TİHEK Başkanı’nın ardından bu kez de AKP’li vekil Güler çocukların ‘zorla evlendirilme’ yoluyla cinsel istismara açık hale getirilmesini savundu. Kadınlar tepkili: Çocukları siyasal İslamcılığa teslim etmeyiz.

Çocuğa da kadına da düşmanlar: Gerici zihniyete teslim olmayız

Dilan ESEN

AKP, yaklaşık 20 yıllık iktidarında en sıkıştığı dönemlerde kadınlara yaşamları üzerinden gericilik yoluyla baskı kurdu. Tahakküm altına aldığı yargı eliyle katilleri ve çocuk istismarı faillerini aklarken cezasızlıkla kadın cinayetlerini görmezden geldi. Son olarak da kadınları, çocukları ve toplumsal cinsiyet eşitliğini koruyan İstanbul Sözleşmesi’nin feshine karar veren AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, AKP’li bakanları, milletvekilleri ve bürokratlarıyla kadın düşmanı politikalarını sürdürüyor. Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) Başkanı Süleyman Arslan’ın, TBMM Kadına Yönelik Şiddetin Sebeplerinin Belirlenmesi Araştırması Komisyonu’nda, açıkca çocuk istismarını savunan ifadelerinin ardından şimdi de AKP Milletvekili Abdullah Güler, çocukları cinsel istismara maruz bırakan faillerin affedilmesini istedi.
Öyle ki artık potansiyel kadın katillerini korumak, çocuk istismarını savunmak ayan beyan şekilde dile getiriliyor.

NELERİ SAVUNMADILAR Kİ

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Derya Yanık’ın şiddetin ‘tolere edilebilir’ olduğuna yönelik görüşleri büyük tepki topladı. Yanık bir de “Ben öyle demek istemedim, siz saptırdınız” diyerek durumu kurtarmaya çalıştı. Binlerce kadın toprağın altındayken, binlercesi şiddet faillerine karşı direnirken ve milyonlarcası sokaklarda isyan ederken iktidar, bu skandal açıklama ve uygulamalarına her gün yenisini ekliyor. Derya Yanık’a tepkiler devam ederken ikinci bir skandal gündeme geldi. TİHEK Başkanı Arslan’ın, Kadına Yönelik Şiddetin Sebeplerinin Belirlenmesi Araştırması Komisyonu’nda kullandığı ifadeler, gericiliğin nasıl yükseltildiğini bir kez daha gözler önüne serdi.

Arslan, komisyondaki toplantıda neleri savunmadı ki… Şiddet faillerinin yani potansiyel kadın katillerinin de korunması gerektiğini, şiddet uygulayanların onurunun gözetilmesi gerektiğini söyledi. Arslan, sözlerindeki gericiliğin boyutunu artırarak ‘15 yaşında nikâhlı birlikteliklerin suç olması’nı insan haklarına aykırı bulmadığını açıkladı.

ONURUNUZ KALDI MI?

Erken evlilik, zina, helal beslenme, boşanma konularında birtakım ifadeler kullanan Arslan’ın skandal sözleri şöyle: “İnsan fıtratına aykırı sapkın ilişkilerin belli çevreler tarafından kasıtlı şekilde meşrulaştırılmaya çalışılması, aile kurumuna yönelik ana tehditler arasında yer almaktadır. 6284, kadın cinayetlerini artırıyor. Yalnızca şiddete uğrayan kişinin değil şiddet uygulayan kişinin onuru da gözetilmeli. 15 yaşında nikâhsız cinsel ilişkiler yasal iken nikâhlı birlikteliklerin suç olması insan haklarına aykırı.”

Nar Kadın Dayanışması’ndan İrem Yıldırım, tüm bu yaşananların aslında münferit olmadığına dikkat çekiyor. Yıldırım, şunları dile getiriyor: “Önce İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesi kararı, ardından gelen ‘Sözleşme’nin feshinden sonra kadın cinayetleri azaldı!’ temalı kadın yaşamını yalnızca istatistiklerden ibaret gören açıklamalar, Soylu’nun ‘Aile içi ve kadına yönelik şiddette diğer ülkelerden farklı olarak ülkemizde faili meçhul cinayet yok. Ya teslim oluyor ya kendini infaz ediyor’ açıklaması gösteriyor ki iktidarın sürdürmeye çalıştığı siyasal İslamcı rejim inşasında birer köşe taşı.”

Siyasal İslamcı rejimin geçmişten bu yana hedefinde kadınlar, çocuklar ve gençlerin olduğuna vurgu yapan Yıldırım, şöyle devam ediyor: “İktidar, bunu yaparken esasında gerici bir toplumsal dönüşümü hedefliyor. Açıklamalarının ve politikalarının şiddetinin gün geçtikçe şiddetlenmesinden görünüyor ki; iktidarın korktuğu bir gerçek var: Karanlığa ne çocukların ne de kadınların hayatlarını mahkûm ederiz. Laiklik, eşit, özgür memleketi ellerimizle kuracağız ve mücadelemizin geri dönüşü yok.”

Yıldırım’ın da dediği gibi kadınlar, günbegün AKP’nin karanlığına karşı mücadeleyi büyütüyor.

GÜVENDE HİSSETMİYORUZ

Kadınlar, katiller ve istismar faillerinin “Ses etme duyulursa beni öldürürler”, “Seni öldürürüm” tehditleri kulaklarımızı tırmalarken gericilerin onları korumak istemesine tahammül edemiyor.

TÜİK’in 2016 verilerine göre Türkiye’de çocuk istismarıyla ilgili dava sayısı, son 10 yılda yaklaşık 3 kat arttı, 250 bin çocuk istismara maruz bırakıldı.İHD’nin 2018 raporunda ise çocuk istismarında dünyada 3. sırada yer alan Türkiye’de 7 yılda 440 bin çocuk doğum yaptı.

Öte yandan AKP’li bürokratlar kadınları hedef almayı kirli ağızlarından düşürmezken kadın cinayetleri ya da erkek şiddeti verilerini ise açıklarken ‘şiddet azaldı’ diyor. Oysa aksine kadına yönelik erkek şiddeti vakaları ve cinayetler gün geçtikçe artıyor. Jandarma Genel Komutanlığı’nın verileri iktidarın bu iddialarını yalanlar nitelikte. Verilere göre 2019’da 38 bin 347 olan vaka sayısı, 2020 yılında yüzde 13 oranında artarak 43 bin 154’e yükseldi. ‘Aile içi ve kadına yönelik şiddet mağduru’ sayısı ise 2019 yılında 42 bin 551 iken 2020 yılında 48 bin 210’a çıktı.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun açıklamasına göre ise Kadın Acil Destek uygulamasını indirenlerin sayısı geçen yıla göre yüzde 317 arttı. Bu artış bile ülkede kadınların kendini güvende hissetmediğini kanıtlar nitelikte. Ancak Soylu, bunu bir övgü malzemesi olarak kullanıyor.

Aile Bakanı Yanık da pandemide erkek şiddetinin yüzde 32 arttığını itiraf etti.

BİR AKP’Lİ İSİM DAHA İSTİSMARI SAVUNDU

TİHEK Başkanı’nın ardından AKP’li milletvekilinin çocuk yaşta zorla evlendirmeye ilişkin ifadeleri de dikkat çekti. TBMM Adalet Komisyonu’nun AKP’li üyesi Abdullah Güler, çocuk yaşta zorla evlendirilmeyi savunurken Düzce’de 11 yaşındaki çocuğun cinsel istismara maruz bırakıldığı ortaya çıktı.

Düzce'de, İstanbul’dan yanına gelen 11 yaşındaki torununun durumundan şüphelenen anneanne, küçük kızı hastaneye götürünce hamile olduğu ortaya çıktı. Küçük kızın ifadesi üzerine cinsel istismarda bulunduğu iddia edilen annesinin birlikte yaşadığı H.Ç. gözaltına alındı.

TBMM Adalet Komisyonu’nun CHP’li üyesi Zeynel Emre ile AKP’li Güler arasında, zorla evlendirilen çocuklara ilişkin tartışma yaşandı. Ceza ve Güvenlik Tedbirleri İnfazı Hakkında Kanun’da değişiklik öngören teklifin Adalet Komisyonu’ndaki görüşmeleri sırasında Güler’in, TCK’nin ‘çocuğun cinsel istismarı’ hükümleri kapsamında cezaevine giren ancak aralarında evlilik ilişkisi kurulan kişilerin affedilmesi yönünde görüş bildirdi.

TİHEK Başkanı’nın ardından Güler’in de çocukların ‘zorla evlendirilme’ yoluyla cinsel istismara açık hale getirilmesine yönelik açıklamaları AKP zihniyetini bir kez daha gözler önüne serdi. Çocukların istismar edilmesini engellemek yerine cinsel istismar failleriyle zorla evlendirilmesinin önünü kanunlar yoluyla açmak isteyen yani istismarın sistematik hale getirilmesini savunan gerici vekil Güler’e, tepki gecikmedi.

Güler’e Komisyon’da tepki gösteren CHP’li Emre, “Siz ‘erken yaşta evlilik mağdurları’ diye tarif ediyorsunuz. Bizim Ceza Kanunu’ndan anladığımız, okuduğumuz somut olaya göre çocuğun nitelikli cinsel istismarına af düzenlemesi. Bunun konuşulması dahi özellikle kırsalda küçücük çocukların zorla evlendirileceği süreçlere kapı aralıyor” dedi.