Ülkede çocuklar bir 23 Nisan’a daha çocuk işçiliğinin gölgesi altında girdi. TÜİK’in verilerine göre çocuk işçi oranı yüzde 22,1’e yükselirken 46 bini aşkın çocuk ise sokakta çalıştırılıyor. İSİG üyesi Akış, "Çocuk işçiliği 3,5 milyona yaklaştı" dedi.

Çocuk işçiliği gölgesinde 23 Nisan
Fotoğraf: Depophotos

Deniz GÜNGÖR

Bugün 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı. AKP iktidarının politikaları çocuklara kutlanacak bir bayram bırakmadı. Ülkeyi içine soktukları ekonomik kriz gün geçtikçe derinleşirken çocuk yoksulluğu ise artmaya devam ediyor. Binlerce çocuk eğitimden uzaklaşırken çocuk işçiliği ise artıyor.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre çocukların işgücüne katılım oranı erkek çocuklar için yüzde 32,2 kız çocuklar için yüzde 11,5 olarak tespit edildi. 2022 yılında yüzde 18,7 olan çocuk işçilik oranı bu yıl ise yüzde 22,1'e yükseldi.

TÜİK’in verilerine Mesleki Eğitim Merkezleri (MESEM), çalıştırılan göçmen çocuklar ve mevsimlik tarım işçileri çocuklar ise dahil edilmiyor. Resmi olmayan verilere göre ise ülkede çalıştırılan çocukların sayısı 2 milyona yaklaşmış durumda.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı, “Çocuklar Güvende” ekiplerinin Haziran 2017-Aralık 2023 döneminde yaptığı saha çalışmaları sonucunda ise sokakta çalıştırılan on binlerce çocuk tespit edildi. Bakanlığa bağlı ekiplerin, sokakta çalıştırılan çocuklara yönelik tarama çalışmasına göre 46 bin 754 çocuğun sokakta çalıştırıldığı ortaya çıktı.

"ARTIŞIN SORUMLUSU EKONOMİ POLİTİKALARI"

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG) üyesi Özgür Hüseyin Akış, TÜİK verilerine göçmen, sokakta çalıştırılan, kayıtdışı çalıştırılan, mevsimlik tarım işçisi çocukların yer almadığına dikkat çekti.

DİSK’in verilerine göre çocuk işçi sayısının 2 milyona yaklaştığını ifade eden Akış, “MESEM’e kaydolan öğrenci sayısının ise 1,5 milyona yaklaştığı ifade ediliyor. MESEM’deki çocuklar öğrenci değil, işçi statüsünde çalıştırılıyorlar. Türkiye’de çocuk işçi sayısı MESEM’lerle beraber 3,5 milyona yaklaşmış durumda. Yoksulluğun derinleşmesiyle birlikte ailelerin yoksulluğu çocukların çalıştırılmasına neden oluyor” dedi. 

Ailelerin çocukları tercih nedeniyle değil zorunluluk sonucu çalıştırdığını aktaran Akış, “2018 yılından itibaren çocuk işçiliği artış gösteriyordu. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in uyguladığı IMF programlarıyla enflasyon artışları çocuk işçiliğinin artışının sonucudur” ifadelerini kullandı.

Çocuk işçiliğinin önüne geçilmesi için ilk olarak yoksullukla mücadele edilmesi gerektiğini ifade eden Atış, uygulanan neo-liberal ekonomi modelin yoksulluğu artırdığını söyledi. Atış, “Neo-liberal ekonomi modeli işçinin alım gücünü azaltıyor, durmadan tekrarlayan ekonomik krizler ortaya çıkıyor. Eğer çocuk işçiliği ortadan kalksın istiyorsak merkezi bir ekonomik model izlenmesi gerekiyor. Sermaye sınıfı iktidarlardan çocuk işçi talep ediyor. Bunun nedeni ise çocuk işçiliği ucuz işgücü ve kolay yönetilebilir göründüğü için. Bugün çocuklar işçi sınıfının bir parçası olmuş durumda” diye konuştu.

"ÇOCUK İŞÇİ ÖLÜMÜNDE ARTIŞ"

Çocuk işçiliği sonucunda çocukların iş cinayetlerinde yaşamını yitirdiğine dikkat çeken Atış son olarak şunları söyledi: “İşçi sağlı ve iş güvenliğine ilişkin alınması gereken tedbirler patronların kâr hırsları nedeniyle alınmıyor. Özellikle MESEM’lerle birlikte çocukların iş cinayetlerinde yaşamını yitirmesinde artış gözlemleniyor. Çocuklar çalıştırılırken kendi kontrolünü sağlayamadığı için tedbiri nasıl alacağının insiyatifini alamıyor. Ancak bu durumun kendisi yetişkin işçiliğini de tehlikeye sokuyor. Çocuğun yaptığı bir hata yetişkin bir işçinin de iş kazasına uğramasına neden oluyor. Sermaye sorumluluğu iş güvenliği uzmanlarına ve ebeveynlere veya MESEM’lerdeki öğretmenlere yüklemeye çalışıyor. İşçi sınıfının görünmeyen bir diğer yüzü ise göçmen işçi çocuklar. Kayıtdışı çalıştırılıyorlar ve yerli çocuklarla aralarında büyük ücret farklılığı da var. Bu çocuklar tehdit ediliyor, istismara maruz bırakılıyor.”