. Her şey olması gerektiği zaman oluyor. Kendi yollarımızı buluyoruz süreçte. Şarkılar da kendi aralarında gruplara bölünüyor. Onların yetişmesi için de fırsat ve zaman yaratıldı.

K.S.: Daha fazla kayıt yapıyoruz, dolayısıyla 2. albüm daha hızlı gelecek gibi duruyor.

C.Ö.: Kaan, arada haber vermeden sızdırıyor yeni şarkıları. Önce biraz kızıyoruz ama hoşumuza da gidiyor.

Kaan Sezyum, bir röportajda DJ'liğe davula ve bu gruba hobi olarak başladığını söylemişsiniz. Hobi diye başlayan Kök’üngeldiği noktaya baktığında ne görüyorsunuz?
K.S.: Yazmaktan da zevk alıyorum ama reklam ajanslarında para karşılığında da yazarlık yaptım. Normalde zevk aldığım bir şeyi para karşılığında yapmak değişik ama yazarlığı yapabiliyorum. Müzikte bunu yapamam, hiç de böyle yaklaşamadım. Hâlâ keyif olarak görüyorum müziği. Hayatta da hobilerini paraya çevirebildiğin zaman başarılı oluyorsun. Keyif, işe döndüğü anda ben yapamıyorum. Hep keyfin peşindeydim, grup da şahane gidiyor. Provaların güzel tarafı da sohbet, dertleşmek ve gülebilmek.

Kök’ü ilk duyduğumda yan projesi gibi düşünmüştüm fakat albüm ve konserleri deneyimledikten sonra fikrim değişti. Sizde durumlar nasıl evrildi?

C.Ö.: Bizde de her şey değişiyor. Bu kadar uzun bir sürede ben de geliştiğimizi düşünüyorum. Çaldığımız yerler çoğalıyor, izleyicilerimiz fazlalaşıyor. Grupça daha sık vakit geçirip daha çok kayıt alıyoruz. Hep çalışacak bir mekanizma var elimizde.

K.S.: Bu biraz işin ruhunda var. İşçiliğe baktığımızda, bas ve gitarda, çalabilmek gerekiyor. Sonra onu daha iyi çalabilmek daha sonra da onu rafine edebilmek gerekiyor. Kondisyon lazım. Davulda kendi adıma bu adamlarla çala çala çok geliştim. Kerem ve Cem'in bana kattığı yepyeni ritim algıları var. Sürekli bir mutasyon halindeyiz.

Konserlerinizde görsellere de yer veriyorsunuz. Özellikle bu akşamki etkinlik için özel bir konsept düşündünüz mü normalde yapmadığınız?

C.Ö.: Daha önce kullanmadığımız kadar görsel kullanmak istiyoruyz. Önceleri hazır olmadığından bıraktığımız veya iş güçten yetiştiremediğimiz görselliği Borusan'ın geniş mekanında kullanmak istiyoruz. Son dönemde yaptığımız parçalardan çalıp, albümde olmayanlarla dinleyiciye bilmediği bir tarafı göstermek istiyoruz.

K.T.: Burası mekan olarak maceraya çok açık. Çeşitli şeyler yapabiliriz ama tek değiliz. Maceraperest şeyler yapılabilir ama bu sefer hep beraber aynı sahneyi kullanacağız.

***

Klasik, çağdaş, yenilikçi bir deneyim

Borusan Müzikevi Yöneticisi Aydın Dorsay: New Sounds of Berlin, Borusan Sanat’ın Berlin menşeyli performans merkezi Radial System IV işbirliğiyle yaptığı 2 senedir süren bir proje. Çıkış noktası gerek çok kültürlülüğü, enerjisi ve yüksek devinimiyle gerekse son yıllarda Avrupa kültür haritasının da yıldızı parlayan iki şehir İstanbul ve Berlin arasında bir bağ kurmak. İstanbul ayağına Borusan Müzik Evi’nin ev sahipliği bu proje ilham aldığı şehirler gibi dinleyicisine kaotik bir düzen, farklı müzik gelenekleri arasında pek de homojen olmayan geçişler, sadece dinlenen değil gözlemlenen bir müzik sunmak hedefinde. Bu şiarla bu akşam klasik müziğin farklı dönemlerinden Barok, Romantik ve Çağdaş repertuvarı bir araya getiren Alman Kaleidoskop Ensemble’la başlayan gece atonal müziğin rock müzikle olan flörtünden esinlenerek İstanbul’lu alternatif rock gruplarından KöK’le devam edecek. Geceyi bitirmek ise iki şehrin elektonik müzik takiplerinn yakından tanıdığı dj’ler Dj İpek ve saksafon sanatçısı Ceyhun Soso Kaya’nın işbirliğine VJ Karajan’nın görselleri eşlik edecek.