ABD seçimlerinde manipülasyon mu var? Trump’un seçilmesinde Rusya’nın parmağı mı var?

Bu sorular bir süredir dünya kamuoyunu meşgul etmekte. Mesele, ABD’de ortaya çıkan bir rapora dayanıyor. Rapor bizzat, CIA tarafından hazırlanmış olup Kongredeki senatörlere sunulmuş bulunmakta. ABD’deki 17 istihbarat kurumunun daha katkı sağladığı bildirilen söz konusu raporun, CIA tarafından ABD Kongresindeki senatörlere sunulduğu ve bu değerlendirmenin “ortak bir sonuç” olduğu kaydedildi ancak söz konusu raporda Kremlin’den herhangi bir yetkilinin doğrudan talimat verdiğine ilişkin bir bilginin yer almadığı ifade edildi. Öte yandan, ABD basını, ABD Ulusal İstihbarat (DNI) Direktörü James Clapper ile Federal Soruşturma Bürosu (FBI) Direktörü James Comey’in, Rusya’nın ABD seçimlerini Donald Trump lehine etkilediği konusunda Amerikan Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) ile fikir birliği içinde olduklarını duyurdu.

Birçok medya kuruluşunun üst düzey istihbarat kaynaklarına dayandırarak verdiği habere göre, CIA Direktörü John Brennan, kurum çalışanlarına gönderdiği mesajda, FBI ve DNI direktörleri ile görüştüğünü belirterek, iki direktörün de Rusya’nın seçimlere etki ettiği konusunda CIA raporlarını desteklediğini belirtti.

Neden Rusya?
Gündeme düşen raporda açıklananlar ne kadar gerçekçi? Ve neden Rusya?

En sondan başlayalım; geçtiğimiz günlerde, Donald Trump’ın geçiş ekibi tarafından yapılan açıklamada, dünyanın en büyük enerji şirketlerinden Exxon Mobil CEO’su Rex Tillerson’ın Donald Trump tarafından dışişleri bakanlığı için aday gösterileceği belirtildi. Akabinde de Tillerson’ın küresel bir şirket yönetme becerisini göstermiş olduğuna ve dünyanın en büyük enerji şirketleri için uluslararası anlaşmalar yaptığına dikkat çeken Trump, “ABD’nin ulusal çıkarlarını açık gözlülükle ve kuvvetle savunacaktır. ABD’nin güvenliğini ve dünyadaki konumunu yıllar boyu zayıflatan, yanlış dış politikalardan geri dönülmesi hususunda bize yardımcı olacaktır” diyerek seçimini açıkladı.

Rex Tillerson ve Exxon Mobil’in Rusya ve Rosneft ilişkilerine bakınca CIA Raporu biraz daha mesnet kazanmakta.

ExxonMobil, upstream, downstream ve kimyasal operasyonlarda 20 yılı aşkın bir süredir Rusya’da sürekli bir ticari varlığa sahiptir. ExxonMobil, bağlı kuruluş Exxon Neftegas Ltd. (ENL) bünyesinde, 1990’lı yılların başından beri Sakhalin-1 projesini keşfetti, geliştirdi ve işletti. ENL çok uluslu Sakhalin-1 konsorsiyumu için projeyi yürütüyor. Ağustos 2011’de, OAO NK Rosneft ve ExxonMobil, Rusya, Amerika Birleşik Devletleri ve diğer ülkelerde ortak petrol arama ve üretiminin çerçevesini oluşturmak için stratejik bir işbirliği anlaşması imzaladılar. Stratejik işbirliği anlaşmasının imzalanmasından bu yana, Rosneft ve ExxonMobil Rus Arctic, Karadeniz ve Batı Sibirya’daki projeler için 10 ortak girişim kurdu. 2014 yılında bir Rosneft ve ExxonMobil ortak girişimi, Arctic’in ilk Arayüzü kuyusu Univerity-1’i deldi.

Diğer taraftan Exxon Mobil özellikle çalışma yaptığı bölgelerde çeşitli sosyal sorumluluk projelerine de imza attı. Yani Rus halkı ile de arasını sıcak tutmaya yönelik yatırımlarda bulundu. Bugüne kadar Sakhalin ve Habarovsk bölgelerindeki katkı projelerini desteklemek için 28 milyon ABD Doları tutarında kaynak sağladı. Odak noktası eğitim, sağlık, kültür, yerli azınlık nüfus gelenekleri ve dil, spor ve sanat olan projelerdi bunlar.
Şirketler Rusya Uzakdoğu’da LNG projesi için ortak bir çalışma potansiyeline sahip olmakta. Rosneft ve ExxonMobil, Rusya Arctic’e yaklaşık 600.000 kilometre karelik ekolojik araziyi ve Rosneft’in potansiyel katılımını içeren 2011 Stratejik İşbirliği Anlaşması kapsamında işbirliğini genişletmeyi kabul ettiler.

Rex Tillerson, dünya genelinde anlaşmalar imzaladı ve Rusya’nın devlete ait petrol devi Rosneft’in başı olan Igor Sechin’e çok yakın. 2013 yılında Tillerson’a Dostluk Ödülü verildi. 2014’te ABD’yi, Sechin gibi Rusya ve liderler üzerindeki ekonomik yaptırımları kaldırmaya çağırdı.

Avrasya risk değerlendirme grubu başkanı ve bir siyaset bilimci olan Ian Bremmer, bir Trump-Tillerson ekibinin Rusya’ya karşı ticaret yaptırımlarını durduracağını ve Birleşik Devletleri “küresel sorumluluklarından” kurtarmaya çalışacağını öngördü.

Bütün bunları yan yana getirdiğimizde, Trump’un Rusya’ya yakın durup Pekin’e karşı daha şimdiden agresif davranışlar içine girmesi de eklenince CIA Raporu konusunda fikirler giderek netleşmekte.

Trump’lı yeni dünyada enerji ilişkileri ve enerji politik atraksiyonlar bakalım neler getirecek. Şimdiden belli olan ise; başta ABD olmak üzere dünya halkları için hiç de iç açıcı gelişmeler olmayacağı…