Erdoğan’ın başkanı olduğu Varlık Fonu’nun, depremin yerle bir ettiği Hatay’a petrokimya tesisi inşa etmesine onay verildi. 118 milyar TL’ye mâl olacak tesis için tarım arazileri ile canlıların yaşam alanları yok edilecek.

Çevreyi katletmenin sakıncası yokmuş!
Proje dosyasında, petrokimya tesisi inşaatının 78 ayda tamamlanacağı ifade edildi. (Fotoğraf: tvf_varlık_fonu)

İsmail ARI

Deprem felaketinden en fazla etkilenen kentlerin başında gelen ve neredeyse taş üstünde taş kalmayan Hatay’da Türkiye Varlık Fonu’nun (TVF) çevre katliamına neden olacak milyarlarca liralık projesinde bir “sakınca” görülmedi.

Sayıştay’ın denetleyemediği ve AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığını yaptığı Türkiye Varlık Fonu (TVF) 2020’de TVF Rafineri ve Petrokimya isimli bir şirket kurdu. Bu şirket Hatay’a “Doğu Akdeniz Petrokimya Tesisi” inşa etmek için 17 Temmuz 2022’de Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) başvurusu yaptı.

Bakanlık ise depremin ardından yerle bir olan, çevreyi katledecek bu proje için 29 Mart 2023 tarihinde “ÇED olumlu” kararı verdi. Bakanlığın, bir sakınca görmediği proje, Dörtyol ve Erzin ilçeleri arasında yer alan ve özel kumlu toprağıyla endemik türlere ev sahipliği yapan alana inşa edilecek.

4 bin sayfalık ÇED raporu, 118 milyar TL harcanacak projenin çevreye vereceği zararları gözler önüne serdi. Rapor, kaplumbağlardan kum zambaklarına kadar sayısız canlının yaşam alanını nasıl etkileneceği adeta uzun bir itiraf listesi gibi.

KERTENKELELER TAŞINACAK

Ne var ki raporun en ilginç bölümünde bugüne dek belirlenen tek yaşam alanı Burnaz Kumsalı olan ‘İskenderun Kertenkelesi’ ayrı şekilde değerlendirildi. Proje için akıl almaz biçimde şöyle denildi: “Kertenkeleler taşınmalı. Bunun için aktivasyonun başladığı ancak üreme döneminin başlamadığı Nisan-Mayıs aylarında toplanmalı. Bu alana benzer ekolojik özelliklere sahip bir alana taşınmalı.”

ÇED raporunda tesisin getireceği sonuçlara ilişkin şu veriler yer aldı:

•Tesis, ekim yapılan ve yüzde 85’i kamulaştırılan verimli tarım arazileri üzerine inşa edilecek.

•Tesisin çevresindeki göletler, kuşların göç mevsiminde uğrak noktası.

•Bölge kaplumbağalar için de önemli bir yaşam alanı. Yeniyurt Kumsalı’nda 34 deniz kaplumbağası aktivitesi tespit edildi. Ayrıca caretta carettalar için bir yuva. Yeşil kaplumbağa ile yumuşak kabuklu nil kaplumbağaları da bu alanı kullanıyor.

•Ayrıca proje alanının 850 metre yakınında yerleşim alanları da yer alıyor.

•Nesli tehlike altındaki kum zambakları da bu bölgede.

•Endemik, soyu tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan, nadir ve koruma statüleri ulusal ve uluslararası düzeyde yüksek olan kuş türleri de yakın çevrede. Dolayısıyla, proje alanı hassas bir alan özelliği taşımaktadır.

ÇED raporunda projenin gerekçesi ise şöyle açıklandı: ‘‘Petrokimya sanayi, petrol rafineri ürünleri ve doğal gazdan başlayarak plastik, lastik ve elyaf hammaddeleri ve diğer organik ara mallar üreten, ambalaj, elektronik, otomotiv ve tarım gibi diğer sektöre girdi sağlayan lokomotif bir sektör. Türkiye petrokimya alanında gelişme potansiyeline sahip.’’

BİLAL ERDOĞAN’IN İMAM HATİP’TEN ARKADAŞI

Proje, Hatay’ın Dörtyol ilçesine bağlı Yeniyurt ve Yeşilköy Mahalleleri ile Erzin ilçesine bağlı Yukarıburnaz, Turunçlu ve Mahmutlu Mahalleleri’ndeki birinci sınıf tarım arazileri üzerine inşa edilecek. 9 milyon ton üretim kapasitesine sahip olacak tesis 78 ayda tamamlanacak. İşletme süresi ise 49 yıl. Çevre katliamına neden olacak olan projeyi yapacak olan TVF Rafineri ve Petrokimya Şirketi’nin yönetim kurulu başkanlığını Bilal Erdoğan’ın Kartal İmam Hatip Lisesi’nden arkadaşı olan ve aynı zamanda Varlık Fonu’nun genel müdürü ve yönetim kurulu üyesi olan Salim Arda Ermut yapıyor.

Şirketin yönetim kurulu başkan vekilliği görevini ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın damadı eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın danışmanı Ömer Demirhan yürütüyor.

ÇED raporunu hazırlayan firma Kanal İstanbul İstanbul projesinin de raporuna imza atan Çınar Mühendislik Müşavirlik A.Ş. Firmanın sahibi Selahattin Hacıömeroğlu’nun, BOTAŞ davasında rüşvet suçundan 3 yıl 4 ay hapis cezası aldığı orta çıkmıştı. Kararın Yargıtay tarafından bozulmasının ardından, davanın Ankara 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ettiği belirtilmişti.