Çöken eğitim sistemi tescillendi

Yaren ÇOLAK

Pandeminin gölgesinde geçen uzaktan eğitim sürecinin ardından yüz yüze eğitime hazırlık başladı. Okullarından, arkadaşlarından ve öğretmenlerinden uzak kalan öğrenciler heyecanla yüz yüze eğitimi beklerken akıllardaki soru işaretleri de sürüyor. Okulların salgın döneminde yüz yüze eğitime geçiş için hazır olup olmadığına dair tedirginlik devam ederken bu süreçte değişen eğitim bakanı ise endişeyi arttırdı. Geçen günlerde görevinden istifa eden Ziya Selçuk'un yerine AKP’li Cumhurbaşkanı’nın kararıyla Milli Eğitim Bakanı olarak Mahmut Özer atandı. Uzaktan eğitim sürecini ve yüz yüze eğitime geçişi değerlendiren Çocuklar İçin Oyunlarla Matematik Atölyesi’nin kurucusu, Eğitimci Can Gürses’le konuştuk.

Yüz yüze eğitimin öneminin salgın döneminde bir kez daha ortaya çıktığını vurgulayan Gürses, uzaktan eğitim sürecinde soyut derslerde yaşanan zorluğa dikkat çekti. Bunun en büyük örneklerinden birinin ise matematik olduğunu belirten Gürses, “Matematik özellikle okula yeni başlayan öğrenciler için yepyeni bir dil. Yüz yüze eğitimde bile somutlaştırması oldukça zorken uzaktan daha da zorlaştı. Sistemin kendisi bir sınavın etrafında döndüğü için somutlaştırma söz konusu olmuyor. Uzaktan eğitimde bu durum daha da vahim bir hâl aldı. LGS matematik sorularında tablo-grafik okuma/yorumlama gibi beceriler ölçülüyor. İstenen becerilerin okul programındaki eğitimde verilenlerle arasında uçurum olduğunu görüyoruz” diye konuştu. Yaşanan eğitim kaybının beraberinde özellikle Matematik gibi sayısal alanlarda önyargıyı da getirdiğini kaydeden Gürses, Çocuklar için Matematik Akademisi’nde çocuklara matematiği tekrar sevdirdiklerini belirtti: “Salgın sürecinde online devam eğitimlerin aslında olumlu bir yanını da yaşadık. Pek çok farklı kent ve ülkede çocuğa ulaşabildik. Bundan sonra da eğitimlerimize hem online hem de yüz yüze devam edeceğiz. Kayıt için cocuklaricinmatematik.com adresimizden bize ulaşabilirler.”

FELSEFEYLE SORGULAMA KUVVETİ BÜYÜYOR

Akamide aynı zamanda Felsefe Atölyesi de bulunuyor. Öğretmen Vuslat Çamkerten ise felsefenin önemine dikkat çekerek felsefeyle beraber çocukların fikir dünyalarının ve sorgulama kuvvetlerinin büyüyüp derinleştiğini vurguladı: “İyilik, doğruluk, özgürlük, adalet, kimlik, gerçeklik, sanat gibi kavramların etrafında esaslı dönüşler yapıyor, görünenin altındakini görmeye çalışıyoruz. Resimle, yazıyla, sözcüklerle konuşuyoruz. Felsefe yapabilmek çocuklara akıllarını, fikirlerini, ruhlarını büyüttükleri bir alan veriyor, hem bireysel olarak hem birlikte düşünüyor, tartışıyorlar, bu da onlara ileride hangi alanda üretirlerse üretsinler yaratıcı düşünce ve istikrarlı kararlarla yol alabilecekleri bir vizyon sağlıyor.”

***

Çocuklar eşit şartlarda yarışmıyor

Eğitimin yüz yüze olmasıyla çocukların adeta eve hapsolduğunu belirten Gürses sözlerini şöyle sürdürdü: “Çocuklar da ciddi dikkat dağınıklığı oluştu. Sosyal bir ortamda beraber bir şeyler yapmayı özlediler. Öte yandan da eğitime neredeyse hiç ulaşamamış çocuklar var. Temel becerileri ne kadar geç gelişirse ilerideki hayatında da o kadar büyük sıkıntı yaşamasını garantiliyoruz. Ne yazık ki bu çocuklar akranlarıyla eşit şartlarda yarışıyor olmayacak. Asıl sorun bir eğitim kaybı var ve bunun nasıl telafi edileceği ise soru işareti. Çocuklar, sürekli değişen bir eğitim ve sınav sisteminde göz göre göre yanıyorlar. Bakanlar istifa ediyor, yenileri geliyor, her yeni gelen ya eğitim programında ya sınav sisteminde ya da ikisinde birden köklü değişiklikler yapıyor. Standardın en çok korunması gereken eğitim, değişkenliğin en çok görüldüğü yapı haline geliyor. Bir ülkenin insan kaynağı ancak bu kadar hor kullanılabilir.”