CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, AKP'nin dünkü "Türkiye Yüzyılı" programını değerlendirdi. Ağbaba, "Dünkü Türkiye vizyonu toplantısına bakınca bir muhalefet lideri gördük aslında. 20 yıldan beri ülkeyi yöneten sensin, bu memlekette siyasi görüşüne, kimliğine göre ayıran, dışlayan sensin. Senden daha fazla nefret kusan bir siyasetçi var mı? Bu memleket çok siyasetçi gördü. Kendi gibi düşünmeyen herkese kin kusan biri lideri görmedi” dedi.

CHP'li Ağbaba'dan Erdoğan'a: Senden daha fazla nefret kusan bir siyasetçi var mı?

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, Erdoğan'ın dünkü "Türkiye Yüzyılı" programında söylediği sözleri eleştirdi. Erdoğan’ın seçime giderken bir vizyon belgesi sunmaya çalıştığını belirten Ağbaba, “Bu memleket çok siyasetçi gördü. Menderes’i, Bayar’ı, İnönü’yü, Ecevit’i, Erbakan’ı, Türkeş’i, Yılmaz’ı, Çiller’i gördü ama bunun kadar muhalefetten nefret eden, kendi gibi düşünmeyen herkese kin kusan biri lideri görmedi. Çıkmış karşımıza dalga geçer gibi, demokrasi diyor, özgürlük, barış, kardeşlik diyor. Ya hangi özgürlük? Vizyon belgesi içi boş bir vizyon belgesi” diye konuştu.

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, CHP Trabzon Milletvekili Ahmet Kaya, CHP Trabzon İl Başkanı Ömer Hacısalihoğlu ve yönetim kurulu üyeleri ile birlikte partisinin Trabzon İl Başkanlığı'nda basın toplantısı düzenledi.

Ağbaba, konuşmasına, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı kutlarken, geçtiğimiz ay yaşamını yitiren eski CHP Trabzon Milletvekili Haluk Pekşen’i andı. Ağbaba'nın gündeme ilişkin değerlendirmelerinden öne çıkan başlıklar şöyle:

‘İÇİ BOŞ BİR VİZYON BELGESİ’

Senden daha fazla nefret kusan bir siyasetçi var mı? Bu memleket çok siyasetçi gördü. Menderes’i, Bayar’ı, İnönü’yü, Ecevit’i, Erbakan’ı, Türkeş’i, Yılmaz’ı, Çiller’i gördü ama bunun kadar muhalefetten nefret eden, kendi gibi düşünmeyen herkese kin kusan biri lideri görmedi. Çıkmış karşımıza dalga geçer gibi, demokrasi diyor, özgürlük, barış, kardeşlik diyor. Ya hangi özgürlük? Vizyon belgesi içi boş bir vizyon belgesi.

‘CUMHURİYET YAPTI, AKP SATTI’

Kanal İstanbul diyor… Kanal İstanbul’da ne var? Rant var, para var. Konuştuğu para, rant… 20 yıldan biri ülke yönetiyor, bir buçuk saat konuşuyor ve hiçbir şey söylemiyor… Cumhuriyet yaptı, AKP sattı. 20 yılda 273 kamu şirketi elden çıkarıldı. Eşi benzeri görülmemiş bir ihanet ile karşı karşıya kaldık. Cumhuriyetimizin ikinci yüz yılında hep birlikte bu tahribatları gidermek için uğraşacağız.

‘REFAHI, KENDİ YANDAŞLARINA YAYIYOR’

Dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olacağız diyor. Ya sen Türkiye ilk 18’de idi şimdi 23’üncü… Kişi başında milli geliri 25 bin dolara getireceğiz demişti. Şimdi 8 bin dolar civarında. 2002’den daha geri duruma düştük. İhracat 500 milyar dolar olacak diyor, 225 milyar dolar oluyor. Her türlü büyük yalan söyleniyor. Refahı tabana yayacağız diyor, refahı kendi yandaşlarına yayıyor.

‘KENDİ İKTİDARLARINI KAYBETMEMEK İÇİN DÜŞMANLA İŞ BİRLİĞİ YAPMIŞ’

Cumhuriyet’in bugünkü anlamını bilebilmek için Cumhuriyet’in nasıl ve hangi koşullarda kurulduğunu bilmek gerekiyor. Düşünün ki 1910’da başlayan Balkan savaşları ile yıkılmış, ardından Birinci Dünya Savaşı ile tamamen çökmüş bir imparatorluk; ülkenin her tarafı işgal edilmiş, paramparça edilmiş bir ülke. Ülkeyi yönetenler, kendi iktidarlarını, kendi saraylarını, bulunduklarını kaybetmemek için düşmanla iş birliği yapmış bir dönem.

‘SAVAŞ SONUCUNDA KURULAN BİR CUMHURİYET İLE KARŞI KARŞIYAYIZ’

Biri çıkıyor, önce Anadolu’ya gidiyor, ardından yoksul Anadolu’yu ayağa kaldırmaya çalışıyor. Hakkında idam fermanları veriliyor, rütbeleri sökülüyor. Ama bir adım bile geri adım atmadan bu ülkede yaşayan insanlara güvenerek ulusal Kurtuluş Savaşı’nı başlatıyor. Ve ardından Cumhuriyet kuruluyor. Şu bilinsin ki dünyada eşi benzeri olmayan bir savaş sonucunda kurulan bir Cumhuriyet ile karşı karşıyız.

‘BAĞIMSIZLIĞIN İLHAM KAYNAĞI OLMUŞTUR’

Burada kulan Cumhuriyet, verilen ulusal Kurtuluş Savaşı sadece bizim açımızdan değil, dünyadaki sömürge altında bütün ülkeler için; dünyada bağımsızlık mücadelesini verip ama sömürgenin kıskacından kurtulamayan herkes için bir ilham kaynağıdır. Hindistan’da, Pakistan’da da öyledir. Latin Amerika’sına kadar kurulan Cumhuriyet bir ilham kaynağı oldu. Ki onun kurucusu Mustafa Kemal Atatürk de dünyada bağımsızlığın ilham kaynağı olmuştur.

‘HER ÜÇ KİŞİDEN BİRİ YA HASTALIKTAN YA SAVAŞTAN KAYBEDİLMİŞ’

Türkiye’nin kurulduğu ortamı görmek lazım. Okuma yazma oranı erkeklerde yüzde 4, kadınlarda binde 7, bırakın mühendisi, eli alet tutan işçimiz yok. Savaştan dolayı neredeyse nüfusun 3’te 1’ini kaybetmişsiz. 1910’da Osmanlı’nın nüfusu 20 milyon, 1920’lere gelindiğinde nüfus 13 milyona düşmüş. Her üç kişiden birisi ya hastalıktan ya savaştan kaybedilmiş. Ülkede üretim adına hiçbir şey yok. Ortalama ömür 30 yıl civarında. Kadınların doğumda ölüm oranı yüzde 25. Yani her dört kadından biri doğum yaparken ölüyor. Daha vahimi çocuk ölüm oranı; doğan her yüz çocuktan 75’i doğum esnasında ölüyor.

‘ATATÜRK’E LAF SÖYLEYENLER VATAN HAİNİDİR’

Kim ki bu ülkenin kurucusu Atatürk’e laf ediyorsa, ağır eleştiride bulunuyorsa bu topraklara hakaret etmiştir. Bizim, hepimizin, farkı etnik kimlikleri, mezhepleri, düşünceleri tekrar ayağa kaldırıp Anadolu’da yaşayan fakir insanların onurunu kurtarmış Atatürk’e laf söyleyenler vatan hainidir.

‘BİR TWEET ATTI DİYE İNSANLARI LİNÇ EDİLİYOR’

Bir milletvekili, bir grup başkanvekili, bir AKP sözcüsü, geçmişte bakanlık yapmış birisi Türkçeyi kendi kültürüne darbe indiren bir dil olarak görüyor. Bir tweet attı diye insanlar linç ediliyor, cezaevine atılıyor. Bir ufak eleştiride insanlar para cezasına çarptırılıyor. Maalesef hala Mahir Ünal’ın söylemiş olduğu bu sözler nedeniyle AKP kanadından veya Cumhurbaşkanından bir eleştiri duymadınız. Duyamazsınız. Niye? Çünkü o onun sözcüsü. Cumhurbaşkanının ‘iki yüz yıllık hesaplaşma’ dediği şeylerden birisi de Dil Devrimi. Matbaa yok, kitap diye bir şey yok. Biri çıkıyor okuma yazma oranı yüzde 4; kurduğu mekteplerle okuma yazma oranını hızla artırmaya çalışıyor. Önce yüzde 20, sonra 30, sonra yüzde 40’lara yükseltiyor, okuma yazma oranını…

‘MAHİR ÜNAL, BU VATAN HAİNLİĞİDİR’

Mahir Ünal’a Trabzon’dan söylemek isteriz, düşünün ki Türkiye Cumhuriyeti’nin yurttaşısın, kendi dilini eleştiriyorsun. Mahir Ünal, bu vatan hainliğidir. Bu toprakların köküne düşmanlıktır. Burada hepimizin onurudur Türkçe. Bir dil bir ülkenin namusudur. Her eleştiriyi cezaevi ile yoklayanlar maalesef Mahir Ünal’a sessiz kalarak destek vermişlerdir.

‘BU MEMLEKETİ AYIRAN SENSİN’

Sayın Cumhurbaşkanı, ‘Türkiye Yüzyılı’ diye bir toplantı yaptı… Yandaş basın bunu AKP’nin fabrika ayarlarına dönmek olarak söylüyor. Fabrika ayarı falan kalmadı. Üç 'Y' idi biliyorsunuz, bunların başında yolsuzluk vardı. Bütün endekslerde dünyada en fazla yolsuzluğun olduğu ülkelerden biri Türkiye olarak gösteriliyor. Ne diyor barış, kardeşlik, demokrasi… Dünkü Türkiye vizyonu toplantısına bakınca bir muhalefet liderini gördük aslında. 20 yıldır ülkeyi kendisi yönetmiyor, bir başkası yönetiyor, seçimi giderken bir vizyon belgesi sunmaya çalışıyor. Bu vizyon belgesini sunan da bir muhalefet lideri gibi. 20 yıldan beri ülkeyi yöneten sensin, bu memlekette siyasi görüşüne, kimliğine göre ayıran, dışlayan sensin.

‘AFGANLARI UÇAKLA AMERİKA’YA GÖTÜRDÜLER’

Afganistan’dan gelen mültecilerin tamamı Recep Tayyip Erdoğan ile Biden’in anlaşması sonucu gelenlerdir. Ne demek? Amerika ile yakın çalışan Afganları uçakla Amerika’ya götürdüler. İkinci halkadaki insanları, Türkiye ile anlaşma yaparak yüzbinleri Türkiye’ye girdi. Görmüyor mü devlet bunların geldiğini, Van’dan ülkeye girdiğini? Görüyor, görmezden geliyor. Niye, Amerika da ben ne diyorsam onu yaparım diyor. Afganların gelme sebebi budur.

‘ÜRETİMİN OLDUĞU ÜLKE HALİNE GETİRECEĞİZ’

Türkiye, bu iktidardan kurtulduğu gün tekrar ayağa kalkacaktır. Devletin, ülkenin imkanları var. Moralinizi bozmayın. Geldiğimiz zaman o kur korumalı mevduat sistemi, o dolar üzerinden yapılan geçiş garantili anlaşmaların tamamını iptal edeceğiz ve kamulaştıracağız. Geldiğimiz gün çiftçinin faizini sileceğiz, esnafın faizini sileceğiz. Bu ülkeyi tekrar üretimin olduğu bir ülke haline getireceğiz. Tekrar ülkenin gerçek sahiplerine teslim edeceğiz.”

(ANKA)