İzmirli yurttaşlar Danıştay 6. Dairesi’nin Çeşme Projesi’yle ilgili verdiği karara itiraz etti. Yapılan açıklamada, Çeşme Projesi’nin yalnızca Çeşme’nin değil tüm Türkiye’nin problemi olduğu vurgulandı

"Çeşme Projesi tüm Türkiye’nin problemi"

BİRGÜN EGE

İzmir’in ‘Kanal İstanbul’u olarak tanımlanan ve kenti felakete sürükleyecek Çeşme Turizm Projesi’ne karşı itirazlar devam ediyor.

Projeye karşı çıkan demokratik kitle örgütleri, siyasi partiler, meslek odaları, sendikalar, çevre örgütleri ve İzmirli yurttaşlar projeye Danıştay İdari Dava Daireler Kurulu nezdinde itiraz etti. İzmir Yaşam Alanları Platformu’nun (İYA) çağrısıyla itiraz dilekçelerini vermek üzere İzmir Bölge Adliye Mahkemesi önüne toplanan yurttaşlar, burada açıklama da yaptı.

"PROJE, ÇEŞME'NİN YAŞAM ALANLARININ YOK EDİLMESİNİ HEDEFLEMEKTEDİR"

Hukuki süreçle ilgili Avukatlar Senih Özay ve Muzaffer Çevrim’in görüşlerini içeren açıklamayı okuyan Çevrim, “Danıştay 6.Dairesi var olan turizm bölgesi alanını neredeyse 3 katına çıkaran Cumhurbaşkanlığı kararının icracı bir yönü bulunmadığını söyleyerek hukukun temel ilkelerini görmezden gelmiştir. Danıştay, Cumhurbaşkanlığının onay makamı olmaktan vazgeçmelidir. Çeşme Projesi sadece Çeşme’nin değil ülkenin problemidir. Davaya konu Cumhurbaşkanlığı kararının olumsuz ekolojik ve sosyolojik sonuçları bizleri düşündürmelidir. Telafisi mümkün olmayan bir durumla karşılaşmamak için Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun temyiz başvurumuzu hukukun üstünlüğünü gözeterek kabul etmesi gerekmektedir” dedi.
İYA adına basın açıklamasını okuyan Şerife Gökce ise, Çeşme Projesi’nin rant projesi olduğunu vurguladı. Gökce, “14 Mayıs seçimlerinin hemen sonrasında Danıştay 6.Dairesi’nin hukuka aykırı olarak ‘davanın reddi’ kararı verdi. Yani bölgede yaşamın yok edilmesinin önünü açan kararı vererek, projenin yine önünü açtı. Kararın iptali için bugün de Danıştay İdari Dava Daireler Kurulu’na temyiz ediyoruz. Danıştay tarafından alınan karar tamamen politiktir. Tamamen İzmir’in, Yarımadanın, Çeşme’nin yaşam alanlarının yok edilmesini hedeflemektedir. Çeşme Yarımadasının yaşam biçimi, kültürel yapısı, çevre ve yaşam değerlerini yok edilmeye çalışılmaktadır” ifadelerini kullandı.

"MÜCADELEYİ, DAYANIŞMAYI BÜYÜTECEĞİZ"

Gökce, “İzmir Yaşam Alanları ve mücadele eden tüm kurumlar olarak biliyoruz ki kararın bozulması için sağlam hukuki gerekçelere sahibiz. Ancak, politik olan bu karara karşı, hukuk önünde gücümüzü, kitlesel tepkilerle büyütmek; bilirkişilerin, meslek odalarının ve bizlerin öne sürdüğü ‘yaşamdan yana’ tavrın kazanabilmesi için itirazlarımızı tüm davacılar, siyasi kurumlar ve İzmir halkı olarak önümüzdeki süreçte sürdürmeye devam edeceğiz. Bu projenin başlangıç olduğunu, sarı öküzü kaptırırsak İnciraltı’nı da kaybedeceğimizi, Körfez Geçiş Köprüsü’nün önünde duramayacağımızı görüyoruz. Yaşanmış bunca mücadele örneği ve sahip olunan dayanışmanın gücü ile birlikte hareket etmenin zeminini, mücadeleyi, dayanışmayı büyüteceğiz. İzmir’in Kanal İstanbul’una karşı birlikte başarabileceğimize inanarak, seslerimizi birleştireceğiz, güçlü kılacağız, çoğalacağız ve birlikte olacağız” dedi.