Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Ocak Şubat Mart ayına ilişkin medya raporu hazırladı. Her 3 ayda bir hazırlayan ÇGD’nin 2019’daki ilk raporunda “Hemen her gün bir gazetecinin yazdığı haber nedeniyle gözaltına alınması, hâkim karşısına çıkması ya da tutuklanması sıradanlaşırken yaşanan en büyük sorunlardan biri de basın etiğinin yok olmasıdır” dendi. Raporda yandaş medyanın seçim döneminde basın […]

ÇGD yandaş  medyanın halini özetledi: Basın etiği yok edildi

Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Ocak Şubat Mart ayına ilişkin medya raporu hazırladı. Her 3 ayda bir hazırlayan ÇGD’nin 2019’daki ilk raporunda “Hemen her gün bir gazetecinin yazdığı haber nedeniyle gözaltına alınması, hâkim karşısına çıkması ya da tutuklanması sıradanlaşırken yaşanan en büyük sorunlardan biri de basın etiğinin yok olmasıdır” dendi.

Raporda yandaş medyanın seçim döneminde basın etiğini ayaklar altına aldığı aktarıldı.

‘Kesintisiz yalan habercilik’

ÇGD, bu yayınlar için şu ifadeleri kullanıldı: “İktidarın sunduğu ekonomik kaynaklarla varlığını sürdüren; ‘basın kuruluşu’ denemeyecek birçok yayın organı, ne yazık ki her gün birinci sayfalarında hakaret dolu, hedef gösteren, toplumsal kutuplaşmayı kışkırtan, yargısız infaz yapan propaganda araçlarıdır. Mesleki etik kurallar seçim dönemlerinde halkın iradesinin özgürce oluşması için her zamankinden daha fazla korunması gerekirken, iktidar yanlısı yayın organlarının temel işlevinin, gerçekleri gizleme, saptırma ve ‘kesintisiz yalan habercilik’ olduğunu ne yazık ki bir kez daha gözlemledik.”

İktidarın beka söyleminin de yandaş medya eliyle nefret tohumları ekilmesine neden olduğu şöyle aktarıldı: “Seçim dönemi boyunca iktidar cephesinin kullandığı ‘beka’ söyleminin toplumsal algıda yerleştirilmesi görevini üstlenen basının büyük kısmını oluşturan ‘yandaş basın’, CHP-HDP-İYİ Parti ortaklığı / Şehitlerin kemikleri sızlıyor benzeri başlıklara ve haber metinlerine sık sık yer vererek topluma, daha sonra kontrolü imkânsız nefret tohumları ekmekten kaçınmamıştır. Bunun ağır bedeli de çok geçmeden ortaya çıkmış ve Türkiye’nin ana muhalefet partisi liderine linç girişiminde bulunulmuştur.”

Basının bugünü için ise raporda şu ifadeler kullanıldı: “Meslek ilkelerimiz, 41 yıllık örgütlü mücadelemiz ve toplumsal sorumluluğumuz çerçevesinde düşündüğümüzde bugün basının içinde bulunduğu durumu en doğru şekilde tanımlayacak kelimelerin ‘düşmanlaştırma, bölücülük ve çatışma ortamı yaratma’ olduğunu söyleyebiliriz. Bu hem gazetecilik hem de toplumsal barış açısından oldukça tehlikeli ve olası sonuçları karanlık bir durumdur. Bu tehlikeli oyuna, başta medya kuruluşları ve gazeteciler olmak üzere, hiç kimse yeltenmemelidir.”