ELÇİN YILDIRAL
 
İstanbul Kemerburgaz’da kurduğu Gazlaştırma ve Enerji Geri Kazanım Tesisi’nin Hamidiye Kaynak sularını kirlettiği gerekçesiyle çevrecilerin tepkisiyle karşı karşıya kalan Ekolojik Enerji Şirketi, şimdi de Tekirdağ Çorlu Karatepe’de kurmak istediği Türkiye’nin en büyük Entegre Atık Yönetim ve Geri Kazanım Tesisiyle eleştirilerin odağında. Ekolojik Enerji Şirketi, Kemerburgaz’daki bertaraf tesisiyle gündeme gelmişti.
Tehlikeli ve tehlikesiz atıkların bertaraf edildiği tesisin, İstanbul’un su ihtiyacını karşılayan bölgede ve yerleşim yerine çok yakın olması büyük tepki görmüştü. Hamidiye’ye ait 9 numaralı kuyunun kirlenme nedeniyle devre dışı kalması üzerine de çevre örgütleri ve Kemerburgaz halkı, tesisin kapatılması için protesto gösterileri düzenlemiş, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı zabıta ekipleri tarafından tutulan tutanaklarda tesisin zararları ortaya konularak, tesis mühürlenmişti. Ancak tesis faaliyetlerini sürdürmeye devam ediyor.
YERLEŞİM YERİNE ÇOK YAKIN
Çorlu’da kurulmak istenen bertaraf tesisinin serüveni ise Çorlu Belediyesi’nin 2001 yılında çöp depolamak için yer tahsisi başvurusunda bulunmasıyla başladı. Başvuru üzerine ilçe sınırları içerisinde yer alan Karatepe’deki 450 bin metrekarelik arazi belediyeye tahsis edildikten hemen sonra, tarım koruma alanı kapsamından çıkarıldı, 1/1000’lik plana çöp depolama alanı olarak kaydedildi. Ancak, belediye aradan geçen 10 yıla rağmen hiçbir adım atmadı. Bunun üzerine özel bir firma devreye girerek, araziyi 49 yıllığına devletten kiraladı. Kapasitesi yıllık 800 bin tona ulaşması planlanan ve tehlikeli atıkları da içeren  tesisinin kurulması için de faaliyetlerine başladı. Tesisin kurulacağı yer ise Çorlu’ya sadece 1,5 kilometre uzaklıkta. İtirazlar da işte bu noktada
‘İNSAN SAĞLIĞI TEHLİKEDE’
Böylesi bir tesisin yerleşim yerlerinin çok uzağında kurulması gerektiğine dikkat çekerek sözlerine başlayan Çorlu Kent Platformu sözcüsü Prof. Dr. Tamer Dodurka, Tehlikeli Atıkların Kontrolüne ilişkin yönetmeliği hatırlattı.
Dodurka, “Çöplerin geri kazanılması, kazanılamayanların uygun bir şekilde bertaraf edilmesi veya nihai bir şekilde depolanması elbette zorunludur.  Ancak bu tesis sadece Çorlu’nun atıklarını almaya talip olsaydı, kimse tepki göstermezdi. Burada yıllık 800 bin ton kapasiteden söz ediliyor ki bu  tüm Türkiye’nin atıklarının Çorlu’da dolayısıyla Trakya’da  toplanması anlamına geliyor. Böylesi bir tesis ise, kanser, astım, zehirlenmeler, radyasyon nedeniyle insanlarda ve hayvanlarda genetik bozukluklar, çevredeki toprağın ve dolayısıyla tarım ve hayvancılığın ölmesi, karbondioksit üretimi, yer altı sularının kirlenmesi gibi riskler oluşturuyor” dedi.
‘TARIM VE ORMAN ZARAR GÖRECEK’
Dodurka,  Çorlu’da yaşanacak şu tehlikelere değindi: “Yüzlerce kamyon ilçeye giriş çıkış yapacak. Trafik keşmekeşliğinin yanı sıra, büyük miktarda egzoz gazı ve toza maruz kalacağız. Bertaraf tesisiyle birlikte  sorunlar artacak.” 1/25000 ölçekli çevre düzeni planında tesislerin yapılacağı alanın tarımsal niteliği korunacak alan olarak planlandığını da sözlerine ekleyen Dodurka, “hatta arazinin güneyindeki 12 bin metrekarelik alan ormanla ilişkilidir” dedi.

‘TEHLİKELİ ATIK,  EVDEKİ ÇÖP DEĞİL’
İstanbul Teknik Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Görevlisi İlhan Talınlı ise böyle bir tesisin kurulması için iyi bir fizibilite çalışması yapılması gerektiğinin altını çizdi.
Tanılı şunları söyledi: “Firmanın ciddi bir projesi yok. Alınan ÇED bilimsellikten uzak. ‘Ben çöpten elektrik yapacağım’ diyerek ortaya çıkan firmaya ‘vay mucit’ şeklinde bakılıyor.
Oysa böyle bir tesis için bir değil en az üç ÇED raporu alınmalı. Tehlikeli atık bertaraf  tesisinin kurulmasını en çok ben isterim ancak bilimsel tüm şartların mevcut olması  kaydıyla.”