Cinayeti kör bir kayıkçı gördü
Almeida, Quaresma, Ferrari, Guti ve Fernandes el ele verip Schuster’i gönderdiler.
Almeida, Quaresma, Ferrari, Guti ve Fernandes el ele verip Schuster’i gönderdiler. Gönderdiler çünkü hepsi aslında Tayfur Havutçu yönetiminde bir Beşiktaş istiyorlardı.
Zamanında Beşiktaş’ın hiçbir lig maçını kaçırmayan bu çılgın beşli Tayfur hayranıymış meğer. Milli maçlarda filan denk geldiklerinde oturur hep beraber bunu konuşurlarmış. İşe bakın ki yıllar sonra yolları Tayfur’un yardımcı antrenörlük yaptığı Beşiktaş’ta kesişmiş.
Tesadüfün böylesi!
Fakat takımın başına Schuster gelince çok bozulmuş hepsi, Tayfur’un bu görevi hak ettiğini düşünüyorlarmış. O yüzden de geride kalan bu kadar haftada bilerek oynamamışlar! Hatta Almeida’nın gol suskunluğu bundanmış!
***
Keza Neill, Lorik Cana, Milan Baros, Pino, Culio, Kewell Galatasaray’ın 11 yıl önceki UEFA Kupası başarısından bu yana birbirlerinden habersiz bir Bülent Ünder fanıymış.
O başarının en büyük mimarı olarak Bülent Hoca’yı görüyorlarmış. Hatta yine birbirlerinden habersiz bu gerçeği reddeden arkadaşlarıyla ne kavgalar etmişler zamanında...
“Hagi’nin de çok katkısı oldu kupada. Zaten adamı Barcelona’da da çok beğenirdik” diyenlere, Fatih Terim’in İtalya’ya gidişini başarısının kanıtı gibi gösterenlere kafa-göz dalmak istemişler.
Galatasaray’da bir gün antrenman sonrası Baros açmış mevzuyu. Şuradan buradan derken laf 2000 UEFA Kupası’na gelince de Bülent Ünder hayranlığını patlatıvermiş. A, bir de ne görsün! Meğer takımdaki tüm yabancılar kendisi gibi Bülent Hoca gerçeğinin farkında... Duygulanmış tabii... Gözleri dolmuş!
“Arkadaşlar” demiş Baros, “Size bir teklifim var. Gelin hep beraber kötü oynayıp başımızdaki ne idüğü belirsiz bu Rumen teknik adamı gönderelim. Takımın başına hepimizin ortak kahramanı Bülent Hoca’yı getirelim!” And içmişler o gün.
Hepsi söz vermiş, “Hagi gidip de Bülent Ünder gelene kadar bize gün yüzü yok” demişler.
***
Şimdi Galatasaraylı futbolcular, Beşiktaşlılar, Guti, Quaresma filan çok mutlu! Hepsi bir zamanlar idolleri olan yeni teknik direktörün öğreteceklerinin, açacağı ufukların heyecanı içerisinde. Şimdi de heyecandan uyuyamıyorlarmış. İlk birkaç antrenmanda bir ömür boyu faydalanacakları muhteşem bilgiler edinmişler yeni hocalarından.
Hatta Beşiktaş bu bilgiler çerçevesinde hareket ettiği Kayserispor maçında dört gol atınca Beşiktaşlılar takımın başına Tayfur Hoca geçsin diye yarım sezon futbol oynamayarak ne kadar akıllıca bir iş yaptıklarını anlayıvermiş.
Şimdi hepsi çok mutlu! Siz de mutlu olun lütfen!
***
haliç'te bir vapuru vurdular dört kişi
cinayeti kör bir kayıkçı gördü
ben gördüm kulaklarım gördü
vapur kudurdu kuduz gibi böğürdü
hiçbiriniz orada yoktunuz
Zamanında Beşiktaş’ın hiçbir lig maçını kaçırmayan bu çılgın beşli Tayfur hayranıymış meğer. Milli maçlarda filan denk geldiklerinde oturur hep beraber bunu konuşurlarmış. İşe bakın ki yıllar sonra yolları Tayfur’un yardımcı antrenörlük yaptığı Beşiktaş’ta kesişmiş.
Tesadüfün böylesi!
Fakat takımın başına Schuster gelince çok bozulmuş hepsi, Tayfur’un bu görevi hak ettiğini düşünüyorlarmış. O yüzden de geride kalan bu kadar haftada bilerek oynamamışlar! Hatta Almeida’nın gol suskunluğu bundanmış!
***
Keza Neill, Lorik Cana, Milan Baros, Pino, Culio, Kewell Galatasaray’ın 11 yıl önceki UEFA Kupası başarısından bu yana birbirlerinden habersiz bir Bülent Ünder fanıymış.
O başarının en büyük mimarı olarak Bülent Hoca’yı görüyorlarmış. Hatta yine birbirlerinden habersiz bu gerçeği reddeden arkadaşlarıyla ne kavgalar etmişler zamanında...
“Hagi’nin de çok katkısı oldu kupada. Zaten adamı Barcelona’da da çok beğenirdik” diyenlere, Fatih Terim’in İtalya’ya gidişini başarısının kanıtı gibi gösterenlere kafa-göz dalmak istemişler.
Galatasaray’da bir gün antrenman sonrası Baros açmış mevzuyu. Şuradan buradan derken laf 2000 UEFA Kupası’na gelince de Bülent Ünder hayranlığını patlatıvermiş. A, bir de ne görsün! Meğer takımdaki tüm yabancılar kendisi gibi Bülent Hoca gerçeğinin farkında... Duygulanmış tabii... Gözleri dolmuş!
“Arkadaşlar” demiş Baros, “Size bir teklifim var. Gelin hep beraber kötü oynayıp başımızdaki ne idüğü belirsiz bu Rumen teknik adamı gönderelim. Takımın başına hepimizin ortak kahramanı Bülent Hoca’yı getirelim!” And içmişler o gün.
Hepsi söz vermiş, “Hagi gidip de Bülent Ünder gelene kadar bize gün yüzü yok” demişler.
***
Şimdi Galatasaraylı futbolcular, Beşiktaşlılar, Guti, Quaresma filan çok mutlu! Hepsi bir zamanlar idolleri olan yeni teknik direktörün öğreteceklerinin, açacağı ufukların heyecanı içerisinde. Şimdi de heyecandan uyuyamıyorlarmış. İlk birkaç antrenmanda bir ömür boyu faydalanacakları muhteşem bilgiler edinmişler yeni hocalarından.
Hatta Beşiktaş bu bilgiler çerçevesinde hareket ettiği Kayserispor maçında dört gol atınca Beşiktaşlılar takımın başına Tayfur Hoca geçsin diye yarım sezon futbol oynamayarak ne kadar akıllıca bir iş yaptıklarını anlayıvermiş.
Şimdi hepsi çok mutlu! Siz de mutlu olun lütfen!
***
haliç'te bir vapuru vurdular dört kişi
cinayeti kör bir kayıkçı gördü
ben gördüm kulaklarım gördü
vapur kudurdu kuduz gibi böğürdü
hiçbiriniz orada yoktunuz