Kürt sorunun çözümü için uygulama sokulan ABD planı yeni çatışmaların habercisi gibi görünüyor. Plana karşı çıkan PKK taraftarlarını direnişe çağırdı...

Kürt sorunun çözümü yolunda ABD planının uygulamaya sokulması Türkiye'de yeni bir çatışma ortamının doğması olasılığını artırdı. Başbakan Recep Tayip Erdoğan'ın ABD Başkanı George Bush ile görüştükten sonra yavaş yavaş ortaya çıkan plan Kuzey Irak'taki Kürtleri memnun ederken Türkiye'deki Kürtler durumdan rahatsızlıklarını ifade ediyorlar. Nitekim planın açıklanmasından sonra PKK tarafından 'direnme' mesajları geldi. PKK liderlerinden Cemil Bayık "Dayatılan tasfiye planına karşı sürekli bir direniş içerisinde olacaklarını" belirterek, Kürtlere, PKK kadro ve sempatizanlarına çağrıda bulundu. Amerikan yönetimine de uyarılarda bulunan Bayık, "İstersek istikrarsızlık yaratabilir, çıkarları tehlikeye sokabiliriz. Özellikle ABD, KDP ve KYB'nin bunu anlaması gerekiyor" dedi. Bayık özellikle AKP'ye yakın bazı kişileri de "işbirlikçi"likle suçlayarak bu planın bu kişiler aracılığı ile meşrulaştırıldığını iddia etti. Bayık "Türkiye bu süreçte en çok da Mehmet Metiner, Ümit Fırat, Abdulmelik Fırat, Enver Sezgin, Altan Tan gibi sözde Kürt yazar ve gazetecileri kullanıyor. AKP içerisinde de Mir Dengir Fırat, Ab-dülkadir Aksu, Cüneyt Zapsu, Hüseyin Çelik gibi siyasetçileri kullanıyor" dedi.

'YENİ İSRAİLLER ÇIKABİLİR'
Özgür Politika gazetesi yazarı Fua Kav ise bazı güçlerin Kürt sorununu çözmek istediğini belirterek bu konunun onlar açısından büyük bir yük haline geldiğini dile getirdi. Kav, "Hem ABD, hem Türkiye, hem de bölgede varlıklarını bu soruna bağlayan bazı devletler için bu sorun mutlaka 'çözülmeli'dir. Ama istenilen çözüm kendi çözümleridir" dedi. Kav bu güçlerin PKK'siz bir çözüm istediklerini savunarak "Hedef ve proje şudur: Önce PKK'ye karşı birlik temelinde bir savaş yürütülecek. Bu yeni bir konsepttir. Bu konsep-tin bir ayağı Türkiye ve ABD, bir ayağı İran, Suriye ve bazı Ortadoğu ülkeleri. Diğer ayağı ise Kuzey Irak'taki güçlerdir. Bu güçler tarafından oluşturulan yeni konsept çerçevesinde PKK tasfiye edilecektir. PKK tasfiye edildikten sonra veya bir bütün olarak güçten düştükten sonra Türkiye, Kürt Bölgesel Hükümeti tanıyacak, Türkiye'de de Kürt sorununa 'çözüm' getirilecektir" şeklinde ifade etti. Kav planının sonucunda yeni İsraillerin de, yeni özerk Kürdistanların da, demokratik konfederalizm veya demokratik cumhuriyet gibi daha doğru ve iki halkın kardeşliğini esas alan çözümler de ortaya çıkma ihtimali vardır" dedi.

DTP: DAVA TALİHSİZLİK
DTP Grup Başkanı Ahmet Türk, "Partimize yönelik kapatma girişimleri son dönemde bizlere yönelik geliştirilen siyasi linç kampanyasından kesinlikle bağımsız değildir" dedi. Partisinin grup toplantısında konuşan Türk, gruba Türkiye Barış Meclisi üyelerinden katılım olduğunu belirterek, "Türkiye'yi, halkımızı esenliğe çıkarmanın yolunu, formüllerini hep birlikte tartışacağız" diye konuştu. Barış, demokrasi, kardeşlik, eşitlik ve özgürlüğün temel ilkeleri olduğunu belirten Türk, bu ilkelerinden hiçbir zaman ödün vermeyeceklerini bildirdi. Türk, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı tarafından DTP'nin kapatılmasına yönelik açılan davayı ise "talihsizlik" olarak değerlendirdi.

Kürt sorununun çözümünde, askeri yöntemler dışında sivil siyaset yönünün öne çıkmaya başladığını, bu yönde bir tartışma ortamının ortaya çıkmasını önemsediklerini belirten Türk, "Askeri, sivil yöntemlerin dışında da bir sorunun gündeme gelmesi tartışılması önemlidir. Aklın ve sağduyunun öne çıkması, en aşılmaz dediğimiz sorunların çözümünde bile hepimize büyük imkanlar sunacaktır" diye konuştu. Türk, şunları kaydetti: "PKK'ya silah bıraktırma süreci, ortaklaşacağımız bir projeyle kamuoyunun, basının ve siyasi partilerin desteğiyle elbette ki pozitif bir sonucu oluşturabilir. Şimdi bazı siyasiler, silah bıraktırmaya yönelik söylemlerin neredeyse vatana ihanet olduğunu seslendirmeye başladı. Onlara sormak lazım, vatan evlatlarının her gün canını yitirmesine neden olan sorunu çözmek mi yoksa bu sorunun can havliyle devam etmesini savunmak mı vatana ihanettir. Kimse, savaş ve kan üzerinden siyaset yapmamalıdır. Biz elimizi taşın altına koyduğumuzu, değişim ve gelişim projesinde görev almaya hazır olduğumuzu çok defa ifade ettik. Bugün yine bu noktada olduğumuzu belirtmek isteriz. Partimize yönelik, siyasi, etik dışı saldırılar devam ettikçe, rolümüzü oynamamız giderek zorlaşacaktır. Biz tercihimizi demokrasiden yana yaptık, yapmaya da devam ediyoruz. Görüşlerimiz kalıcı görüşlerdir. Lütfen artık kavganın değil barışın dilini konuşalım." Birgün Ankara