Gaga’nın yıllar süren önlenemez yükselişinin birkaç yıldır olduğu yerde saydığını, türlü aşırılıklarını kenara bıraktığını, müzikal farklılığını da hafiften kaybettiğini düşünüyordum

Daha organik daha samimi Lady Gaga

BARIŞ AKPOLAT barisakpolat@gmail.com

Müzik tarihi yıllar boyu ikiye ayrıldı. Çok iyi müzik yaptığı için saygı duyduğumuz ve fakat izlenecek bir şey sunmayan kısmen sıkıcı grup ve sanatçılar ile hem iyi müzik yapıp hem de aşırılıklarıyla ünlü olup izlemesi zevk verenler... İkinci kategoriyi kesinlikle bir gömlek aşağıda olarak görmüyorum. Grace Jones’un, Madonna’nın aşırılıklarını ve tabu yıkan hareketlerini David Bowie’nin Prince’in, Elton John’un tipiyle hareketleriyle ve mükemmel şarkılarıyla örtüşen ve sürekli kendini yenileyen duruşunu düşünün. Lady Gaga işte bütün bunların birleşmiş haliydi gözümde. Elbette Grace Jones, Bowie veya Prince derken müzikal anlamda Lady Gaga’nın bu isimlere yaklaşması için yemesi gereken fırınlarca ekmek var. Tartışmasız… Fakat müzikal yeteneği ve vizyoner görüşünü de yadsıyamayız. Marilyn Manson ile zekâsını aynı yere koyduğum bu kadın hiçbir zaman bu isimlere olan saygı duruşunu eksik etmedi. ‘Canavar’ anlamına gelen Monster kelimesini hayranlarına karşı değer veren bir şekilde kullandı. Pop müzikte bunu kullananı pek görmek mümkün değil. Anca Slipknot olmanız lazım ki onlar da hayranlarına Maggots yani 'Kurtçuklar’ der. Ve hayranlar bunu aşağılama olarak algılamaz. Sanatçı ve hayran arasındaki rock'n'roll duruşu bununla anlatılabilir. Güzel ve agresif bir hayran toplama sanatı bu. Takdir edilesi… Britney Spears yeteneksizini düşünsenize bir de... Ne ses var ne şov. Hayranı bile var mı emin değilim.


İlüzyonun mükemmel hali
Günümüze bakarsak pop bir ilüzyondur. Popüler olandır, gelip geçicidir. Temel atmaz, devasa katlarını prefabrik olarak çıkan bir binadır. İçi anında dolar, sonra içi dolduran hayranlar bir süre sonra katları hemen boşaltıp başka prefabrik yapılara geçer. Bu günümüzdeki durum 80’lerde de böyleydi. Kimse çıkıp Madonna, INXS, Kylie Minogue, Modern Talking, Wham! gibi örnekleri vermesin. Bunların hepsi çok kaliteli pop müzik yaptı ve sürekli dinledik. Hâlâ dinliyoruz. Plaklarını hâlâ durmadan döndürüyorum. Ama 80’lerde de içi hemen boşalan binalar vardı. Bu bahsi geçen isimlerin binalarında kalmayı ‘biz’ tercih ettik. Her dönem bu ve bunun gibi durumlarla her müzikte karşılaşırız. Rock’ta da karşılaşılır elbette. Fakat pop kadar çok değil. Hayran kitlesinin bağlılığıyla ilgili bir durum bu. Lady Gaga ise tüm kullandığı yöntemlerle kalıcı olmanın peşinde olduğunu gösteriyor. İlk albümü Fame’de çok hızlı yükseleceğini görmüştük. Mükemmel bir formül tutturmuştu. Birkaç şarkıdan sonra kendini tekrar etmeye başlasa da kabullenmiştik. Born This Way ve Artpop albümleri içlerinde birkaç başarılı şarkı olmasına rağmen ilk albümündeki mükemmel formülün kes-biç-yapıştır şeklindeki formatı olduğu için kendi kendinin aşırı tekrarıydı. Yıl 2014 olduğunda karşımıza Tony Bennett ile çıkıp caz yapmaya başlamıştı bir anda. Sıkıcı bir yoldu bana kalırsa ama böyle keskin dönüşleri de pek severim. Cheek To Cheek albümünde sesinin her konuda ne derece yeterli olduğu da kabak gibi ortadaydı. Bu caz yolunda çok erken yaşta Neil Young olmaya çalışıp vakitsiz yaşlandığı fikrine kapıldığım Eddie Vedder gibi bir noktadaydı Gaga. Fakat karşımıza Joanne gibi bir albümle tekrar çıktı. Hâlâ provakatif olsa da tarzı biraz daha yumuşamış gördüm. Etlerden yapılma elbisesini buzdolabına koymuş, sahnede içinden çıktığı dev yumurtayı çöpe atmış haliyle karşımızda kendisi… Doc Martens botları, kısa kot şortuyla bizi şok etmiyor Gaga. Standart olmanın dayanılmaz rahatlığıyla müziğe odaklanmış. Giyim kuşam ve tarz da sıkı bir şaşırtma taktiği elbette. Muhteşem bir projenin önemli bir ayağı.

Gömleğin hakkını verenler

daha-organik-daha-samimi-lady-gaga-201473-1.
Lady Gaga, Amerikan müzik endüstrisi kalıbı/formülünün müthiş bir örneğidir. Bu endüstrinin hayali bir takım gömlekleri vardır. Bu gömlekler formül olarak kafalarda durur, hemen dikilebilecek şekillerde. Bu gömleği giyip üstünde hakkını vererek taşıyabilecek isimlere ihtiyacı vardır devam edebilmek için. Michael Jackson’dan Elvis Presley’e, Lady Gaga’dan Madonna’ya gömleğin hakını verenler her zaman oldu, olacak da. Siz bu gömleğe çok isterseniz Kapitalizm deyin. Yanlış olmaz fakat yeterli de değil. Bunu sadece parayla ölçemeyiz. Hayranlarda merak duygusunu tetikleyen bu gömlekte iyi müzik, sıkı prodüksiyon ve mükemmel formül olmazsa olmazdır. Sınırları pek zorlamaz ama ilk olmak önemlidir. Gaga bunun müthiş bir örneği. Sesi müthiş, zekâsı ise çok ileride, eğlence sektörünü özümsediği o kadar belli ki eleştirileri bile doğru. Tıpkı Marilyn Manson gibi bu gömleği çok iyi taşıyıp sektöre ve hatta hayran psikolojisine de eleştiri yapabilecek kadar çıkıntı. Hayran kaybetmeyeceklerinin farkında olmaları da takdirlik elbette. Gaga’nın son albümü Joanne eski albümleri gibi değil. Yeni bir şeyler var. Daha organik, daha insani ve daha ruh yüklü. Arada hakikaten bana pek bir şey ifade etmeyen John Wayne (Sektör gömleğinin başka bir biçimi Wayne...) gibi şarkılar da yok değil fakat Tame Impala’dan Kevin Parker’lı Perfect Illusion, Father John Misty’li Sinner’s Prayer gayet ateşli şarkılar. Indie rock sularından pek çok güzel birliktelik yakalayan Gaga’nın yolu güzel bir yol. Kendi deyimiyle eski ruhsuz disko pop’tan uzaklaşmış durumda. Sürrealden daha ayakları yere basan, sığ gibi duran ama sanatsal bir tarafı var. Uzun zamandır dinlediğim en güzel pop albümlerinden biri. Mark Ronson, Queens Of The Stone Age’den Josh Homme’nin prodüktörlüğünü üstlendiği Joanne’e dikkat kesilmekte fayda var. Bir sonraki albümünde neler yapacağını hâlâ merak ediyoruz ki bu da o gömleği hak ettiğinin bir kanıtı.