Covid-19 krizinden çıkış olasılıklarını değerlendirmek

Ian Begg / Jun Qian

Covid-19, halihazırda küresel Gayri Safi Hasıla’da (GSH) keskin bir düşüş ve işsizlikte hızlı bir artış yarattı. Peki kriz geçtikten sonra nasıl bir toparlanma bekleyebiliriz? Iain Begg ve Jun Qian, en iyimser senaryoda, sokağa çıkma yasakları kalktığında dünyanın büyüme trendine geri döneceğini söylüyorlar. Daha endişe verici olasılıklar, kısa ömürlü bir toparlanmanın ardından bir gerilemenin gelmesi ya da salgının bazı ülkelerde ekonomik kapasiteyi kalıcı olarak yok etmesi ve ondan sonraki uzun vadeli büyümenin daha düşük bir tabandan başlamasıdır.

V, U, W veya L? Hayır, bunlar bir kelime bulmacasının veya bazı kriptografi biçiminin cevapları değil, 2000’lerin sonlarındaki mali krizden çok daha kötü olması beklenen mevcut küresel gerilemeyi tanımlayan sembollerdir. Her harf, GSH’nın yörüngesinin bir grafikte nasıl yer alacağını temsil eder.

Dünya ekonomisi halihazırda GSH’da keskin bir düşüş ve işsizlikte hızlı artışlar yaşarken, tahminciler bunun ne kadar büyük olacağını ve ne kadar süreceğini çözmek için çabalıyor. IMF Baş Ekonomisti Gita Gopinath tarafından bildirilen projeksiyonlarda, dünya ekonomisinin sadece üç ay önce varsayılan yüzde 3,3 büyüme tahmini yerine 2020’de, yüzde 3 küçüleceğini gösteriyor. Virüsün erken zirve yapması (ve mücadele politikaların başarılı olması) varsayımı gerçekleşirse, 2021’de güçlü bir toparlanma ve ona eşlik eden yüzde 5,8 büyümenin gerçekleşeceği varsayılıyor.

Ekonomilerdeki gerileme, kasıtlı bir politika tercihine dayandığı için istisnai bir durumdur. Ekonominin esaslı bir bölümünü bekleme haline alınarak, ekonomik ve toplumsal etkileşimin azaltılması yoluyla Covid-19’un yayılmasını engellemek amaçlandı. Dört sembolün her birinde bu aşağı doğru salınım bir biçimde yakalanıyor. Bununla birlikte, hükümetler de, olağan işleyişe mümkün olan en kısa sürede dönme konusunda ciddi bir baskı altındalar.

“V” en iyimser senaryodur. Aşağı doğru aşamasını hızla bir toparlanma takip edecek: bir tür trambolin etkisi denilebilir. ‘U’ şekli, ilk düşüşten sonra daha uzun bir durgunluk dönemi anlamına gelir, ancak sonunda büyümeye geri dönüş olur.
“W” ve “L” daha endişe vericidir. W, kısa süreli bir iyileşmenin ardından, ikinci bir enfeksiyon dalgası meydana geldiğinde ortaya çıkabilecek başka bir düşüş daha yaşanacağını ima eder. Avro borç krizi sırasında, birçok ülke bu türden bir çifte gerileme ve durgunluktan etkilenmiştir.

“L” en endişe vericidir, çünkü ekonomilerin durmasının ardından ortaya çıkan gerçeklik, ekonominin dikkate değer bölümünün askıysa alınmasından çok silinip gitmesi anlamına gelir. Bu etki, işçilerin ve yatırımcıların “yaralanması” ile daha da kötüleşebilir. Ekonomiler, bir vuruşta, aşağı doğru bir iniş deneyimlerler ve ardından uzun vadeli büyüme daha düşük bir taban seviyesinden başlamak durumunda kalır.

ÇİN DENEYİMİ

Sokağa çıkma yasağını ilk deneyimleyen ülke olan Çin, başka yerlerde neler beklenilebileceğine dair bazı bilgiler sağlayabilir. 2003’teki SARS’ı deneyimini yaşayıp üstesinden gelmesi, “‘V” türü bir iyileşmenin gerçekleşeceği iyimserliğine zemin hazırlamıştır. Öte yandan Covid-19, Doğu Asya ile sınırlanmadı ve küresel bir olgu haline geldi ve küresel ekonominin farklı yerlerinden gelen olumsuz geri bildirimler Çin için, çok daha zayıflatıcı etkide bulunabilir.

Bu yazıyı yazarken, ilk çeyrek GSYİH ve diğer birçok ekonomik gösterge açıklandı. “V”nin (ya da diğer sembollerin herhangi birinin) ilk aşamasına kesinlikle şahit olduk: 40 yıldan uzun bir süredir ilk kez Çin ekonomisi, bir önceki yılın aynı dönemine göre %6,8 oranında daraldı. Salgının merkez üssü olan Hubei Eyaleti, yaklaşık %40’lık bir daralma yaşadı. Genel rakamlar bir yana, ihracat, ithalattan çok daha fazla düşüş gösterdi. İki önemli büyüme motoru olan sabit kıymetler ve tüketim yatırımları, ilk iki ayda keskin bir şekilde (%15’ten fazla) düştü.

Olumlu tarafı, Çin ekonomisi mart ayında toparlanmaya başladı. Başta insanların, arabaların, gemilerin ve fabrikaların otoparklarındaki hareketliliği gösteren uydu görüntüleri olmak üzere tüm göstergeler, çelik ve otomobiller dahil olmak üzere imalat sektörlerinin hizmet sektörlerinden daha hızlı toparlandığını gösteriyor. Pek çok hizmet faaliyetinin, büyük insan gruplarının üretim ve tüketim eylemlerinde bir araya gelmesini gerektirdiği göz önüne alındığında, üretimin daha çabuk toparlanması şaşırtıcı değil. Buna ek olarak, KOBİ’ler (küçük ve orta ölçekli işletmeler) özellikle salgından sert bir şekilde etkilendi ve tüm endüstrilerdeki ve ürün / tedarik zincirlerindeki büyük firmalardan daha yavaş toparlandıkları görülüyor. Bu tür işletmelerin, Çin’in GSYİH’sının %60’ına ve kentsel istihdamın %80’ini oluşturduğu dikkate alındığında; ayakta kalmak ve toparlanmak için hükümetten, finansal kurumlardan, iş ortaklarından ve topluluklardan destek görmeye devam etmeleri gerekiyor.

DİĞER ÜLKELER İÇİN GÖRÜNÜM

Çin olumlu eğilimler göstermeye devam etse bile, asıl göz korkutucu soru, diğer büyük ülkelerin toparlanmayı taklit edip edemeyeceğidir. 1930’ların Büyük Buhranı sırasında, ekonomiler ve toplumlara verilen zarar çok akut ve uzundu çünkü hükümetler yurtiçinde ve yurtdışında yanlış politikalar benimsedi: yurt içinde, teşvik yerine kemer sıkma önlemleri vardı ve küresel olarak, ticaret engelleri yıkılmak yerine inşa edildi.

İyi haber şu ki, büyük ekonomilerdeki hükümetler hızla firmaları ve hane halklarını desteklemek için kapsamlı parasal ve mali tedbirler aldı. Bu ülke içi önlemlere ek olarak, (ekonomik) herhangi bir yan etkisi olmayan bir teşvik, ithal mal ve hizmetlere uygulanan tarifeleri ortadan kaldırmak olacaktır; kısıtlayıcı ticaret politikalarındaki geçici bir gevşeme bile firmalara, özellikle KOBİ’lere ve tüketicilere anında olumlu biçimde yansıyacaktır…

KÜRESEL EKONOMİ İÇİN TAHMİNLER

Çok şey, yukarıdakilere ek olarak, büyük ölçüde politika yapıcılarının hazırladıkları teşvik paketlerinin ne kadar başarılı olacağına bağlı görünüyor. Tüm bu faktörleri göz önünde bulundurarak, Çin’in “U” olması muhtemeldir ve Çin ile kapsamlı ticareti olan bazı Doğu ve Güneydoğu Asya ekonomileri de benzer bir “U” ihtimali vardır; ancak onlar için “W” riski de vardır. Bazı hizmet sektörü ağırlıklı Avrupa ülkeleri en çok “L” riski altındadır. Aynı sebepten ötürü ABD de “L” riski taşıyor (Eyalet Valilerine karşı Trump tarafından isyanı baskın hale gelirse bu, bir “W” ve hatta çift ​​“W”yle bile sonuçlanabilir). Ne var ki en büyük soru işareti, virüsün (henüz) çok ciddi bir etkisinin ortaya çıkmadığı büyük gelişmekte olan ülkeler üzerindedir.
En büyük ve gelişmiş ekonomilerin çoğu, az ya da çok yaz aylarında salgını kontrol altına alabilir ve 2020’nin üçüncü çeyreğinde toparlanma sürecine girerlerse, yıl sonuna kadar küresel bir “V” toparlanması mümkündür. Bununla birlikte, bazı Asya ülkelerinde (Singapur) halihazırda gözlemlenen salgının ikinci dalgasının modelleri göz önüne alındığında, bir dizi büyük ekonomide ikinci bir salgın dalgasının oluşması ve dolayısıyla bir “W” görülmesi mümkün ve bu durumda büyüme olasılıkları 2021’in ilk yarısına veya daha sonrasına ertelenmiş olur.

‘L’ şeklinde bir toparlanmayı önlemek herkesin yararına ve bunu başarmak için tüm ekonomiler arasında iş birliği hayati öneme sahip. G20 dinliyor mu?


blogs.lse.ac.uk sayfasından BirGün için çevrilmiştir
*Profesör, London School of Economics
** Profesör, Fudan Üniversitesi