Son günlerde cezaevlerinde yaşanan ölümlerdeki yüksek artış dikkat çekiyor. 2020’den bu yana 104 tutuklu ve hükümlü cezaevlerinde yaşamını yitirdi. İHD’den Çevirmen’e göre hapishanelerde yapılan hak ihlalleri çözülmüyor, çözülmek istenmiyor.

Cezaevlerinde ölümler giderek artıyor: Sorunları çözmüyorlar

Dilan Esen

Tekirdağ 2 No’lu F Tipi Cezaevi’nde 19 Aralık’ta şüpheli bir şekilde yaşamını yitiren Vedat Çem Erkmen’in ölümünün ardından hasta tutuklular ve ‘intihar’ iddiaları bir kez daha gündeme geldi. Cezaevlerinde 2020’den bu yana 104 tutuklu ve hükümlü yaşamını yitirirken son bir ayda ise en az 7 kişi öldü. Hak savunucuları ve çok sayıda avukata göre bu ölümlerin nedenleri arasında cezaevlerindeki mahkûmlara ilişkin baskılar ve hasta tutukluların sağlık hizmetlerine zamanında ulaştırılmaması bulunuyor. Cezaevlerinde ölenler arasında büyük çoğunluğu hasta tutuklu. Geçen yıldan bu yana 64 hasta tutuklu yaşamını yitirdi. Ayrıca ölen 104 kişinin arasında yalnızca intihar vakaları yok, hak savunucuları çok sayıda ölümün ‘şüpheli’ olduğuna dikkat çekiyor.

İNTİHAR DEĞİL ÖLÜME SÜRÜKLENME

İnsan Hakları Derneği (İHD) Merkez Yürütme Kurulu Üyesi Nuray Çevirmen, hapishanelerde yaşananların dışarıya yansıdığını ancak bunlarla ilgili önlem alınmadığının altını çizdi. Tek kişilik hücrelerden çıplak aramaya, işkence ve kötü muameleden kitap yasağına kadar birçok hak ihlalinin mahkûmları kötü etkilediğini vurgulayan Çevirmen, travmaya sürüklendiklerini belirtti. “Avukatlar ve insan hakları kurumlarının yaptığı başvurular ortada kalmış durumda” diyen Çevirmen, “Hapishanelerde yapılan hak ihlallerinde çözülmeyen, çözülmek istenmeyen bir durum var. İntiharlar da aslında ölüme sürüklenme çünkü idarenin direkt sorumluluğu var. Hasta mahpusların durumu zaten fecaat. Hastaneler tarafından verilen ‘hapishanede kalamaz’ raporuna rağmen ATK aksine ‘kalabilir’ raporu veriyor. 2013’te çıkan bir yasaya göre ‘toplum güvenliği için tehlike oluşturabilir’ deniyor ve tahliye edilmiyorlar.”

YASALARI UYGULAMAMA ISRARI SÜRÜYOR

Pandemi koşullarında cezaevindeki yaşamın son derece zor olduğunu ifade eden Çevirmen, “Ailelere de eziyet çektiriyor. Mahpusların geneli ailelerinden binlerce kilometre uzakta. Yasalar mahpusların ailelerine yakın cezaevlerinde kalmalarını belirtir ama bu uygulanmıyor” dedi.

Ölümler ve intihar iddiaları konusunda şüpheli durumların ortaya çıktığına dikkat çeken Çevirmen, şunları dile getirdi: “Mahpuslar bu sonucu doğuracak neler yaşanıyor? Aileleri, yakınlarının intihar edecek insanlar olmadığını söylüyorlar. İdarenin, ‘intihar etti’ şeklinde bilgi vermesi sorunu ortadan kaldırmıyor. En son İlyas Demirin ölü bulunduğu söylendi. ATK’nin ön otopsi raporunda ölüm nedeni belli değildi. Ne oldu da yaşamını yitirdi? Vedat ve Garibe’yle ilgili zaten şaibe var. Mahpusların tekli hücrelere konulması ve yaşamla bağını kesiyor. Afyon T Tipi’nde mahpuslar 1 yıl tekli koğuşta kaldılar. Bunu yönetime sorduğumuzda ‘böyle bir hakkımız var’ dediler.”

Hasta tutukluların durumuna da değinen Çevirmen, “Öleceği garantilenmiş mahpuslar ancak tahliye ediliyor. Bu insanlar aslında cezaevinde ölüyor. Bu, devlet infazını iyileşsin, diye ertelemiş demek değildir” diye konuştu.

***

Polis kontrolünde cenaze

Cezaevinde şüpheli bir şekilde yaşamını yitiren Vedat Çem Erkmen’in cenazesinin defnedilmesine sadece aile fertlerinin katılmasına izin verildi. Erkmen’in cenazesi Kars’ın Digor ilçesine bağlı Dağpınar beldesinde dün defnedildi. Beldenin tüm giriş çıkışları polis ve askerler tarafından ablukaya alınırken cenaze yine polis kontrolünde belde mezarlığına götürüldü. Mezarlığa, sadece aile fertlerinin girmesine izin verildi.