Ceren Damar’ı katleden sanığın avukatı Vahit Bıçak yargılanıyor: Son savunmasını yapacak

Ayşegül UÇAR

Öğrencisi tarafından katledilen akademisyen Ceren Damar’a hakarette bulunan sanık avukatı Vahit Bıçak’ın "kişinin hatırasına hakaret" ve "hakaret" suçlarından sanık olarak yargılandığı dava, Bıçak’ın esas hakkındaki savunma için süre talep etmesi nedeniyle 10 Mart’a ertelendi.

Akademisyen Ceren Damar’ın öğrencisi tarafından öldürülmesine ilişkin dosyada sanık avukatı olarak yer alan Vahit Bıçak, yargılamalar boyunca Damar’a hakaret etti. Bıçak, Damar hakkında, "Maktulenin doymak bilmeyen arzuları", "insanlık dersini sanık vermiştir", "üniversiteler fantezileri olan akademik personeller fantezilerini giderme aracı olarak öğrencileri kullanamaz" sözlerini sarf etti. Bıçak ayrıca akademisyen Damar’ın babası Mustafa Damar hakkında da "Katil ruhlu adam" ifadesini kullandı.

Tepki çeken ifadelerin ardından Ankara 35’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde avukat Bıçak hakkında, "kişinin hatırasına hakaret" ile "hakaret" suçlarını işlediği gerekçesiyle kamu davası açıldı. Sağlık sorunlarını gerekçe gösteren Bıçak, ilk anda duruşmaya katılmadı. Duruşmanın hemen ertelenmesini isteyen Bıçak'ın avukatlarının bu talebi reddedildi. Mahkemenin talebi reddetmesinin ardından avukat Bıçak, duruşmaya katıldı. Mahkeme, sağlık sorunları nedeniyle son savunma için hazır olmadığını bildiren Bıçak’ın esas hakkındaki savunmasını gerçekleştirmesi için duruşmayı 10 Mart’a erteledi.

"PROVOKE EDİCE SÖYLEMLER"

Duruşmaya ilişkin BirGün’e konuşan Sol Feminist Hareket avukatlarından Damla Yıldırım, "Arkadaşımız, meslektaşımız Ceren Damar'ı katleden sanığın yargılandığı duruşmaları sanığın gerekli cezaları alması adına karar çıkana kadar takip etmiştik. Kendi adıma benim hem mesleki anlamda hem de insani anlamda takip etmekte en çok zorlandığım duruşmalardan biriydi. Çünkü yargılama boyunca sanığın, sanığın ailesinin ve en önemlisi de sanığın avukatının Ceren Damar'a ve ailesine yönelik hakaretlerine, provoke edici söylemlerine ve iddialarına maruz kaldık" dedi.

"HAKARET VE SALDIRILARA ŞAHİDİZ"

"Sanık, canice katlettiği Ceren'in kendisine istismarda bulunduğunu iddia ederken sanık avukatı da çok çirkin ifadelerle savunma sınırını aşan şekilde açıklamalarda bulunmuştu" diyen avukat Yıldırım, açıklamalarını şöyle sürdürdü:

"Bizler sanıkların haksız tahrik indirimleri almak, kendilerini kurtarmak için bu tarz davranışları ile uzun süredir karşılaşıyoruz zaten. Ve bu tam da aslında kadın örgütlerinin ve kadınların aslında "erkek adalet" diye dile getirdikleri yargının geldiği noktanın bir sonucu. Ancak burada farklı olarak sanık avukatının, aslında biz avukatlar "bizler dosyanın tarafı değiliz" derken kendini adeta taraf konuma getirircesine ve savunma dokunulmazlığı arkasına sığınarak mağdura ve ailesine hakaretlerini, saldırılarını gördük, şahidiz. Özellikle kadın cinayetlerine ilişkin dosyalarda giderek artan şekilde sanık avukatlığı yapan avukatların da savunma dokunulmazlığının arkasına sığınarak bu tarz hakaretlerde bulunması kabul edilemez. Burada savunma sınırını aşan bir durum söz konusudur. Yine bugün Vahit Bıçak avukatı meslektaşlarımız da duruşmada ‘kadın örgütleri kadın cinayeti dosyalarını takip etmemeli’ gibi bir ifadede de bulundu. Aslında tam da bugünkü yargılamaya sebep olan nedenle bu tarz dosyalarda kadın örgütlerinin, feminist avukatların, hak savunucularının var olması çok önemlidir. Bizler kadın haklarına yönelik bir ihlalde hem suçu işleyen sanıkların hem de aslında onları bu hale getiren bu eril düzenin karşısında var olmaya devam edeceğiz."

"GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA SUÇU NİTELİĞİNDE"

Ailenin avukatlarından Av. Doğan Erkan da "Vahit Bıçak, kadın cinayetlerini meşrulaştıran yaklaşımını avukatlık kisvesi altında Ceren'e hakaret ederek, savunma görüntüsü altında sunmuştur. Avukatın mesleki ilke ve kuralları, özenle, dürüstlükle, hakkaniyetle, gerçekle, toplumun meşru beklentileriyle uyumlu savunma yapmasını öngörür. Öldürülen bir kadına tecavüzcü demek ve sözde savunmasını bu iğrenç yalan üzerine kurmak, asla savunma dokunulmazlığı içinde değildir, bilakis görevi kötüye kullanma suçu niteliğindedir. Cezalandırılmalı ve hakkında TCK 53. Madde uyarınca kamu görevinden yasaklanma uygulanmalıdır" diye konuştu.