Erzurum’da Kuran kursunda 14 çocuğa işkence uyguladığı suçlamasıyla Kuran kursu müdürü ve hizmetlisine yönelik yargılama Erzurum Ağır Ceza Mahkemesi’nde gerçekleştirildi. Çocuklar, kursta maruz kaldıkları işkence ve dayağı anlatırken Kuran kursu müdürü, "Basın yüzünden tutukluyuz”, belletmen ise "TV izlemelerine izin verdim. İşkence yapsam niye buna izin vereyim" dedi.

Çocukların ifadeleri, Kuran kursunda yaşanan istismarı ortaya koydu!

Mustafa BİLDİRCİN

Erzurum’da Hacı Bahattin Evgi Kur’an Kursu’nda 14 çocuğun işkence gördüğü iddiasıyla Erzurum Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılama yapıldı. Duruşmada, Kuran kursunda öğreticilik yapan ve yönetici pozisyonunda olan N.K. ile hizmetli U.G, "Çocuğa yönelik işkence" suçlamasıyla yargılandı. Duruşmanın, "Çocuk hakları gereğince" kapalı yapılması talebi mahkeme heyetince reddedildi.

Kafalarına Kuran ile vurulduğunu belirten çocuklar, “Duvardaki Atatürk posterlerine doğru kafalarımız çarpıldı. Üzerinde isimlerimizin yazılı olduğu sopalarla dövüldük, hakarete uğradık” dedi. Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği’nin gönüllü avukatlarından Nilda Baltalı, çocukların Çocuk İzleme Merkezi'nde ifadelerinin alındığını hatırlatarak, yeniden mahkemede ifade alınmasına itiraz etti. Baltalı, “Çocukların ifadelerinin tekrar alınması, çocukların üzerinde baskı kurulması nedeniyle ifade güvenilirliğini azaltmaktadır” diye konuştu.

İFADELERİNİ DEĞİŞTİRDİLER

Soruşturma aşamasında kendisine ve arkadaşlarına dayak atıldığını anlatan çocuklardan biri, "Benim yüzümden ailelerinin dağılmasına gerek yok, arkadaşlarım iftira attılar" diyerek ifadesini değiştirdi.

İlk ifadesinde dövüldüğünü ve hakarete maruz kaldığını anlatan bir başka çocuk ise duruşmada verdiği ifadesinde hiçbir kötü söz ve davranış görmediğini savundu. Mahkeme başkanı, çelişkili ifadenin ardından, “İlk ifadende söylediklerini sana kim söyletti?” diye sordu. Çocuk ise “Kimse bana bir şey söylememi istemedi” deyince duruşmada verdiği ifadesinde yönlendirilmiş olduğu ihtimali kuvvetlendi. Tanık ya da mağdur sıfatıyla dinlenen çocukların büyük bölümü ise kendilerinin ve arkadaşlarının dövüldüklerini tekrar kaydetti. Duruşmaya müdahil olan Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği avukatları, Kuran kursu müdürü ve belletmen çevresi tarafından aileler ile çocuklara baskı yapıldığını, bu nedenle bazı ifadelerin değiştirildiğini bildirdi.

'BELLETMEN SOPAYLA DÖVDÜ'

Soruşturma aşamasındaki ifadesini tekrarlayan bir çocuk da belletmenlerin boğazını sıktığını ve karnına baskı yapılarak nefesinin kesildiğini belirtti. Mahkeme heyetinin, “Sopayla dövüldünüz mü?” sorusuna ise çocuğun yanıtı, “Belletmenler, ‘Haydar’ isimli sopayla bizi dövüyordu” oldu.

'ÇOCUKLAR BÜYÜK TRAVMA YAŞADI'

Duruşmada, çocukların yanı sıra aileleri de dinlendi. Ailelerden biri, çocuğunun bacaklarında morluklar gördüğünü söyledi. Aile, çocuğunun kendilerine, “Belletmen beni demir sopayla dövdü” dediğini ifade etti. Mağdur çocukları annelerinden biri de çocuğunun ve diğer iki çocuğun idareci odasına kilitlenerek dövüldüklerini öne sürdü. Kuran kursu müdürünün çocuğunu dövmesi nedeniyle çocuğunun hastanede titreme nöbetleri geçirdiğini anlatan bir aile, "Çocuğumun sesini buradaymış gibi duyuyorum şu an" diyerek, çocuğunun birçok kez kriz geçirerek altını ıslattığını anlattı.

'ÇOCUĞUMUN BAŞINA GELMEYEN KALMADI'

Çocuğu istismara maruz kalan bir baba ise “Çocuğumu, hafızlık eğitimi alması için devletin kurumuna emanet ettim ama çocuğumun başına gelmeyen kalmadı. Sonuna kadar şikayetçiyim” ifadelerini kullandı. Yaşananların ardından ailecek tedavi gördüklerini kaydeden baba, “Çocuğumun hayatını mahvettiler” diyerek yaşadıklarını dile getirdi.

DİYANET’İN TALEBİ REDDEDİLDİ

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, "Suçtan zarar gördük" iddiasıyla yaptığı duruşmaya katılım talebi ise Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği’nin girişimleri ile reddedildi. Mahkeme heyeti, Ankara Barosu Çocuk Hakları Merkezi’nin duruşmaya katılma talebini de reddetti.

BALTALI: TARİFSİZ ACILARA YOL AÇACAK

Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği mahkemeye, çocukların psikolojilerinin bozulduğuna ve duruşmada dinlenmelerinin aldıkları psikolojik desteği geriye götüreceğine dair raporlar sundu. Mahkemede söz alan Avukat Nilda Baltalı ise şiddet mağduru ve tanığı olan çocukların, bu eylemlerden ötürü ciddi bir travma yaşadıklarını belirterek, “tüm mağdurlar, ÇİM’de dinlenmiş ve ifadeleri kayda alınmıştır. Belirtilmelidir ki küçük yaştaki mağdurlar, yaşadıkları nedeniyle intihara eğilimi olan ve sürekli gözlem altında tutulması gereken çocuklardır. Bu nedenle çocuklara yaşadıklarını tekrar anlattırmak onlar için tarifsiz acılara yol açacaktır” ifadelerini kullandı.

Kuran kursunda işkence yaptığı iddiasıyla yargılanan belletmen de savunmasında suçlamaları reddetti. Çocuklara oynamaları için top verdiğini ifade eden belletmen, “Telefonla oynamalarına, TV izlemelerine izin verirdim. Ben işkence yapsam niye bunları yapayım” dedi. “Bu kadar iyi bir belletmenseniz neden çocukların istismarına seyirci kaldınız?” sorusunu belletmen yanıtsız bıraktı. Kuran kursu müdürü olan sanık ise “Yüzlerce çocuk benim elimden geçmiştir. Bir dernek var her şeyi onlar yapıyor. Avukatlar ve basın yüzünden tutukluyuz” dedi.

BİR SONRAKİ DURUŞMA 23 KASIM’DA

İfadelerin tamamlanmasının ardından savcı, sanıkların tutuklu hallerinin devamını istedi. Mahkeme Başkanı, sanıkların tutukluluklarının devamına hükmetti. Bir sonraki duruşma tarihi, 23 Kasım olarak belirlendi.