Orman Mühendisleri Odası, Cerattepe ve Genya Dağı’nda yapılması planlanan maden ocaklarının doğaya vereceği zarara ilişkin bir rapor hazırladı. Raporda öne çıkan 7 çarpıcı tespiti derledik

Cerattepe’de madene karşı çıkmak için 7 neden

UĞUR ŞAHİN sahinugur57@gmail.com @uugurs

Fotoğraf: Recep Yılmaz

TMMOB’a bağlı Orman Mühendisleri Odası, Cerattepe ve Genya Dağı ormanlarında planlanan madencilik faaliyetlerinin doğal kaynaklar üzerine etkilerini raporlaştırdı. Prof. Dr. Cantürk Gümüş başkanlığındaki 6 öğretim üyesinden oluşan heyet tarafından hazırlanan raporla birlikte Mehmet Cengiz’in Cerattepe’de altın ve bakır maden ocağı açması halinde Artvin’in ‘heyelan’ riski yaşayacağı ve ekolojik dengenin bozulacağı saptandı. İşte raporda yer alan çarpıcı tespitler:

1 İçme suyu kirlenecek
Artvin’deki maden işletmesi için hazırlanan ve adeta bir yapılabilirlik bildirgesi olarak ortaya konan ÇED raporunda “Artvin şehri içme ve kullanma suyu ihtiyacı Genya Dağı yüzey sularından elde edilmektedir” denilmektedir. Artvin şehri için Genya Dağı su kaynağı olarak en hayati varlık durumundadır. İçme ve kullanma sularını meydana getiren yüzey ve yeraltı sularının kirlenmesinin neredeyse kaçınılmaz olması gerçeğidir.

2 Heyelan tetiklenecek
Ormanların ve diğer bitki örtüsünün temizlenmesi sonrası madencilikte yol inşası şantiyelerin kurulması, galerilerin açılması, çıkarılacak rezervin depo edileceği pasa sahası, atık havuzlarının yapımı gibi faaliyetler için oldukça geniş alanlara ihtiyaç duyulmaktadır. Bu amaçla da hektarlık ormanlık alanların tıraşlanması zorunlu olacaktır. Alanın bitki örtüsünden temizlenmesi, yüzeysel akışı arttıracak yamaçlardaki malzemenin eğimle beraber harekert ederek heyelanları tetiklemesi anlamına gelmektedir.

3 Orman eko-sistemi olumsuz etkilenecek
Florislik açıdan zengin olan Artvin ilinde “uluslarası sözleşmelere” göre risk altında olan ve korunması gereken çok sayıda bitki türü ve habitatları mevcuttur. Artvin ilinde; Avrupa’nın Yaban Hayatı ve Yaşama Ortamlarını Koruma Sözleşmesi(Bern) kapsamına gören türlerden 3 tanesi madencilik faaliyetinin yapılacağı alanda yayılış göstermektedir. Maden sahası ormanları, Bern sözleşmesi kapsamında koruma altına alınması gereken habitatlar listesinde yer almaktadır. Bölgede endemik ve nadir bitkilerin sayısı 50 olup, alanda bulunan toplam tür sayısı 600 civarındadır. Söz konusu bitki türlerinin büyük bir çoğunluğu yalnızca Artvin’de yayılış göstermekte olup, ülkemizin bitkisel zenginliği açısından endemikler kadar önemlidirler. Maden sahasında ve çevresinde bulunan bu bitkiler madencilik faaliyetinden olumsuz yönde etkilenecektir.

4 Sağlıklı yaşam yok edilecek
Madencilik için yapılacak olan ağaç kesimi, yol yapımı, oluşacak toz bulutları, pasa yığınları, cevher stokları, zenginleştirme tesisinde kullanılacak kimyasallar, kirlenen yüzey ve yeraltı suyu, atık barajı, asit maden drenajı, patlatma ve heyelanlar, yaşam destek sistemlerini bozan sağlıklı bir yaşama dair ne varsa yok edecek unsurlardır.

5 Zehirli toz kente yağacak
Artvin’e karşıdan bakıldığında doğu, güney ve güneybatıdan Kafkasör-Cerattepe ve Genya; kuzeyden Saçinka dağları ve tüm bu dağların yoğun ormanları ile sarmaladığı, diğer bir deyişle adeta korunduğu görülmektedir. Artvin’in tam üzerinde bulunan ve yamaçları Artvin şehir merkezini oluşturan bu alan üzerindeki hafriyat, depolama, taşıma kırma gibi faaliyetlerin oluşturacağı yoğun toz doğrudan kent merkezi üzerine yağacaktır.

6 Kamu yararı yok
Öte yandan kendi madencilik teknolojilerini oluşturmamış hiçbir ülkenin bu alışverişte kazanma şansları yoktur çünkü tüm çokuluslu madencilik şirketleri, gelirlerin neredeyse tamamını dışarı götürmektedir. Son yıllarda ülkemizde yapılan yeni yasal düzenlemeler yabancı sermaye girişini desteklemek için oluşturulan büyük teşvikler, madencilik sektörü için inanılmaz boyutlara vardırılmıştır. Bu fotoğrafa bakılınca kamu payı düşük istihdam yaratma ve katma değeri topluca değerlendirildiğinde; tatmin edici bir kamu yararından bahsetmek mümkün değildir.

7 Organik tarım etkilenecek
Artvin ilinde yürütülen bitkisel ve hayvansal üretim faaliyetleri önem arz etmektedir. Organik üretim alanlarının ağır metal riskinden dolayı kara yoluna mesafesi bile son derece önemliyken, hemen bitişiğinde başlatılacak madencilik faaliyeti ne yazık ki bu alanların organik tarımsal üretim potansiyelini olumsuz etkileyecektir.