Cumhuriyet’te bir yılı aşkın süredir iddianamesiz bir şekilde tutuklu bulunan Osman Kavala’yı hedef alan gazetenin yeni yazarlarından Bartu Soral’a tepkiler sürüyor. Bugün de Ali Sirmen, Mustafa Kemal Erdemol, Zafer Arapkirli ve Özlem Yüzak tepki gösterdi: Maymuna ustura verilmez, demokratsak eğer, görüşlerini paylaşsak da paylaşmasak da herkesin hakkını savunacağız

Cumhuriyet'te Kavala tartışması sürüyor: Sadece kendine demokrat olunmaz!

DERVİŞ CEMAL

Cumhuriyet'in yeni yazarı Bartu Soral'ın Pazar günkü yazısında Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş haberleri nedeniyle gazetenin yayın politikasını eleştirmesine gazete yönetiminden ve yazarlarından tepkiler gelmeye devam ediyor. Gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Aykut Küçükkkaya, Orhan Bursalı, Enver Aysever, Emre Kongar ve Zeynep Oral'ın ardından Ali Sirmen, Mustafa Kemal Erdemol, Zafer Arapkirli ve Özlem Yüzak, köşelerinde Soral’ı sert sözlerle eleştirdi.

cumhuriyet-te-kavala-tartismasi-suruyor-sadece-kendine-demokrat-olunmaz-536590-1.

SİRMEN: SADECE KENDİNE DEMOKRAT OLMAK

Ali Sirmen bugünkü “Sadece kendine demokrat” başlıklı yazısında özetle şu ifadelere yer verdi: “Son günlerde, Selahattin Demirtaş ile Osman Kavala’nın haklarını savunanları eleştiren görüşlerin, demokrat çizgisiyle tanınan yayın organlarında da yer alması üzerine, demokrasi kavramını bir kez daha gündeme getirmek farz oldu. “Benim görüşlerimi, çıkarlarımı savunmam kutsaldır” önermesini otokratlar da yapabilir. Bunun için demokrat olmaya gerek yoktur… Uzatmaya gerek yok. Açıkça görülüyor ki Selahattin Demirtaş ile Osman Kavalı’nın haklarını savunmak, onların görüşlerini paylaşmak demek değildir. Bu, demokrasiyi savunmaktır. Bu durumda, yalnız kendine demokrat olmak tutarsızlığı içinde olmayanların tümü gibi, ben de Osman Kavala’nın bir yılı aşkın süredir, ne ile suçlandığını hâlâ bilmeden, bunca süre boyunca hakkında iddianame bile hazırlanmadan tutuklu olarak içeride tutulmasını eleştiririm. Osman Kavala ile aynı görüşe de, ayrı, hatta karşıt görüşe de sahip olsam eleştiririm. Aksine davranış, aynı zamanda kendi bindiği dalı kesmek olan, yalnız kendi için demokrat olma durumudur… Kısacası demokratsak eğer, görüşlerini paylaşsak da paylaşmasak da herkesin hakkını savunacağız.”

cumhuriyet-te-kavala-tartismasi-suruyor-sadece-kendine-demokrat-olunmaz-536646-1.

ERDEMOL: MAYMUNA USTURA VERİLMEZ

Gazetenin yeni yazarlarından Mustafa Kemal Erdemol da tepki gösterenlerdendi. Erdemol, konuyla ilgili şöyle yazdı:

"Aşacağız mutlaka. Aşmalıyız. Yoksa geleceğimiz bir felaket. Osman Kavala’yı da Demirtaş’ı da soldan eleştirenlerden biriyim. Söylediğim çok basit, biri adil yargılansın, birinin de hakkındaki serbest bırakılma tavsiyesine uyulsun. Sonra kaldığımız yerden devam ederiz her ne derdimiz varsa.
Mevcut iktidarın hukuk gibi bir derdi yok. Ama bizim var. Olmalı. Hukuksuz bir iktidarın tepelerine çöktüğü kişilere vurmak, Anadolu değerler sisteminde en hafif tabirle “fırsatçılık”tır. Derler ki, “Artık tıraş olmayı öğrenmiştirdiye maymunun eline usturaverilmemeli. Hem kendine hem de çevreyezarar verir”."

cumhuriyet-te-kavala-tartismasi-suruyor-sadece-kendine-demokrat-olunmaz-536647-1.

ARAPKİRLİ: ANLAMIYORSUN DEĞİL Mİ, DEDEM?

Zafer Arapkirli ise şöyle yazdı:

"Okumuş yazmış, “tekâmül etmiş” olma iddiasındaki insanlara yakışmaz bu. Bu tanıma giren insanların zaten gericiden, yobazdan, faşistten farkı budur. “Senin-benim gibi düşünmeyenin de aynı kitaba (Evrensel Hukuk) uygun muamele görmesini” kabullenmek. Yargılama, kitaba uygun ceza alması vb. süreçlerden muaf tutulması anlamına gelmiyor ki bunlar."

YÜZAK: TUTUNACAK DAL 'HUKUK' OLMAZSA

Gazete yazarlarından Özlem Yüzak ise tartışmaya dair şu satırları kaleme aldı:

"Tekrarlayalım... Cumhuriyet’in yayın çizgisi bellidir. Ve bugün bu gazetede yapılan habercilik tam da bu çizgidedir.
Hukuk olmazsa toplum çöker, hepimiz altında kalırız. Tıpkı üç kuruş para kazanma uğruna can veren gencecik inşaat emekçileri gibi."

cumhuriyet-te-kavala-tartismasi-suruyor-sadece-kendine-demokrat-olunmaz-536596-1.

ORAL: KUSMAMI DURDURAMIYORUM

Bartu Soral'ın köşe yazısına tepki gösteren isimlerden biri olan Zeynep Oral, dosyalardaki gizlilik kararına rağmen Soral'ın Kavala'yı terörle ilişkilendirdiğini söyleyerek yazarın bu tutumunu eleştirdi. Soral'ın yazısını okuduğundan beri hastalandığını belirten Oral, "Kusmamı ve öğürmemi durduramıyorum... İyileşinceye dek, siz okurlardan izin istiyorum" diye ekledi.

cumhuriyet-te-kavala-tartismasi-suruyor-sadece-kendine-demokrat-olunmaz-536593-1.

BURSALI: SALDIRMAK İKTİDARA DESTEK OLMAKTIR

Soral'ın ismini anmadan köşesinde bu konuya değinen bir diğer yazar Orhan Bursalı ise "Kavala’yı sevmeyebilirsiniz, ama ona tıpkı iktidar ve yandaş medyasının diliyle, aslı astarı olmayan birtakım iddialarla saldırırsanız, hele kendisini savunamayacak bir durumdayken, iktidarın uygulamalarına destek çıkmış olursunuz. O zaman size yapılacak haksızlıklara karşı söyleyecek sözünüz sıfırdır" diyerek yakındı.

AYSEVER: HAKLARINI SAVUNACAĞIZ

Soral'ın savına karşı çıkan Enver Aysever de şunları yazdı: "Osman Kavala tartışması sürüyor. Bir yılı aşkın süredir tutuklu birinden söz ediyoruz. İddianamesi yok. Hoş yazılınca neyle karşılaşacağımız da meçhul. Benzer durum Selahattin Demirtaş için farklı bağlamda geçerli. AİHM sert uyarı yaptı. Kavala’nın da Demirtaş’ın da hakkını savunacağız. Neden mi? Ben memleketimde hukukun üstünlüğü olsun istiyorum. RTE önünde ceketini ilikleyen hukukçular olmasın istiyorum."

cumhuriyet-te-kavala-tartismasi-suruyor-sadece-kendine-demokrat-olunmaz-536594-1.

KONGAR: YAZACAK KELİME BULAMIYORUM

Emre Kongar ise “Sevgili okurlarım, ülke o hale geldi, kin ve nefret o kadar yaygınlaştı, olaylar, söylemler, eylemler o denli çığırından çıktı, hakaretler, saldırılar, suçlamalar, iftiralar, (en tepedekilerden en yakınınıza sızmış olanlara kadar) herkesin o denli olağan üslubu haline geldi ki... İnsan bazen söyleyecek söz, yazacak kelime bulamıyor" ifadelerini kullandı.

KÜÇÜKKAYA: CUMHURİYET’İN TARİHİNİ BİLMEDEN, “YAZAR” OLUNMAZ

Küçükkaya, köşesinde Soral'ın ismini zikretmeden şunları yazmıştı:

“Yeri gelmişken bir kez daha anımsatalım. Gazetecilik evrensel bir meslektir. Kuralları açık ve nettir. Burada yinelemeye gerek yok... Cumhuriyet’in yayın çizgisi bellidir. Kimsenin gücü o çizgiyi değiştirmeye yetmez, zaten yetmedi de... Kasap ya da hırdavatçı işletmek isteyen birileri çıkabilir. Ne kasaplığı biliriz ne de hırdavatçılığı. Bizim parayla, pulla işimiz olmaz. Biz yalnızca gazeteciliği biliriz. Bir de aydınlanma ışığımız olan Atatürk’ü!..Habercilikten taviz vermiyoruz, değerli yazarlarımızın her dönemde korkmadan vurguladıkları “hukuksuzlukları” ele alan yazılarıyla daha da güçleniyoruz. Cumhuriyet’in simge ismi Uğur Mumcu Ağabeyimiz ne demişti: ‘Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz!..’ Cumhuriyet’in tarihini bilmeden, “yazar” olunmaz!..”

NE OLMUŞTU?

Cumhuriyet'in yeni köşe yazarlarından Bartu Soral, 25 Kasım günü "Çizgi nedir?" başlığı ile kaleme aldığı yazısında, gazetesinin yayın politikasını eleştirmişti. Soral, Cumhuriyet'in Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş hakkındaki yayınlarına şu şekilde tepki göstermişti:

“Basılı gazetenin bir yerlerinde, internet sayfasında, sık sık; ya Kavala, ya 'Başkan Apo’nun heykelini dikeceğiz' diyen Selahattin Demirtaş, ya üst perdeden bir HDP haberi/röportajı, ya bir köşe yazısına rastlıyorum. Gazetenin bu konudaki genel yayın tutumu ve kimi yazarların köşelerinde yargı kararları ile Demirtaş, Kavala, HDP’yi bir arada, sürekli işlemeleri beni düşündürdü... Olay yargıdaki sıkıntıları ve mağduriyetleri vurgulamaktan öte bir hale geçer, bunun üstünden terörle ilişkili olanları masum gösterme lobisine dönüşürse soru işaretleri oluşur.”