Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 12 Eylül askeri darbesi ve darbeyi yapan generaller hakkında dava açma hakkına ilişkin bir karara imza attı. AİHM dün, 12 Eylül darbesi...

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 12 Eylül askeri darbesi ve darbeyi yapan generaller hakkında dava açma hakkına ilişkin bir karara imza attı. AİHM dün, 12 Eylül darbesi ve Kenan Evren hakkında dava açan ancak bu dava nedeniyle “meslekten men” cezasına çarptırılan Adana eski savcılarından Sacit Kayasu’nun Türkiye aleyhine açtığı davayı karara bağladı. AİHM kararının gerekçesinde, Kayasu"nun gerek “şahsi”, gerekse de “devlet savcısı” sıfatıyla darbeye karşı dava açma hakkına sahip olduğu vurgulandı. Mahkeme, Kayasu’nun dava açma hakkını da Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin “ifade özgürlüğünü” içeren 10. maddesine dayandırdı.
Kararda, 12 Eylül darbesi ve anayasası konusunda dava açmanın “kamu çıkarına ilişkin bir tartışma başlatmak” olduğu, dolayısıyla dava açarak böyle bir tartışma başlatmanın “ifade özgürlüğü” içinde görülmesi gerektiği ifade edildi. “Davacı kamu çıkarını içeren böylesine bu tartışmaya hem normal vatandaş, hem de kamu savcısı sıfatıyla katılmayı amaçlamıştır” denildi.

İKİ AYRI DAVA AÇMIŞTI
AİHM, haklı bulduğu Kayasu’ya 40 bin Euro tazminat ödenmesini kararlaştırdı. Karara AİHM’deki Türk yargıç Işıl Karakaş da onay verdi.12 Eylül generalleri hakkında dava açarken Kayasu’nun yazdığı dilekçenin “kimi zaman huysuz ya da iğneleyici” ifadeler taşımakla beraber “kesinlikle hakaret içermediğine” de hükmeden AİHM, “Bu nedenle davalı Kayasu’nun haklı bulunduğunu, dava açmasını engelleyecek hiçbir sosyal gerekçe ya da ihtiyaç bulunmadığını” vurguladı.
Kayasu, 1999 yılında 12 Eylül darbesini gerçekleştiren generaller hakkında “şahsi” dava açmıştı. 2000 yılında ise bu kez o dönemdeki resmi sıfatı olan “Adana savcısı” ünvanıyla benzer bir dava daha açmıştı. Ancak davalar reddedilmiş, Savcılar ve Hakimler Yüksek Kurulu Kayasu’nun “görevini kötüye kullandığı” gerekçesiyle “meslekten men etme” kararına varmıştı.

***
‘15. madde kaldırılmalı’

Avukat Sabri Kuşkonmaz kar arın 12 Eylül"e ilişkin bir mahkumiyet olduğunu belirterek kararı şöyle yorumladı: Bu günlerde Veysel Güney ile ilgili kararın peşindeyiz. Veysel Güney"in itirazı red edildi. Ankara Ağır Ceza Mahkemesi tarafından. Tüm iç hukuk yolları tüketildi. Bu konuda dosya hazırlıyoruz AİHM"e sunmak üzere. Yani bir iki üç değil bin tane altı bin tane böyle bir dosya başvurusu olması gerekiyor ki bunun iç hukukta bir karşılığı olsun. Toplumsal baskılar neye neden olabilir? Anayasa"nın geçici 15"inci maddesinin kaldırılması gerekiğini ortaya çıkarabilir. Bir taraftan 12 Eylül"e ilişkin bir mahkumiyet kararı verilmiş ve Türkiye haklı bulunmamıştır. Bir taraftan geçici 15"inci madde yürülükte bunun adı kanunlar ihtilafıdır hukuk dilinde. Önce bunun çözülmesi gerekiyor. Bunun içinde 15. maddenin kaldırılması gerekiyor.

***
‘Bu dava cesaret verir’
Mithat Sancar ise kararın önemli olduğunu ancak “doğrudan Anayasa"nın geçici 15. maddesiyle ilgili bir tartışma içermediğini” söyledi. Sancar bu kararla 12 Eylül anayasının tartışmaya açılabileceğini belirterek şöyle devam etti: “Bu dava savcının dava açma dolayısıyla uğradığı haksızlığı içeriyor. Yani dava konusunu değil, dava açan bir savcının uğradığı haksızlığı işliyor. Ancak darbe yapan generalleri yargılamayı engelleyen geçici 15. maddeyi tartışmak için bir vesile kabul edilebilir. Savcının açtığı dava 12 Eylül 1980 darbesinin yapılmasını konu alıyordu. O yüzden doğrudan 15. maddeyle ilişkilendirilmemeli. Bu karar, etkisi 12 Eylül darbesini ve darbe yönetiminin işlemlerine karşı dava açması yönünde savcıları cesaretlendirmelidir ki en önemlisi de budur.  Bir savcı dava açtığı için cezalandırılırsa bu korku yaratır ve bir daha aynı konuya başka bir savcı da ilişmez. AİHM"in kararı umarım bu korkuyu ortadan kaldıracaktır.