TBMM Adalet Komisyonu'nun CHP'li üyeleri ortak bir açıklama yaparak, yerel mahkemenin Can Atalay hakkındaki 'hak ihlali' kararına rağmen takındığı tutumu eleştirdi. "Anayasa Mahkemesi kararına uymak bir tercih değil yükümlülüktür" denilen açıklamada, sorumlu hakimler hakkında gerekli işlemlerin başlatılması çağrısı yapıldı.

Kaynak: Haber Merkezi
CHP'li 6 milletvekilinden yerel mahkemenin Can Atalay kararına tepki

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Adalet Komisyonu'nun CHP'li üyeleri, ortak bir açıklama yaparak Türkiye İşçi Partisi (TİP) Milletvekili Can Atalay hakkında verilen hak ihlali kararına rağmen yerel mahkemenin takındığı tutumu eleştirdi. 

Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül, Muğla Milletvekili Gizem Özcan, İstanbul Milletvekili Turan Taşkın Özer, Muğla Milletvekili Cumhur Uzun, Karaman Milletvekili İsmail Atakan Ünver ve İzmir Milletvekili Deniz Yücel imzasıyla yapılan yazılı açıklamada, Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) Can Atalay'ın cezaevinde olmasının “seçilme hakkı” ve “kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı” yönlerinden hak ihlali olduğuna karar verdiği anımsatıldı.

Karara rağmen, günlerce kamuoyunu oyalayan 13. Ağır Ceza Mahkemesi üyelerinin görevlerinin gereklerini yerine getirmediğine dikkat çekilen açıklamada, "Türk yargısını, hukuku, demokrasiyi ayaklar altına alan tüm ilgililer hakkında gerekli işlemler ivedilikle başlatılmalıdır" denildi. 

Yazılı açıklamanın tamamı şöyle:

"Halkın iradesiyle seçilen Hatay Milletvekili Can Atalay’ın yaşadığı hukuksuzluk, bize bir kere daha tek kişi yönetiminin yargı ve yasamayı boğduğunu, Anayasa’nın yok sayıldığını, Anayasa Mahkemesi kararlarının tanınmadığını, keyfiyetin hakim olduğunu göstermiştir. Yaşanan süreç hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nin tiranlığa dönüştüğünün kanıtı olmuştur.

En yüksek yargı mercii olan ve gücünü ülkenin kurucu yasası Anayasa’dan alan Anayasa Mahkemesinin, Milletvekili Can Atalay hakkında verdiği kararı uygulamamak demek hiçbir yurttaşın bu ülkede Anayasal ve yasal güvencelerinin artık olmadığı demektir. Yurttaşın hukukunu yok sayan Anayasa ve yasalara uyma zorunluluğu olan mahkemelerin, aksi yöndeki tutumları artık niteliklerini de tartıştırır hale gelir.

"MAHKEME HUKUK KURGUSU İLE YARGILAMA YAPTI"

Milletvekili Can Atalay’ın yargılandığı davanın başından sonuna kadar, mahkeme kendi kurduğu bir hukuk kurgusu ile yargılama yapmış ve yine “kendi” kararını vermiştir. İplerin koptuğu yer ise Anayasa Mahkemesi’nin usul yönünden verdiği kararı uygulamaması olmuştur.

Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu 2023/53898 Başvuru Numaralı 25.10.2023 tarihli kararı ile Hatay Milletvekili Can Atalay'ın cezaevinde olmasını “seçilme hakkı” ve “kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı” yönlerinden hak ihlali olduğuna hükmetmiştir. 

Anayasa Mahkemesi ayrıca Can Atalay’ın mahkumiyet hükmünün infazının durdurulmasını, özgürlüğünden yoksun bırakılma halinin sona erdirilerek tahliye edilmesini çok açık ve net olarak karar altına almıştır.

Kısa karar aynı gün, mahkumiyet kararı veren İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmiştir. Anayasa Mahkemesi’nin gerekçeli kararı ise 27.10.2023 tarihli Resmi Gazetenin 32352 sayılı nüshasında yayımlanmıştır.

"HUKUK YOK SAYILIYOR"

Ancak İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi kararın kendisine gönderildiği 25.10.2023 tarihinden bu yana Milletvekili Can Atalay için tahliye kararı vermediği gibi dosyayı Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne göndermiştir. Günlerce kovalamaca oynayan 13. Ağır Ceza Mahkemesi üyeleri, görevlerinin gereklerini yerine getirmeyerek suç işlemiştir.

Anayasa Mahkemesi kararını yerine getirmesi gereken mercii İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesidir. Mahkeme yetkisini aşmıştır. Dosyayı Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne göndermesinin hiçbir hukuki zemini yoktur. Hukuku yok sayarak ihlalin sürmesine sebep olmuşlardır.

Anayasa Mahkemesi kararına uymak bir tercih değil yükümlülüktür. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Milletvekili Can Atalay’ın “kişi hürriyeti ve güvenliği hakkını” 7 gündür ihlal etmektedir.

Bireysel başvuru, temel hak ve özgürlüklerin daha iyi korunmasında etkili bir hak arama yoludur. İnsan hak ve özgürlüklerini güvence altına almayı amaç edinmiş bir hukuk Devletinde, Anayasa Mahkemesi kararının yerine getirilmemesi düşünülemez. Zira Anayasa’nın 153. maddesinde “Anayasa Mahkemesi kararları Resmi Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar.” denilmektedir.

"MAHKEMELERE TEK BİR YURTTAŞIN BİLE GÜVENİ KALMAMIŞTIR"

Toplumun adalete olan güveni, adil bir mahkeme bulunabileceği inancı ile sağlanır. Ancak bugün devasa adliye saraylarının içlerini dolduran mahkemelere tek bir yurttaşın bile güveni kalmamıştır.

Bu topraklarda yetişmiş hukukçular olarak ve Yüce Meclis’in Adalet Komisyonu üyeleri olarak üzülerek dile getiriyoruz ki; bu ülke adalet, hukukun üstünlüğü ve insan haklarından bahsetmenin mümkün olmadığı bir ülke haline gelmiştir.  İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi üyeleri “görevi kötüye kullanma” ve “kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma” suçlarını işlemektedir.

Türk yargısını, hukuku, demokrasiyi ayaklar altına alan tüm ilgililer hakkında gerekli işlemler ivedilikle başlatılmalıdır. Her ne pahasına olursa olsun demokrasi, adalet, temel hak ve özgürlüklerimize sahip çıkmaya devam edeceğiz."