CHP Sözcüsü Faik Öztrak, düzenlediği basın toplantısında Türkiye’ye kaynağı belirsiz para girişleriyle ilgili olarak konuştu ve “2021’in ilk 9 ayında Türkiye’ye, kaynağı belirli kanallardan 31 milyar dolar para girmiş. Yine ilk 9 ayda, net hata noksan kaleminden, kaynağı belirsiz para girişi ise 13 milyar 516 milyon dolar. Bu, tarihimizde en yüksek ikinci kaynağı belirsiz para girişi… Birincisi 2018’deydi. Ama 2018’den fark şurada, 2018’de seçim vardı” dedi.

CHP Sözcüsü Öztrak, kaynağı belirsiz para girişlerine dikkat çekti

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, partisinin genel merkezinde basın toplantısı gerçekleştirdi.

Faik Öztrak açıklamasında ekonomideki sorunlara ve atanamadığı için inşaatta çalışırken elektrik akımına kapılması sonucunda hayatını kaybeden Fedai Öğretmen'e dikkat çekti.

Konuşmasının başında Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü anan Öztrak, “Bazı büyük önderler vardır ki, ‘Tarihin sinesine sığdırayım’ deseniz, sığdıramazsınız. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, böyle bir liderdir. Özgürlüğün, bağımsızlığın, vatan sevgisinin, Aydınlanmanın, cumhuriyetimizin ce ulusumuzun sembolüdür” dedi.

Öztrak ardından AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Atatürk üzerinden CHP’ye yüklenmesini eleştirerek, “Yunan postalını Atatürk’e tercih eden”Fesli Kadir’in vaazlarından Atatürk’ü öğrenen Erdoğan, Şimdilerde Atatürk’ün adını ağzından düşürmez oldu. Yetmedi, Bizle Atatürkçülük yarışına çıktı. Yakında çıkıp, ‘Ben geçmişte zaten Atatürkçüydüm’, ‘Ben geçmişte zaten CHP’liydim’ derse, şaşırmayız. Zira kendisi koltuk için, Milli Görüş gömleğini fırlatıp atan kişidir. Kendisi, ‘benim emir komuta merkezim, bana ‘Papaz elbisesi giyeceksin’ diyorsa, papaz elbisesini giyer, bu şekilde gider, görevimi yaparım’ diyen kişidir” ifadelerini kullandı.

Türkiye’ye kaynağı belirsiz para girişleriyle ilgili değerlendirmeler yapan Öztrak, 2021’in ilk 9 ayında 13 milyar 516 milyon dolarlık kaynağı belirsiz para girişi olduğunu ve bunun, Türkiye tarihinin en yüksek ikinci kaynağı belirsiz para girişi olduğunu vurguladı. İlkinin 2018’de olduğunu belirten Öztrak, “Ama 2018’den fark şurada, 2018’de seçim vardı. Haziran’daki seçimler öncesinde de Türkiye’ye normal kanallardan para girmediği gibi, 2018’in ilk 9 ayında Türkiye’den, 8 milyar 900 milyon dolarlık para çıkışı olmuştu” diye konuştu.

CHP Sözcüsü Faik Öztrak’ın konuşmasının satır başları şu şekilde:

ERDOĞAN’IN TAAHHÜTLERİNİ DEĞERLENDİRDİ

“Erdoğan 2023 hedefleri diyerek, Millete vaatlerini ilk kez 2011 seçim beyannamesiyle açıkladı. Yetmedi... Bu hedefleri bir de 2013 yılında, 10. Kalkınma Planı’na yazdı. Altına da imzasını attı. Bu doküman, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin onayından da geçti. Yani hedefler vaat olmaktan çıktı. Kendisinin ve partisinin millete resmi taahhüdü haline geldi. 2023’te; Milli gelirimizi 2 trilyon dolara, Fert başına gelirimizi 25 bin dolara, ihracatımızı 500 milyar dolara yükseltmeyi, İşsizliği ise yüzde 5’e indirmeyi, Böylece ülkemizi, dünyanın en güçlü 10 ekonomisi arasına sokmayı milletimize taahhüt etti.

Peki, 2023 hedefleri ne oldu? Millete verilen sözler ne oldu? Ben söyleyeyim, Yalan oldu. Bunu ben demiyorum… (5 Eylül 2021 tarihli OVP) Erdoğan’ın 5 Eylül 2021’de, Altına imza attığı bu Orta Vadeli Program (OVP) diyor. Şu anda TBMM’de görüşülen bütçenin dayanağını oluşturan bu OVP, Erdoğan’ın 12 yıl önce, 2023 için millete taahhüt ettiği, 2 trilyon dolarlık milli gelirin 925 milyar dolarda kalacağını söylüyor. Kişi başına 25 bin dolar gelirin ‘Ancak 10 bin 703 dolarda kalacağını’ 500 milyar dolar ihracat hedefinin de 242 milyar dolara düşürüldüğünü söylüyor.”

FEDAİ ÖĞRETMENİN İNTİHARI: SÖZÜN BİTTİĞİ YER

“Milletimizin aklını, Ferasetini hafife alanların sonu hep hüsran olmuştur. Milletimiz azan hayat pahalılığını, Kendisini ezen işsizliği, Artık sadece cüzdanında ya da mutfaktaki tenceresinde değil, Ta ciğerlerinde hissediyor. Kimse hayal olan 2023 hedefleriyle Milletimizin gözünü boyayabileceğini sanmasın. Daha dün Malatya’da çok acı bir olay yaşadık. Gencecik bir beden öğretmeni, 23 yaşındaki Fedai Altun, Atanamadığı için inşaat işçisi olmuş. Çalıştığı inşaatta da, elektriğe kapılarak yaşamını yitirmiş. Yaşamını kaybetmeden önce, Saray’ı ve avanesini etiketleyerek sosyal medyadan attığı şu mesaj, aslında her şeyi özetliyor; ‘Beden eğitimi mezunuyum. 80,55 puan aldım. Sizin yüzünüzden atanamıyorum. Aile baskısı yüzünden, ağır şartlarda çalışmak zorundayım. Bunun vebalini acaba kim ödeyecek? Ben hakkımı size helal etmiyorum.’ İşte burası sözün bittiği yer.”

“PEKİ YA SARAY SOSYETESİNİN ÇOCUKLARI?”

“Milletin evlatlarını, Açlık sınırının altında asgari ücrete talim ettiriyor. Bin bir fedakârlıkla yetişen evlatlarımızın hali bu. Peki ya Erdoğan’ın Saray sosyetesinin çocukları? Onların yedikleri önlerinde, Yemedikleri arkalarında. Bir değil, üçer-beşer maaş alıyorlar. Günlerini gün ediyorlar. Aldıkları maaşlara da, utanmadan ‘huzur hakkı’ diyorlar. Milletin gencecik evlatlarında huzur kalmamış, En ağır şartlarda çalışırken, Elektriğe kapılıp, yaşamını kaybederken, Saray “huzurdan” hakkını alıyor. Pes doğrusu! Gençlerimiz bunlara hakkını helal etmiyorsa haksız mı? Erdoğan ve şürekâsının kendilerinin değil, Milletin huzurunu düşünmesi için, Bu milletin daha kaç evladının yaşamı sönecek?”

"YANDAŞ MÜTEAAHHİTLERE ÖDENECEK PARALAR DOLARA ENDEKSLİ"

“Yuvalara, mutfaklara ateşler düşerken, Erdoğan bu yıl çift haneli büyümeden bahsediyor. Bu ülkede büyüyen birileri varsa, O da saray ve saray sosyetesi. Milletin geliri ne yazık ki büyümüyor, milletimiz büzüldükçe büzülüyor. Halkımıza, ‘Sağlıklı yaşamak için yeterli beslenebiliyor musun?’ diye sormuşlar, milletimizin yüzde 57’si, yani yarıdan fazlası, Yeterli beslenemediğini söylemiş. (Metropoll, Türkiye’nin Nabzı Ekim 2021) Millet karnını bile doğru dürüst doyuramıyorsa, Bu ülkede ayçiçek yağlarına, Bebek mamalarına alarm takılıyorsa, Fiyat etiketleri saat başı değişiyorsa, O büyüme, Yoksullaştıran büyümedir.”

“ERDOĞAN ÜLKEMİZİ, YOKSULLAŞTIRAN BÜYÜME İLE TANIŞTIRDI”

“Erdoğan daha önce ülkemizi, ‘istihdamsız büyüme’ ile tanıştırmıştı. Şimdi de ‘yoksullaştıran büyüme’ ile tanıştırdı. Erdoğan paramızın itibarını, kendi ifadesiyle ‘beş paralık’ etti. Bundan tam 9 yıl önce Erdoğan, ‘Para tıpkı bayrak gibi, tıpkı milli marş gibi, bir ülkenin gücünü, itibarını, bağımsızlığını simgeler. Paranın itibarı, milletin itibarıdır’ demiş.Erdoğan bu sözü ettiğinde (12 Mart 2012), 100 doları 177 liraya alıyorduk. Şimdi 100 dolar almak için 992 lira veriyoruz. Erdoğan bizim paramızı itibarsızlaştırırken, Doların itibarına, itibar kattı. Ne de olsa Erdoğan ve şürekâsının en sevdiği yeşil, Doların yeşili. İhaleler, sözleşmeler, garantiler, kasadaki paralar hep dolar.”

"YANDAŞLAR ETKİLENMİYOR"

“En son beyefendi çıktı, ‘Ben ekonomistim, ne kadar kaynak oluşturursanız, devletin kasasından da bir kuruş çıkmaz’ dedi. ‘Devletin kasasından bir kuruş çıkmaz’ dediği işler için, 2016’dan bu yana devletin kasasından 9,5 milyar dolar çıktı. Erdoğan ‘Bir kuruş çıkmadı’ yalanını tekrarlarsa milleti inandıracağını sanıyor. Önümüzdeki üç yılda da ‘Tek kuruş ödemeyeceğiz’ dediği işler için, milletin vergilerinden 14,6 milyar dolar ödeneceğini Meclis’te görüşülen bütçe söylüyor. Yandaş müteahhitlere ödenecek bu paralar dolara endeksli. Paramızın pul olmasından yandaşlar etkilenmiyor. Ama devalüasyon milletin bütçesini kemiriyor. Bugün 1 Dolar 10 Lira sınırında. Dolar arttıkça Erdoğan’ın yandaşları abat olurken, Millet helak oluyor. Bu yılbaşında asgari ücret 385 dolardı. Şimdi 285 dolar.”

"MİLLET YAĞMUR ZAMLARINDAN KENDİNİ NASIL KORUYACAK?"

“Adana’da buğday üreticisi, ‘Şu an tarlamıza gübre atamıyoruz. Verim yarıya düşecek, Ekmeğe muhtaç olacağız bu sene’ diye açıkça uyarıyor. Duyan var mı? Ne gezer… Bu vurdumduymazlıkla, Gelecek yıl ekmek yerine, hep beraber taş yeriz. Ekmek demişken, dün İstanbul’da Ticaret Odası’na bağlı fırınlar, ekmeğe yüzde 25 zam yaptı. 230 gram ekmek, 2 liradan 2,5 liraya çıktı. Bir eve üç öğünden, günde altı ekmek giriyorsa, O evin sadece aylık ekmek masrafı 450 lira yapar. Daha bunun zeytini var, peyniri var. Eti var, patatesi var, bulguru, nohutu, soğanı var. Yağı var, şekeri var. Yani var oğlu var. Ama sofraya bir tek kuru ekmek koysanız ayda 450 lira… Ayçiçek yağına dokunan yanıyor. Şimdi zeytinyağı fiyatlarında ciddi artış olacağı söyleniyor. Peki, emekli, işçi, memur sabit gelirli, Bu zam yağmurları karşısında ne yapacak? Kendini nasıl koruyacak?”

“CİDDİ BİR KARA KIŞ DESTEĞİ ŞART”

“Bu yıl ayrımsız tüm sabit gelirli yurttaşlarımıza, ciddi bir kara kış desteği şart. Aksi halde kara kış, milletimizi ezip geçecek. Genel Başkanımız yaşanacakları gördüğü için, Israrla ‘Kara Kış Fonu’ kurun dedi. ‘Elektrik üstündeki TRT payını kaldırın’ demişti. Onu şimdi yapıyorlar. Ama elektrikte asıl vatandaşımızı rahatlatacak olan Kış boyunca KDV’nin kaldırılmasıdır. Bunun da vakit geçirmeden yapılmasını bekliyoruz. Korkmayın adına başka bir şey deyin, Ama Kara Kış Fonu’nu da kurun. Bu fonla yeter ki milletimizi rahatlatın.”

“TÜİK ‘İŞSİZ SAYISI AZALDI’ DİYOR, İŞ-KUR’DAKİ İŞSİZ SAYISI ARTIYOR”

TÜİK, bu yılın Eylül’ünden geçen yılın Eylül’üne, Resmi işsiz sayısı 147 bin kişi azaldı diyor. Ama ne hikmetse yine aynı ayda İŞ-KUR ’a kayıtlı işsizlerin sayısı 219 bin kişi artıyor. Hangisi doğru? Bir dedikleri bir dediklerini tutmuyor. Küresel salgın ülkemize geçen yılın Mart ayında ulaştı. Gerçek işsiz sayımız geçen yıl Şubat’ta, 7 milyon 83 bin kişiydi. Eylül’de mevsim etkilerinden arınmış gerçek işsiz sayımız, 7 milyon 870 bin kişi. Yani TÜİK’in tüm makyajlarına rağmen, işsiz sayımız pandemi öncesine göre hala düşmemiş.”

“13 MİLYAR DOLARIN KAYNAĞI BELİRSİZ”

“Bu arada sadece işsizlik rakamlarında garabet yok. Merkez Bankası’nın ödemeler dengesi rakamlarında da, ciddi gariplikler ve açıklanması gereken hususlar var. Ödemeler dengesi verilerine göre, 2021’in ilk dokuz ayında Türkiye’ye, kaynağı belirli kanallardan 31 milyar dolar para girmiş. Yine ilk dokuz ayda, net hata noksan kaleminden, kaynağı belirsiz para girişi ise 13 milyar 516 milyon dolar. Bu, tarihimizde en yüksek ikinci kaynağı belirsiz para girişi… Birincisi 2018’deydi. Ama 2018’den fark şurada, 2018’de seçim vardı. Haziran’daki seçimler öncesinde de Türkiye’ye normal kanallardan para girmediği gibi, 2018’in ilk 9 ayında Türkiye’den, 8 milyar 900 milyon dolarlık para çıkışı olmuştu. Finansmana erişimin zorlaştığı dönemlerde, Firmaların veya şahısların, dövizlerini bozdurarak Finansman ihtiyacını bir şekilde gidermeleri nedeniyle, net hata noksan kaleminden kaynağı belirsiz para girişi görülmektedir.”

“BU PARA NEYİN PARASIDIR?”

“2018’in ilk 9 ayında, ülkemize 19 milyar dolarlık kaynağı belirsiz para girişi oldu. Türkiye’nin finansmana erişiminde şu anda bir sıkıntı yok. İlk 9 ayda kaynağı belli, 31 milyar dolar bulmuşuz. Peki, finansmana erişimin nispeten kolay olduğu bu dönemde, rekor düzeyde kaynağı belirsiz para girişinin sebebi nedir? Bu para neyin parasıdır? Hangi baronların parasıdır? Kayınpeder ve damat Merkez Bankası’nın kasasındaki 128 milyar doları, ortalama 6,30 ila 6,40 Liradan satarak buharlaştırdı. Bugün kur 10 Liraya dayandı.”

“MERKEZ BANKASI BİLANÇOSUNU MAKYAJLIYOR”

“128 milyar doları buharlaştırdıktan sonra, Merkez Bankası dört koldan bilançosunu makyajlamaya girişti. İlkin yabancı ülkelerle SWAP anlaşmaları yaptı. Emanet rezervle bilançoyu güzel göstermek istedi. Brüt rezervler arttı ama net rezervler artmadı. Kasanın tam takır olduğu gerçeği değişmedi. SWAP’lar yetmeyince, reeskont kredileri ve Zorunlu karşılıklarla oynamaya başladılar. Merkez Bankası, zaten yaz başından bu yana, Döviz Tevdiat Hesaplarından yaptığı kesintileri yükselterek, Brüt rezervlerini 10 milyar dolar artırdı. En son bu hafta, Döviz Tevdiat Hesaplarından kesilen karşılıkları 2 puan artırdılar. Artık bankalardaki her 100 dolarlık mevduatın 25 doları Merkez Bankası’na gidecek. Bu son operasyonun brüt rezervlere katkısı 3 milyar 800 milyon dolar olacak. Son bir aydır brüt rezervler, 125 milyar dolara takılmıştı. Anlaşılan Merkez Bankası, milletin bankalara yatırdığı dövizden emanet alacağı dolarlarla, ‘Bakın rezervler 128 milyar doları geçti’ demeye hazırlanıyor.”