TMMOB Peyzaj Mimarları Odası İzmir Şubesi, koronavirüs salgınının su kaynakları üzerinde oluşturulan baskıyı arttırdığını ifade etti.Açıklamada yaşanabilecek krizle ilgili asıl sorunun 'kişisel temizlik için su kullanımındaki artıştan ziyade suyu kirleten unsurların artışı' olduğu ifade edildi

"Covid-19 salgını su krizini hızlandırır"

BİRGÜN İZMİR

TMMOB Peyzaj Mimarları Odası İzmir Şubesi, yaşanan hızlı nüfus artışı, kontrolsüz kentsel büyüme ve iklim değişikliğinin etkilerinin su kaynakları üzerinde oluşturduğu baskının Covid-19 salgını ile birleşmesiyle su krizinin bir kere daha acil olarak gündeme geldiğini belirtti.

TMMOB Peyzaj Mimarları Odası İzmir Şubesi konu ile ilgili bir açıklama yayınladı. Açıklamada, "Dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgını nedeniyle çoğunluğun yayılımı önleme amaçlı evde kalması ve salgından korunmak amacıyla kişisel hijyene verilen önemin artması ile birlikte su tüketiminde artış olduğunun belirtildiği açıklamada, “Pandemi nedeniyle hijyen koşullarına uzmanların önerdiği doğrultuda dikkat etmemiz gerekmektedir.

Bu süreçte kişisel ihtiyaçlar için su kullanımı göz ardı edilemez bir öneme sahiptir ve bireysel kullanımda suyu gerektiği kadar kullanmak ve bu yönde önlemler almak tabi ki ciddi önem kazanmaktadır.Pazar araştırmalarına göre temizlik ürünlerinin tüketiminin yaklaşık 3 katına çıktığı son günlerde, temizlikte kullanılan kimyasalların gerektiği kadar kullanımı su kirliliği açısından, aynı zamanda bu ürünlerin üretimi ve dağıtımı aşamasında kullanılan su miktarı açısından da oldukça önemlidir. Asıl sorun kişisel temizlik için su kullanımındaki artıştan ziyade suyu kirleten unsurların artışıdır" denildi.

Su yönetimi ile ilgili etkin kararların alınması gerektiğinin ifade edildiği açıklamada, şu görüşlere yer verildi:

“Ülkemizde son zamanlarda gerçekleşen sulak alanların kurutulması, endüstriyel üretim, maden sahaları ve taş ocakları nedeniyle yer altı suyu ve havzalardaki su kirliliğinin artması, tarım ilaçlarının kontrolsüz kullanımı ile yer altı sularının kirletilmesi ve sucul ekosistem bileşenlerinin zarar görmesi, tarımda kontrolsüz sulama ile aşırı su tüketilmesi, ormanların tahribi ile suyun tutulması ve yer altına aktarılmasının engellenmesi, kontrolsüz atık su bertarafı ve benzeri eylemlerle su kaynakları ciddi tehlike altındadır. Aynı zamanda yerel yönetimlerin kamusal yeşil alanlarda kullandığı bitki türü seçimi ve sulama yöntemleri, su yönetiminde dikkat edilmesi gerek önemli unsulardandır.”

Açıklama şu şekilde sona erdirildi:

“Gerçekleştirilen nüfus projeksiyonu araştırmalarına göre Türkiye nüfusu 2040 yılında 100 milyona yaklaşacağı tahmin ediliyor. Nüfus artışı, kontrolsüz su kaynakları kullanımı sonucu oluşan olumsuz tablo ve iklim değişikliğinin de etkisiyle projeksiyonlara göre, bugün 1.519 m3 olan kişi başına düşen su miktarının 2040 yılında 100 milyonluk nüfusla 700 m3’e kadar gerileyecek ve ülkemiz su krizi ile karşı karşıya kalacaktır.Su kaynaklarının kontrolsüz kullanımı sonucu oluşan olumsuz etkileri azaltmak ve su kaynaklarının sürdürülebilir kullanımını sağlamak adına toplumun tüm kesimlerinin birlikte hareket etmesi gerektirmektedir. Bireyler ve işletmeler kendi ölçeğinde su tüketimi ve su kirliliği ile ilgili adımlar atmalı, su yönetiminden sorumlu karar vericiler uygun stratejiler geliştirerek suyun ve bağlı olduğu ekosistemlerin sürdürülebilirliğini sağlamalıdır.”