Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, canlı yayında soruları yanıtladı. Memur maaşlarına yönelik değerlendirmelerde bulunan Yılmaz, "Memurun toplu sözleşme gereği alacağı bir fark var. Aldığı bir artış var, artı enflasyon farkı var. Bu da oldukça önemli bir rakama gelecek gibi görünüyor" dedi. Yılmaz, memur ve memur emeklisi için yüzde 50 civarında bir artış olacağını söyledi. Yılmaz, asgari ücrette yapılacak artışa ilişkin de 'denge' mesajı verdi.

Kaynak: AA
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, 'memur zammı' için oran, asgari ücrette 'denge' mesajı verdi
Fotoğraf: AA

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TRT Haber canlı yayınında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.

Türkiye'nin büyüme ve reel ekonomide çok başarılı olduğunu, artık enflasyonla mücadelenin en öncelikli mesele haline geldiğini anlatan Yılmaz, bu doğrultuda izlenen para, maliye politikaları ve yapısal reformların ilk etkilerini görmeye başladıklarını iddia etti.

Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Aylık bazda bir düşüş eğilimine, bir ivme kaybına girdi enflasyon. Geçen yıl aylık ortalama 4,3 enflasyon olmuş. Son üç ayda bu rakam 3,8 seviyesine düşmüş durumda. Yani aylık bazda sonuçlar çıkmaya başladı. Yıllık bazdaki sonucu ise belirgin bir şekilde 2024'ün ortalarından itibaren göreceğiz. Niçin böyle? Geçtiğimiz yaz döneminde çok yüksek artışlar yaşadık. Normalde mevsimsel etkilerle bakarsanız yazın düşük olur enflasyon, sonbaharda yüksek olur. Bu sene biraz tersini yaşadık doğrusu. Yazın yüksek oldu. Kurdaki hareketlilik, başka faktörler. Şimdi geldiğimiz noktada tedbirlerimizin neticesinde mevsimsel koşullar aleyhte olduğu halde enflasyonda aylık bazda ciddi bir ivme kaybı söz konusu. Yıllık bazda bu baz etkisi dediğimiz bir şey var. Yani yazın hesabımıza giren bu yüksek rakamların hesaptan çıkması gerekiyor ki ciddi bir düşüş gerçekleşsin. O da önümüzdeki 2024'ün ortaları gibi gerçekleşmiş olacak. Dezenflasyon süreci diyoruz. 2025'te bu bir istikrar süreciyle devam edecek. Yüzde 15'lere kadar düşmesini öngörüyoruz 2025'te enflasyonumuzun. 2026'da ise tek haneli rakamlara, yüzde 8,5 gibi bir rakam var Orta Vadeli Program'ımızda, tek haneli rakamlara yeniden dönüş olacak. Bu çok önemli bir şey; öngörülebilirlik sağlamak bakımından, sosyal adalet bakımından, vatandaşımızın satın alma gücünü koruma bakımından. Dolayısıyla enflasyonu kademeli bir şekilde tek haneli rakamlara yeniden düşürme perspektifimiz var. Bunu da laf olarak söylemiyoruz. Altını politikalarla doldurmuş durumdayız. Adım adım da bunları hayata geçiriyoruz."

KONUT FİYATLARI VE KİRALARDAKİ FAHİŞ ARTIŞ 

Konut fiyatları ve kiralardaki artışın hız kaybettiğini, daha da aşağıya gelmesi için gayret sarf ettiklerini dile getiren Yılmaz, konut arzının artırılması gerektiğini söyledi.

Yılmaz, konutlarda kira artışını yüzde 25 ile sınırlayan düzenlemenin, kiracıları korumak amacıyla alınan bir tedbir olduğunu, enflasyon makul seviyelere geldiğinde bu tür tedbirlere artık ihtiyaç kalmayacağını savundu.

Aşırı ve ithalatı harekete geçiren tüketimin sürdürülebilir olmadığına dikkati çeken Yılmaz, makro stratejilerinin, tüketimi daha dengeli şekilde sürdürme, yatırımları, üretimi, ihracatı öncelikleyen bir büyüme stratejisini ortaya koyma, böylece tasarrufları artırma ve bu tasarrufları da daha çok yatırıma üretime, kanalize etme olduğunu bildirdi.

Yılmaz, bunun aynı zamanda enflasyonla mücadele için de önemine işaret ederek, "Çünkü dünyada da büyüme, enflasyon, resesyon tartışmaları var. Bir taraftan istikrarı sağlayacağız. İstikrarı sağlamak için bir miktar bir büyümeden fedakarlık gerekiyorsa o yapılır zaten. Yapılıyor da 5,4 büyümeden, şimdi yüzde 4'e çekmiş durumdayız. Bir miktar büyümeden fedakarlık yapıyorsunuz. Ama büyümeyi tamamen göz ardı edemezsiniz çünkü kalkınmakta olan bir ülkesiniz bir taraftan da istihdam sağlamanız, refah artışı, sosyal refah artışı sağlamanız lazım." şeklinde konuştu.

ASGARİ ÜCRET MESAJI 

Asgari ücrette yapılacak artışa ilişkin soruya Yılmaz, "Bir denge içinde bunun belirleneceğini düşünüyorum" yanıtını verdi. 

Yılmaz, şunları söyledi: 

"Bir taraftan işçimizin alım gücünü korumak, refahını artırmak elbette hepimizin amacı. Ama diğer taraftan işverenimizin de istihdamını devam ettirmesi, daha fazla insanı istihdam etmesi, kayıt dışına istihdamın kaymaması, rekabet gücünün dış dünyaya karşı korunması gibi haklı kaygıları var, söylemleri var, argümanları var. İşte buradaki dengeyi iyi kurgulamak gerekiyor. Kısa vadede bu ikisi birbirinin zıddı gibi görünebilir ama orta, uzun vadede aslında menfaatler bir. Aslında işletmelerin gerçek sahibi bence çalışanlar. İşletmeler güçlü olacak, verimli bir şekilde çalışacak, büyüyecek ki daha fazla çalışanı istihdam etsin, daha fazla refah üretsin. Verimliliği artırsın, verimlilik arttıkça da sürdürülebilir bir şekilde gelir artışı sağlansın. Dolayısıyla bir denge içinde bunun belirleneceğini düşünüyorum. Ama ana ilkemiz her zaman çalışanlarımızı enflasyona ezdirmemek olmuştur. Hiçbir dönemde de bunu yapmadık. Bütün kesimlere, 2002 ile bugün, memura, işçiye, emekliye, asgari ücrete hangi kaleme bakarsanız bakın hiçbir kalem reel olarak geriye gitmemiştir."

"MEMUR VE MEMUR EMEKLİSİ İÇİN YÜZDE 50 CİVARINDA BİR ARTIŞ OLACAK"

Yılmaz, emekli maaşlarında beklenen artış konusundaki soruyu ise emekli sayısındaki artışa işaret ederek, şöyle yanıtladı:

"İmkanlarımızı sonuna kadar zorlayarak inanın, depreme rağmen bütün bu şartlara rağmen, elimizden gelen her şeyle emeklimizin yanındayız. Yanında olmaya devam edeceğiz. Memur emeklisiyle ilgili şöyle bir durum var. Memurun biliyorsunuz toplu sözleşme gereği alacağı bir fark var. Aldığı bir artış var, artı enflasyon farkı var. Bu da oldukça önemli bir rakama gelecek gibi görünüyor. Dolayısıyla bu memur emeklisine de zaten yansımış olacak. Bu artış gelecek sene için öngördüğümüz enflasyonun oldukça üzerinde bir artış. Orta Vadeli Program'da 33 dedik biz biliyorsunuz artışa. Merkez Bankamız bunu 36 olarak revize etti ama işte bu bantta bir enflasyon beklediğimiz ortamda, yüzde 50 civarında bir artış memur ve memur emeklisi için. İşçi emeklileri daha farklı şartlara tabi. Bir de asgari emekli ücreti alanlar var. Onlardan bir kısmının farklı durumda olanlar var. İşte kök ücretten şuradan buradan. Tabii ki Kabinemiz, hükümetimiz bu işi tartışacaktır. Bütçemizin deprem yükü altında olduğu, çok ciddi birtakım çevremizde sorunların yaşandığı, dünyada büyümenin, ticaretin oldukça zorlu olduğu bir dönemde biz elimizden gelen tüm imkanlarımızla emeklimizin yanında olacağız. Bu dengeyi koruyucu, farklı emekli kesimleri arasındaki dengeyi koruyucu, özellikle daha düşük alanları gözetici bir yaklaşım sergileyeceğiz."