Yozgat'ın Şefaatli ilçesinde kendisini aldattığını iddia ettiği evli olduğu Halime Yüksel'i 3 yaşındaki kızının yanında tabanca ile vurarak öldüren Mustafa Yüksel'e 'haksız tahrik' ve cezanın geleceği üzerindeki etkisi nedeniyle indirim uygulanarak 16 yıl 8 ay hapis cezası verildi. Avukat Fatma Gül, kararı istinafa taşıyacaklarını söyledi.

Çifte indirim: Evli olduğu Halime'yi katleden erkeğe ödül gibi ceza!

Evli olduğu 21 yaşındaki Halime Yüksel'i, 3 yaşındaki çocuğunun yanında silahla vurarak öldüren Mustafa Yüksel’e mahkeme çifte indirim yaptı. Kadınlardan oluşan mahkeme heyeti ağırlaştırılmış müebbet hapsi, önce ‘haksız tahrik’ nedeniyle 20 yıla indirdi, ardından ‘cezanın sanığın geleceği üzerindeki olası etkisi’nden dolayı bir indirim daha yaparak cezayı 16 yıl 8 aya düşürdü.

2 çocuğu olan Halime Yüksel, 14 Ağustos 2020 tarihinde evli olduğu Mustafa Yüksel tarafından silahla vurularak katledildi. Gözaltına alınan Mustafa Yüksel, Halime'ye bakmak için eve gittiğinde silah sesi duyduğunu, kilitli kapıyı önce omzuyla kırmaya çalıştığını ancak başaramadığını söyledi. Sonra tekme atarak kırıp içeriye girdiğini belirten Yüksel, yerde kızının yanında yaralı halde bulduğu Halime'nin intihar ettiğini iddia etti. Mustafa Yüksel, sorgusunun ardından tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

İKİNCİ GÖZALTINDA TUTUKLANDI

Şefaatli Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturma dosyasına giren Adli Tıp Kurumu raporunda Halime Yüksel'in uzak atış mesafesinden vurulduğu belirtildi. Üzerindeki kıyafetlerinde de barut izine rastlanan Mustafa Yüksel, yeniden gözaltına alınarak tutuklandı. Mustafa Yüksel hakkında iddianame hazırlanarak, Yozgat 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde 'eşi kasten öldürmek' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle dava açıldı.

ÇİFTE İNDİRİM

Mustafa Yüksel, mahkemedeki savunmasında, eşinin sosyal medya hesapları olduğunu; ancak bir erkekle görüşüp görüşmediğini bilmediğini, Halime Yüksel'e silah kullanmayı kendisinin öğrettiğini ve intihar ettiğini tekrar iddia etti. Mahkeme heyeti sanığa önce 'eşe karşı kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Ardından eylemini 'haksız tahrik altında işlediği' gerekçesiyle indirim uygulandı ve ceza 20 yıla düşürüldü. Verilen cezanın sanığın geleceği üzerindeki olası etkisi de değerlendirilerek ceza 16 yıl 8 aya indirildi.

ÇOCUĞUNUN YANINDA İNTİHAR HAYATIN AKIŞINA AYKIRI

Mahkeme kararının gerekçesinde evde yalnız intihar edecek birisinin uyuyan çocuğunun yanında kapıyı kilitleyerek intihar etmesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığı belirtildi. Ayrıca maktulün sanığı aldatması, sosyal medyayı çok aktif kullandığı, evi ve çocuklarıyla ilgilenmediği, vefat etmeden bir gün öncesine kadar sosyal medyadan tanıştığı erkek ile görüşmeye devam ettiği savunularak, sanığın atılı suçu 'maktulün sadakatsiz davranışlarının kendisinde meydana getirdiği hiddet ve şiddetli elemin etkisi altında işlediği' belirtildi. Sanığın eşe karşı kasten öldürme suçundan cezalandırılırken, verilen cezada bu yüzden haksız tahrik indirimi uygulanmasına karar verildiği kaydedildi.

'İSTİNAFA TAŞIYACAĞIZ'

Avukat Fatma Gül Bal, "Mahkeme Halime Yüksel'in sosyal medya hesaplarından yaptığı yazışmalar ve bir takım soyut iddialar sebebiyle eşine karşı sadakatsiz bir tutum sergilediğine karar vererek haksız tahrik indiriminde bulundu. Bu cinayet 3 yaşının kızının gözleri önünde işlenen bir cinayet. Aynı zamanda buna ek olarak iyi hal indirimi yapıldı. Bunun nedeni de sanığın gelecekteki yaşamına etki düşünülerek iyi hal indirimi yapıldı. Biz, bunu hukuk nezdinde asla normal karşılamıyoruz. Öncelikle hassas tahrik indiriminin kapsamı konusunda bir sıkıntı var. Haksız tahrik indirimi bizim olayımızda aldatma yok. Açıklamalar iddiadan ibaret. Ancak, aldatma olsa dahi maalesef Yargıtay aldatmayı haksız tahrik indirimi kapsamına sokuyor. Bu sadece boşanma davalarına konu olabilecek bir mevzu. Bizim ülkemizde namus cinayetleri sıkça işlenmesine rağmen böyle bir indirim yapılabiliyor. Aslında bu her zaman yapılan bir şey oldu. Bu da adeta namus cinayetlerini işleyen sanıkların 'namusumu temizledim' diye göğsünü gere gere gezdiği bir ülkede yargının 'evet sen namusunu temizledin' diyerek bunu hukuki bir zemine taşıması anlamına geliyor. Bu da toplum vicdanını çokça kanatıyor. Bir kadın olarak her şeyden önce benim vicdanımı kanatıyor. Ben bu açıdan mahkemenin çok yanlış karar verdiğini düşünüyorum. Biz bunu itiraz konusu yapacağız. İstinaf mahkemesine konuyu taşıyacağız" dedi.

(DHA)