Dağlık Karabağ’ın statüsüne yönelik anlaşmazlık sürerken Azeri yönetimi altına girmek istemeyen Ermenilerin Ermenistan’a gideceği açıklandı. Tarihçi Petrosyan “Fikir birliği oluşmadıkça barış mümkün değil” derken, Gazeteci Khudoyan ise çözümü ancak halkların sağlayacağını söyledi.

Çözümü egemenler değil halklar sağlar
Karabağ’daki iki Ermeni köyünün tamamen tahliye edildiği kaydedildi. (Fotoğraf: armenpress)

Deniz Güngör 

Azerbaycan’ın askeri operasyonu sonrası Dağlık Karabağ’daki Ermeni güçler silah bırakırken gerilim ve belirsizlik sürüyor. Yevlah kentindeki ‘entegrasyon’ buluşmasından sonuç çıkmazken Dağlık Karabağ’daki Ermeni yönetimi, Azerbaycan’a bağlanmak istemeyen bölgedeki 120 bin Ermeni’nin Ermenistan’a gideceğini açıkladı. 

Dağlık Karabağ'daki yönetimin lideri Samvel Şahramanyan'ın danışmanı David Babayan, Reuters'a yaptığı açıklamada Dağlık Karabağlı Ermenilerin, Azerbaycan'ın hâkimiyeti altında yaşamak istemediğini ve “olası bir etnik temizlikten” çekindiğini belirtti. Halkın Azerbaycan’ın bir parçası olmak istemediğini kaydeden Babayan, “Yüzde 99,9’u tarihi topraklarımızdan ayrılmayı tercih ediyor” dedi. 

Karabağlı Ermenilerin bölgeden ne zaman ayrılacağının belli olmadığını kaydeden Babayan, söz konusu geçişin Laçin Koridoru’ndan yapılacağını aktardı. Babayan ayrıca Karabağ’daki Ermeni güçlerin silah bırakma sürecinin devam ettiğini söyledi. 

SEVE SEVE KARŞILARIZ 

Operasyonla birlikte ülke içinde eleştirilerin odağındaki Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ise Dağlık Karabağ’dan ayrılması beklenen Ermenileri kabul etmeye hazır olduklarını yineledi. Karabağ’a insani yardım başladığını ancak bölgedeki Ermenilerin hala “etnik temizlik tehlikesiyle” karşı karşıya olduğunu ileri süren Paşinyan, “Kardeşlerini seve seve karşılayacağını” söyledi. 

New York’taki Birleşmiş Milletler (BM) oturumunda konuşan Ermenistan Dışişleri Bakanı Ararat Mirzoyan ise uluslararası toplumu “Bakü’nün Karabağ operasyonuna sessiz kalmakla” suçladı. Mirzoyan, Karabağ’daki güvenlik durumunun ve insan haklarının izlenebilmesi için bölgeye bir BM misyonu gönderilmesi çağrısı yaptı. 

ÇIKIŞA İZİN VERİLECEK 

Azerbaycan Savunma Bakanlığı ise Karabağ’da Ermeni silahlı gruplardan alınan silah ve mühimmatların görüntülerini paylaştı. Ermeni güçlerin silah bırakması devam ederken Azerbaycan tarafından yapılan açıklamada, Karabağ’da Ermeni silahlı gruplara yönelik gerçekleştirilen operasyonun ardından teslim olan Ermeni güçlerin Karabağ’dan çıkışına izin verileceği aktarıldı. 

*** 

Vekalet savaşına 2. cephe 

Hiçbir ülkenin bölge halkının huzurlu yaşamıyla ilgilenmediğini söyleyen Gazeteci Knar Khudoyan şunları söyledi: “Kapitalist sistem, sürekli krizlere ve uluslararası alanda tanınmayan ülkeler gibi yasal altyapısı olmayan bölgelere sırtını yaslar. Bu bölgeler ekonomik faaliyetler, hatta bazen askerin de dâhil olduğu uyuşturucu gibi yasadışı anlaşmalar için birer cennettir. Karabağ kimsenin erişiminin olmadığı ve soruşturulmadığı bir ‘gri bölge’. Buradaki krizin ‘sürmesi’ gerekiyor ve halk istikrar istese de maalesef kimse çözmek için uğraşmıyor. Ermeni güçleri neden 30 sene gibi uzun bir süredir bölgeyi kontrol ediyor? Çünkü Azerbaycan’la petrol anlaşması olan Avrupalı şirketler, boru hatlarını korumak için bölgede bir savaş olmasını istemiyordu.” 

Gazeteci Knar Khudoyan

2020’deki savaştan sonra başka birçok ülkenin meseleye dahil olduğunu belirten Khudoyan, “Bu artık sadece Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki bir mesele olmaktan çıktı. Ukrayna ile de, ABD’nin bölgede etkisini artırıp artırmayacağı ile de bağlantılı. Burası küresel politikanın bir parçası haline geldi. Çünkü bölge önemli bir bağlantı noktasında bulunuyor” diye konuştu. 

Çözümün, ancak iki tarafın da “çözüme gerek olduğunu gördüğü” takdirde elde edilebileceğinin altını çizen Khudoyan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Böylece taraflar bölgeye müttefiklerini getirerek birbirlerine oyunlar oynamaya çalışmaz. Örneğin Azerbaycan, Türkiye’yi bir koz olarak kullanıyor. Ermenistan ise Batı’ya ve Rusya’ya bel bağlıyor. Rusya, Sovyet sonrası devletlerdeki etkisini korumak istiyor ve bölgede başka bir ülkenin daha güçlü hale gelmesi durumunda tehdit altında hissediyor. NATO ve Batı için ise ilk olarak Rusya'ya zarar vermek önemli. Ancak bu sizin sorununuz ve siz çözmelisiniz. Diğer türlü bu durum Ukrayna’da olduğu gibi bir ‘vekalet savaşına’ dönüşecek ve ‘Dağlık Karabağ sorunu’ olmaktan tamamen çıkacak.” 

*** 

Bölge küçük çıkarlar büyük 

Doğu Bilimi Uzmanı Tarihçi Dr. Armen Petrosyan, BirGün’ün sorularını yanıtladı. 

Bölgede sürekli bir çatışma ortamı hâkim. Bu sorunun çözümü ne? 

Coğrafi açıdan küçük bir bölgede oldukça büyük ve çok katmanlı çıkarlar karşı karşıya. Bu çıkar çatışmaları bölge haklarının, özellikle Ermeniler, Gürcüler ve Azerilerin kurdukları devletlerin zorluklarını aşmalarını engelliyor. Dahası bunlar bölgede düşmanlık meydana getirip körüklüyor. Bu düşmanlık da bugün Karabağ’da olduğu gibi uzun süredir devam eden kuşatma, açlık, eşit olmayan bir savaş, binlerce yıldır anavatanlarında yaşayan Artsakh Ermenilerinin yerinden edilme ihtimali gibi felaketlerle sonuçlanıyor. 

Dr. Armen Petrosyan

Sadece Azerbaycan ve Ermenistan arasında değil, tüm bölgede anlamlı bir barış üzerine bölgesel ve küresel bir fikir birliği oluşmadıkça trajedi büyüyecek. Ancak giderek derinleşen jeopolitik gerginliği hesaba katarsak bu mümkün gözükmüyor. Rejiminin ideolojik direği olarak Ermeni karşıtlığını seçen Aliyev iktidarda olduğu sürece, alevlenen düşmanlık ortamı hâkim olduğu müddetçe barış mümkün olmayacak. Bu ve buna bağlı diğer bazı faktörlerin birleşimiyle ne yazık ki bir barış ihtimali şimdilik yok. 

Karabağ çatışmasının yerel halka ne gibi bir etkisi oluyor? 

Dağlık Karabağ'ın yerli halkı, tarihi vatanının coğrafi konumu, etnik ve dini kimliği, her türlü acıyı göze alarak kendi vatanında yaşama iradesinden dolayı hem bölgesel güçlerin, hem de burayı fethetmeye gelen çeşitli güçler tarafından pek çok kez bu tür saldırılara maruz kaldı. 

Ermeni halkının pek çok imtihandan geçmiş bu kesimi her zaman kendi vatanında barışçıl, güvenli ve öngörülebilir koşullarda yaşama fırsatını aradı. Ancak bu doğal arayışlarını engelleme ve haklarını ihlal etme girişimleri bu halkı kendini savunmaya itti. Bugün ise bu girişimler çaresiz, duvara sıkışmış bir durumda onları vatanlarından ayrılmaya mecbur bırakıyor. 

Rusya, ABD ve Batı’nın bölgedeki rolüne dair ne söylersiniz? 

Rusya ile Batı arasındaki mevcut gerilim ile çatışmanın Güney Kafkasya’daki durum üzerinde doğrudan ve son derece olumsuz bir etkisi var. Azerbaycan, bu krizin bir nevi sonucu olarak bölgede Rusya’nın nüfuzunun zayıflamasından başarılı bir şekilde yararlanıyor. Ankara'nın tam desteğini alan Bakü, hem siyasi hem de askeri düzeyde baskıyı artırarak 9 Kasım 2020 tarihli üçlü bildiriye göre Dağlık Karabağ'da güvenlikle ilgili net yükümlülükleri olan Moskova’nın sorumluluklarını yerine getirme sürecini engelleyebiliyor. Bu bağlamda gerilimin devam etmesi durumunda, Azerbaycan'da iktidarda olan rejimin, böyle bir yönetim yapısının avantajlarını kullanarak bu tavrını sürdüreceği kesin olarak öngörülebilir. 

Paşinyan’a karşı protestolar sürüyor. Bunların iç siyasi dengeye etkisi ne olur? 

Ermenistan'daki iç siyasi durumun ısınmasının çok katmanlı nedenleri var. Hükümete karşı gösteriler yapanlar arasında vatanlarından edilmiş veya durumu belirsiz olan akrabaları bulunan Artsakhlılar, Azerbaycan'ın çeşitli dönemlerde gerçekleştirdiği saldırılarda üyelerini kaybeden aileler, tarihi vatanlarının nihai kaybını önlemeye çalışan endişeli vatandaşlar, muhalif siyasi güçler ile kamu inisiyatiflerinin temsilcilerinin yanı sıra yabancı ülkelerin çıkarlarını destekleyen bazı gruplar yer alıyor. Karabağ sorunu her zaman Pan-Ermeni ve Ermenistan içi gündeminin en hassas konularından biri oldu. Bazen iç siyasi krize de yol açtı. Ne yazık ki şu aşamada da böyle bir tehlike var. Zira Rusya, ABD, Türkiye, Azerbaycan gibi çeşitli dış aktörler, bu çok karmaşık durumu mümkün olduğu kadar körüklüyorlar. Her halükarda Ermenistan'daki kilit aktörlerin süreci kontrol altında tutma ve iç sarsıntılara izin vermeme basiretine sahip olduğunu düşünüyorum.