Meclis'te düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Şu anda Edirne'deki en büyük hesabı, İmralı'dakine verecek" sözlerine ilişkin konuştu. Erdoğan'a seslenen Altay, "İç çekişmenin Erdoğan'a intikal etmesi mümkün değil. Erdoğan, nereden biliyorsun, kim söyledi?" diye sordu.

CHP'li Altay, Erdoğan'a 'İmralı' çıkışını sordu: Bu bilgiyi nerden öğrendin?

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanvekili Engin Altay, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dünkü AKP Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Grup Toplantısı'nda sarf ettiği "Şu anda Edirne'deki en büyük hesabı, İmralı'dakine verecek" sözlerini değerlendirirken, "Bir çatışma, iç çekişmenin Erdoğan'a intikal etmesi mümkün değil. Erdoğan, nereden biliyorsun, kim söyledi?" ifadelerini kullandı.

Altay, şunları söyledi: "İmralı ile yeniden kanka olmuşsa ancak böyle bir bilgiye ulaşabilir. Başka türlü böyle bir çatışma, iç çekişmenin Erdoğan'a intikal etmesi mümkün değil. Erdoğan, nereden biliyorsun, kim söyledi? O koltuğu kaybetmemek için her şeyi göze almış bir Erdoğan var. 'Papaz elbisesi giyerim.' diyen Erdoğan'ın İmralı ile yeniden kanka olmasını hiç yadırgamam."

Altay, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, Uluslararası İnsan Hakları İzleme Örgütü Raporu'nda "Erdoğan hükümetinin Türkiye'nin insan hakları sicilini onlarca yıl geriye götürdüğü ve uluslararası insan hakları hukukunu açıkça hiçe saydığı" tespitlerinin yer aldığını ifade etti.

'ÜLKEYİ İNSAN HAKLARINDA KÜME DÜŞÜRDÜ'

Erdoğan'ın muhalefeti, "Türkiye'yi dünyaya şikayet etmekle" suçladığını söyleyen Altay, iktidarın insan haklarına, demokrasi ve anayasaya aykırı eylem, söylem ve icraatlarının Türkiye'yi insan haklarında küme düşürdüğünü kaydetti.

Türk Tabipleri Birliğinden bir heyetin TBMM'ye ziyarette bulunduğunu bildiren Altay, Türkiye'nin Omicron varyantıyla beraber "istifa varyantı" yaşadığını söyledi. Doktorların yurt dışına kaçtığını söyleyen Altay, TBMM Genel Kurulunda şu anda görüşülen kanun teklifine, doktor ve sağlık çalışanlarının haklarına ilişkin düzenlemelerin eklenmesi çağrısında bulundu.

CAHİT ÖZKAN'IN ENES KARA AÇIKLAMASI

Altay, AKP Grup Başkanvekili Cahit Özkan'ın öğrenci Enes Kara'nın yaşadığı cemaat yurduna ilişkin açıklamalarını anımsatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"'Kaldığı yer yurt değildi, 3-4 öğrenci bir araya gelmiş öğrenci evi gibi kullanmışlar.' diyor. Bunun, tam karşılığı şudur; iktidar partisinin grup başkanvekili vali ve kaymakamlara talimat veriyor, 'kaçak yurtlara göz yumun' diyor. Işık evlerinin yerini alan bir yapı örülmeye çalışılıyor. Işık evlerinin eseri 15 Temmuz hain kalkışmasıdır. 15 Temmuz hain kalkışmasında dahli olanların neredeyse tamamı ışık evlerinde yetiştirilmiştir. Şimdi ışık evleri yerine başka bir ev düzeneği mi AK Parti inşa ediyor, merak ediyorum. Devlet himayesinde yeni bir ışık evleri sürecine Türkiye seyirci kalmamalıdır. Hiç seyirci kalmaması gereken öncelikle AK Parti'dir."

Türkiye'de özel, tarikat, cemaat ve kaçak yurtların bulunduğunu söyleyen Altay, AKP'nin bu yerlerde yaşanan trajedi konusunda üç maymunu oynamaktan vazgeçmesi gerektiğini söyledi. Altay, "Bu yurtlarda taciz, tecavüz, cinayet, intihar var. Devlet yok. AK Parti, bu manzaranın sürdürülebilirliğini adeta teşvik ediyor. Cahit Özkan'ın dün yaptığı konuşma bunun açık bir delilidir. Bu kabul edilemez. Siyasetin görevi kamu vicdanını kanatmak değildir, ferahlatmaktır. Anlıyoruz ki bu kaçak, yasa dışı, denetimsiz yurtlar AK Parti için bir kazanım. Bizim için bir felaket. Ey valiler, kaymakamlar, bu kaçak yurtlara göz yumarsanız bunun vebali sizindir ve her vebalin bu dünyada da mahşerde de bir bedeli vardır" sözlerini sarf etti.

SÜLEYMAN SOYLU'YA SESLENDİ: SEN BİR MÜFTERİSİN

CHP Grup Başkanvekili Altay, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun dünkü konuşmasına ilişkin "Gene zırvalamış" ifadesini kullandı.

"Soylu'nun Boğaziçi Üniversitesi'ndeki olaylarda 524 öğrenciye terörist yaftası yapıştırdığını" ancak bunlardan hiçbirinin suçlu bulunmadığını belirten Altay, şöyle devam etti:

"İstanbul Büyükşehir Belediyesinde (İBB) 557 terörist varmış. Süleyman Soylu, sen raf elması mısın? Terörist varsa kulağından tutup neden savcının önüne koymuyorsun? İstanbul ile ilgili saldırılarına devam ediyor. Soylu tarafından görevlendirilen İBB'de 8 müfettişe, 'Delil üretin.' diyor. 'Sayın İmamoğlu'na kara çalarak, iftira atarak delil üretin.' diyor. Tıpkı Ergenekon ve Balyoz'da olduğu gibi 'sahte delillerle insanların hayatını karartın' diyor. Soylu, dedikodu yapma, işini yap. Sayın Kılıçdaroğlu, İmamoğlu, ben ve arkadaşlarım dahil, ne biliyorsan, elinde ne belge varsa Cumhuriyet savcılarına vermezsen namertsin. Elinde belge olmadan konuşuyorsan, bence öyle, Boğaziçi'nde bunu gördük, sen bir müfterisin."

'ÜLKE YAĞMALANIYOR'

CHP İstanbul Milletvekili Akif Hamzaçebi'nin TBMM Genel Kurulunda gündeme getirdiği Darphanenin bandrol ihalesine değinen Altay, söz konusu ihaleyi alan şirketin, aynı işi daha önce alan firmaya yaptırdığını ve 215 milyon lira kazanç elde ettiğini söyledi. Altay, "Bunun adı şerefsizliktir, vatan hainliğidir, yağmadır, soygundur, talandır. Bu topraklar bir Moğol, Timur, Haçlı istilasında böyle yağmalandı. Şimdi de bu haramiler tarafından Timur, Moğol, Haçlı gibi yağmalanıyor. Buna AK Parti gıkını çıkaramadı. O kişi, AK Parti gönüllüleri derneği kurmuş, masraf etmiş. Nereden çıkacak o masraf, bu kepazeliğe TBMM'nin 'dur.' diyememesini ibretle karşılıyorum. Bu, Yüce Divan'lık bir iştir." sözlerini sarf etti.

'MİLLETVEKİLLERİNİN, ERDOĞAN'IN İCRAATLARINI SAVUNACAK HALİ YOK'

Engin Altay, basın mensuplarının sorularını da yanıtladı.

Erdoğan'ın, "Seçim bölgelerinize gidip icraatlarımızı anlatın." sözlerine karşılık AKP milletvekillerinin bölgelerine ulaşma konusunda akaryakıt ve buralarda katıldıkları düğünlerde taktıkları altın fiyatlarından yakındığı" iddialarının sorulduğu Altay, şunları söyledi:

"Milletvekillerinin de bu TÜİK'in sakladığı hiper enflasyondan etkilenmemesi mümkün değil. Ama buradan ders çıkaracak Tayyip Erdoğan. Yaptığı zamlar bırak vatandaşı, milletvekilini bezdirmiş. Milletvekilleri, Erdoğan'ın zamlarını bahane edip sokağa gitmiyor. Çünkü milletvekillerinin sokağa çıkıp esnafa, köylüye, çiftçiye, işçiye, gence, öğrenciye, sağlık çalışanına Erdoğan'ın icraatlarını savunacak hali yok. Mazot parasını bahane etmesin. Milletvekili mazot parasından şikayet ederse, vatandaş ne yapsın? Zamdan önce sokaktalar mıydı? AK Parti milletvekilleri son seçimden sonra sokağa inmediler, inemezler. Bağcılar, Arnavutköy, Güngören AK Parti'nin en çok oy aldıkları ilçelerdendir. Ben sık sık gidiyorum. Trafiğe kapalı bir caddede esnafa 'Hayırlı işler.' desinler. Diyemezler. Milletin yüzüne bakacak yüzleri yok."

AA