CHP’nin Bosna’da yaşanan Srebrenitsa Katliamı hakkında TBMM Genel Kurulu’nda genel görüşme açılması önerisi, AKP ve MHP’li milletvekillerinin oylarıyla reddedildi. CHP Bursa Milletvekili Hasan Öztürk, “Bosnalılar, savaş sonrasında hep kelebekleri takip ettiler, mavi kelebekleri. Biliyorlardı ki o kelebekler tek bir çiçeğin üzerine konuyordu ve o çiçek sadece Bosna’da toplu mezarlar üzerinde açıyordu. Bu çiçeklerin adı, ölüm çiçekleri. Bosna’da mavi kelebekler sayesinde 300 toplu mezar ve binlerce kayıp Boşnak cesedi ve parçaları bulundu. Öyle bir suçun kurbanı oldular ki 28 yıl sonra hâlâ onları defnediyoruz” dedi.

Kaynak: ANKA
CHP'nin Srebrenitsa Katliamı hakkındaki önerisine AKP ve MHP'den ret
AA

TBMM Genel Kurulu’nda bugün, CHP’nin Srebrenitsa Katliamı hakkında genel görüşme açılması önerisi görüşüldü. Önergenin gerekçesini açıklayan CHP Bursa Milletvekili Hasan Öztürk, şunları söyledi:

“BUGÜN, YAKIN İNSANLIK TARİHİNİN EN KARA GÜNÜ”

“Bugün, yakın insanlık tarihinin en kara günü. İnsanlığın tüm dünyanın gözü önünde katledildiği Srebrenitsa Soykırımı’nın yıl dönümü. Bugün sadece Türk milleti adına değil, bugün burada olmayan 8 bin 372 Boşnak adına da konuşacağım. 28 yıl önce bugün, peşlerindeki insanlık suçlularından kaçan 8 bin 372 Boşnak, Birleşmiş Milletler Barış Gücü’ne sığındı. Yaşam hakları için, keskin nişancıların top atışları arasında insanlığa güvenerek ve inanca tutularak kilometrelerce yürüdüler. Bu kutlu yürüyüş neticesinde Srebrenitsa’ya vardılar ve yol boyu ne düşündüler, ne hissettiler Allah biliyor.

Sığındıkları ve güvendikleri kurum, insanlığın yegane siyasal çatısıydı. Birleşmiş Milletler’e sığınmışlardı. Birleşmiş Milletler Barış Gücü’ne bağlı Hollandalı komutanın iş birlikçi tavrı sonucunda 8 bin 372 kişi katledildi. 20 bin sığınan Boşnak, bir günde Srebrenitsa’dan tahliye edildi. Rakamlara göre, Kızılhaç’ın açıkladığı, 1992 ve 1995 yıllarında ölen 312 bin insanın 35 bini çocuktu. 200 bini sivillerden oluşuyordu. 28 yıl önce bugün, 11 Temmuz 1995’te ise Bosnalı Sırpların faşist generali, kameralar karşısında, Boşnakları öldürürken asıl Türklerden intikam almakta olduğunu açıklamaktan çekinmedi.

“BOSNA’DA MAVİ KELEBEKLER SAYESİNDE 300 TOPLU MEZAR VE BİNLERCE KAYIP BOŞNAK CESEDİ VE PARÇALARI BULUNDU”

Bosnalılar, savaş sonrasında hep kelebekleri takip ettiler, mavi kelebekleri. Biliyorlardı ki o kelebekler tek bir çiçeğin üzerine konuyordu ve o çiçek sadece Bosna’da toplu mezarlar üzerinde açıyordu. Bu çiçeklerin adı, ölüm çiçekleri. Bosna’da mavi kelebekler sayesinde 300 toplu mezar ve binlerce kayıp Boşnak cesedi ve parçaları bulundu. Öyle bir suçun kurbanı oldular ki 28 yıl sonra hâlâ onları defnediyoruz. Hâlâ bir parça kan lekesinden, yırtık bir pantolondan insanlığı ve insanlarımızı arıyoruz. İnsanlar, ölen akrabalarını bu parçalarla tanıyor. Ölenlerin ortak noktası Boşnak olmaktı, Müslüman olmaktı. Aynı dili konuşan insanlar tarafından katledildiler. Komşuları tarafından öldürüldüler. Yaşamını kaybeden her bir Boşnak’ın aziz hatıralarını saygı ve matemle yüce Meclis çatısı altında bir kez daha anıyorum.”

“BOŞNAK MÜSLÜMANLARIN YENİDEN BÖYLE ACILAR YAŞAMAMASI İÇİN TÜRKİYE’NİN AKTİF BİR POLİTİKA İZLEMESİ GEREKMEKTEDİR”

Saadet Partisi Bursa Milletvekili Cemalettin Kani Torun ise şunları kaydetti:

“Çoğunluğunu Müslüman Boşnakların oluşturduğu, azınlık olarak Sırp ve Hırvatların olduğu Bosna Hersek, 1991 yılında bağımsızlığını ilan etti. Bağımsızlığı kabul etmeyen Sırplar, Saray Bosna kuşatmasını başlattılar. 1992’den başlayarak 1995 yılının sonuna kadar devam eden savaşta 200 bine yakın insan hayatını kaybetti. Saldırıların artması ile Birleşmiş Milletler tarafından güvenli bölge olarak ilan edilen Srebrenitsa’ya Hollanda Barış Gücü görevlendirilmişti. Güvenli bölge olduğu için 25 bin olan kent nüfusu 60 bine ulaşmış ve Srebrenitsa, açlık ve hastalıklarla boğuşan bir açık hava hapishanesine dönüşmüştü.

Tarihler 11 Temmuz 1995’i gösterdiğinde Sırp komutan Ratko Mladiç, yaptığı bir konuşmada, ‘Şimdi Türklerden öç alma zamanı’ diyerek orada Barış Gücü’nün gözetiminde olan sivilleri katletmeye başlamıştır. Srebrenitsa halkını evlerinden çıkma yönünde anonslar yaptırarak bir alana toplayan Sırplar; kadınlar, erkekler ve çocukları ayrı ayrı yerlere toplamış, kadınlara tecavüz etmiş ve erkekleri de acımasızca katletmiştir. Sivillerin toplu bir şekilde katledilmesi, bu katliamın bir soykırım niteliği taşıdığının açık bir delili olarak hafızalara kazınmıştır. Mladiç’in niyetini anlayarak ormanlara kaçan Boşnaklar ise 10 gün boyunca Sırp keskin nişancılar tarafından avlanmışlar, 8 bin 372 Boşnak’ın soykırıma kurban gittiği katliamda cesetler toplu mezarlara gömülmüş ve kimlik tespiti güçleşmiştir.

Söz konusu Müslümanlar olduğunda uluslararası kuruluşların, güvenlik ve adalet mekanizmalarının nasıl çarpık ve yavaş ilerlediğine şahit oluyoruz. Avrupa’da 2. Dünya Savaşı’ndan sonra yaşanan en büyük katliam olarak anılan bu soykırımın sözde medeni dünyanın gözü önünde olması manidardır. Boşnak Müslümanların yeniden böyle acılar yaşamaması için Türkiye’nin aktif bir politika izlemesi gerekmektedir.”

“MÜSLÜMAN BOŞNAK KARDEŞLERİMİZİN YAŞADIĞI DRAMLARI UNUTMADIK, UNUTMAYACAĞIZ VE UNUTTURMAYACAĞIZ”

İYİ Parti Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez ise öneri hakkında şunları söyledi:

“Sözde medeni Avrupa’nın tam ortasında yaşanan bu vahşetin, bu insanlık dramının, bu katliamın asıl nedeni neydi? Asıl neden hâlâ Avrupa’nın göbeğinde Osmanlı yadigarı camilerden ezanların okunması, Müslüman Boşnak kardeşlerimizin inançlarını ve kültürlerini samimi bir şekilde yaşaması ve bunları nesilden nesle aktarmasıydı. Müslüman Boşnak kardeşlerimizin yaşadığı dramları unutmadık, unutmayacağız ve unutturmayacağız.

Bu korkunç vahşeti en sert şekilde kınamak, dünyaya bir daha böylesi olayların yaşanmaması için üzerimize düşeni yapmak, inanıyorum ki hepimizin hem insani hem de tarihi bir sorumluluğudur. Ancak yaşanan katliamın uluslararası hukuka göre karşılığının ne olduğunu değerlendirmek, bir parlamentonun görevi değildir, olmamalıdır. Sistematik bir biçimde dünya genelinde onlarca parlamentoda Türkiye aleyhine yıllardır kararlar alındı ve parmaklar ‘Ermeni soykırımı olmuştur’ diye kaldırıldı. Biz de hem devlet hem siyaset kurumunun farklı temsilcileri olarak bunu çok haklı bir şekilde reddettik, ‘Bu karar parlamentoların değil, uluslararası yargının kararı olmalıdır’ dedik.”

“DİNİ, ETNİK, SİYASİ, MEZHEBİ AYRIMCILIKLAR SOYKIRIMA GÖTÜRÜR”

Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu ise şunları söyledi:

“3 günde 8 bin 372 cinayet, Srebrenitsa’da işlendi. Srebrenitsa’dan Tuzla’ya kaçan kadınlar, çocuklar vardı. Soykırımlar çok kötüdür, unutulmaz, unutturulamaz ama sadece ‘soykırım kötüdür’ demek için bu konuyu konuşmuyoruz. Soykırıma götüren nedenleri araştırmadan, yargılamadan, sorgulamadan, yüzleşmeden soykırımları konuşmayalım. O soykırımı yapan Ratko Mladiç müebbet yatıyor ama o komutanları, devlet adamlarını, askerleri ne bu dünya kabul eder ne de öte dünya bu zulmü kabul eder. Hepimiz bilsin ki soykırımlara götüren bir süreç vardır. Dini, etnik, siyasi, mezhebi ayrımcılıklar soykırıma götürür.”

CHP’nin önerisi, Genel Kurul’da AKP ve MHP’li milletvekillerinin oylarıyla reddedildi.