Kirazdan ay çiçeğine, domatesten şeftaliye birçok üründe hasat sürüyor ancak çiftçide satış korkusu hâkim. Ürünlerin maliyeti katlanırken üretici fiyatlarında artış görülmüyor. Üreticiler, ürünü değerinde satamıyor.

Dalda değersiz, rafta pahalı

Dilan ESEN

Tarımdaki birçok üründe hasat devam ediyor. Tarım ürünlerinin hasadından satışına kadar çiftçi kaderine terk edilmiş durumda. Tarım büyük ölçüde piyasa güçlerine teslim edilirken çiftçi devletten destek göremiyor. Enerji, gübre, işçilik… Bütün bu fiyatlarda yaşanan artış maliyeti katlarken yalnız bırakılan çiftçi ürününü değerinde satamıyor, üreticiden markete gidene kadar fiyatı katlanan ürünleri tüketici ise alamıyor.

Yaptığı masrafını dahi çıkaramayan çiftçiler artık tepkisini bin bir emekle ürettiği ürünü asfalta dökerek gösteriyor. Son olarak Niğde’nin Ulukışla ilçesine bağlı Darboğaz Köyü’nde yaşayan çiftçiler, para etmediğini söyledikleri kirazları Ulukışla ve Pozantı arasında bulunan karayoluna döktü.

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ÇOK ETKİLİ

Bu dönemde mısır, buğday, ay çiçeği, kiraz, domates, şeftali ve kayısının hasadı yapılıyor. Birçok ürünün kalitesi iklim değişikliği nedeniyle düşerken çiftçinin bir diğer sorunu da satamamak. Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) bir süredir buğday almaması, çiftçinin tepkisini çekiyor. Giderek artan enflasyonla girdi fiyatlarındaki yükseliş, çiftçinin belini büküyor. TMO’nun randevu vermemesi ve depolarının dolu olduğunu belirtmesiyle ürünü elinde kalan çiftçi de perişan halde tüccarlara mahkûm oluyor.

TMO tarafından buğday fiyatı 9,25 TL olarak açıklanmasına rağmen piyasadaki satışı geçen yılın 1,5 lira altında. Buğday piyasada yaklaşık 6 TL’ye satılıyor. Öte yandan buğday ürünlerine de zam geliyor; ekmeğe son dönemde yaklaşık yüzde 35, una da yüzde 40 civarında zam yapıldı. Mercimekte de durum farklı değil. Türkiye’de ortalama 400 bin ton mercimek üretiliyor ve hasadı da tamamlandı. Geçen yıl 14 lira fiyat açıklanmasına rağmen mercimek bu yıl en fazla 11 liraya satılıyor. Diğer yandan mercimeğin piyasadaki fiyatları sürekli artıyor. Ancak üretici açısından fiyatlarda artış görülmüyor.

YÜKSEK FİYATLAR İHRACATI DÜŞÜRÜYOR

Üreticinin satamadığı için tepki gösterdiği kiraz için de durum değişmiyor. Kiraz için pazar sıkıntısı yaşanıyor. Türkiye kirazı Avrupa pazarına yönelik ihraç ediyor. Girdi fiyatlarının yüksek olması nedeniyle Türkiye’den ihraç edilen kirazın fiyatı yüksek. Bu nedenle Avrupa’dan gelen talepte de düşüş gerçekleşiyor. Piyasa koşullarına bırakılan kirazı Türkiye genellikle ihraç ediyor ancak bu senenin bir diğer sorunu hava koşulları. İklim değişikliği nedeniyle uzun süre yağan yağmur kiraza zarar verdiği için ürünün kalitesinde düşüş yaşandı. Dolayısıyla kiraz dalda kaldı.

BU TOPRAKLARIN İLKİ YAŞANIYOR

Çiftçiler Sendikası (Çiftçi-Sen) Genel Başkanı Ali Bülent Erdem, Türkiye’de üretilen ürünlerin hasat zamanında ithalat yapıldığını ve dolayısıyla fiyatların baskılandığını söyledi. Bu nedenle çiftçilerin ürünlerini değerinin altında satmak zorunda kaldığına değinen Erdem, “Çiftçi değerinde satamıyorsa, tüketici de pahalı diye alamıyorsa gıda krizi meydana geliyor. TMO, ithalat yaptıktan sonra ürün fiyatı açıkladı. Daha sonra depolarda yer kalmadığını bildirdi, çiftçiye randevu vermedi. Çiftçi de ürününü değerinin altında satmak zorunda kaldı. Bu topraklarda ilk defa maliyetinin altında buğday satılıyor” dedi. Girdi fiyatlarının sürekli olarak arttığına değinen Erdem, bu nedenle ürünün pahalıya üretildiğini belirtti. Erdem, “Küresel şirketler uluslararası piyasayı belirlediği için çiftçiler ürünlerini değerlerinin altında satmak zorunda kalıyor. İklim değişikliği nedeniyle doğanın da çıkarttığı birtakım sorunlar var. Kiraz üreticilerinin çoğu yağmur nedeniyle hasat bile yapamadı” diye konuştu.

CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal da buğday fiyatının geçen senenin oldukça altında kaldığına dikkat çekti. Mercimeğin piyasadaki fiyatının da arttığını ancak fiyatın üreticide düşük olduğunu söyleyen Sarıbal, şunları ifade etti: “Tüketici çok daha yüksek fiyatla gıdaya dönüşmüş tarım ürünü tüketmek zorunda. Buğday, mercimek, arpa, mısır ve ay çiçeği bile tabloyu ortaya koyuyor. Buna birçok ürün dahil edilebilir. Kuru fasulyede de bu durum yaşanabilir. Çiftçi geçen seneye göre en az yüzde 50 daha fazla maliyet yaptı. Tarımsal ilaç, tohum, gübre, elektrik, bir taraftan çok uluslu şirketlere teslim olmuş durumdayız, öbür taraftan su ve elektrikte yerli şirketlere teslim olmuş durumdayız. Çiftçinin emeği de taşeronlaşmış, hakkını alamadığı bir durum içindeyiz. Gelecek yıl üretim daha da zorlaşacak. Bu yıl yaşanan fiyat sorunu, çiftçinin sahipsizliği, devletin görmemezlikten geldiği bir dönemden geçiyoruz. Tamamen piyasa koşullarına kalmış. Çiftçi bu sene perişan.”

DEPOLAR DOLU ÜRETİCİ KORKUYOR

Hasadın en yoğun döneminin yaşandığını aktaran Tarım Yazarı Ali Ekber Yıldırım ise bazı ürünlerde hasadın geciktiğini çünkü yağışların durmadığını belirtti. Birçok ürünün zarar gördüğünü söyleyen Yıldırım, şunları dile getirdi: “En büyük sıkıntı hububat ürünlerinde. Buradaki temel sorun şubat ayına kadar ciddi bir kuraklık vardı. Biraz da planlar buna göre yapıldı. TMO ithalat yaptı, özel sektör dışarıdaki buğday fiyatları uygun diye stoklarını güçlendirmek için ithalat yaptı ve fiyatlar da geç açıklanmış oldu. Özellikle hububat ürünlerinde ciddi stoklarla girilmiş oldu. Depolar dolu, geçen seneki büyük çiftçiler ve tüccar elinde tuttu. İthalat olmasaydı bu seneki ürünler depoya konulurdu.”

TMO’nun önlem almadığını ve çiftçinin de endişelendiğini söyleyen Yıldırım, şöyle konuştu: “Herkes elindeki buğdayı satmak istiyor. Burada bir sistemsizlik de var. Üreticiye ‘Bekletin’ diyorlar ama çiftçinin beklemeye hali yok çünkü bir an önce satıp borçlarını ödeyecek, gelecek yıla hazırlık yapacak hem de kendi ihtiyaçlarını karşılayacak. Kirazda Avrupa pazarına yönelik ihracat yapıyoruz. Kirazda talepte de bir düşüş var. İç piyasada çok fazla tükettiğimiz bir ürün değil aslında ihracatta sıkıntı yaşanıyor. Mısırın hasadı yeni başlıyor ama TMO da satışını sürdürüyor. Üreticinin tam hasat yaptığı dönemde TMO’nun satış ve ithalat yapmaması lazım. Önceden yapılan ihaleler gereği Türkiye’ye hâlâ buğday geliyor, biz kendi buğdayımızı satamıyoruz. Tarım yeterince önemsenmediği için sorun günübirlik çözülmeye çalışılıyor. Dünya piyasalarını iyi okuyup ona göre önlem almak gerekiyor.”

ÜRETİCİDE ZAMLANIYOR

Tarım Ürünleri Üretici Fiyat Endeksi haziranda bir önceki aya göre yüzde 4,04, geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 57,93 arttı. TÜİK’in verilerine göre geçen yılın aralık ayına göre yüzde 25 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 110,72 artış gerçekleşti. 82 maddeden 16'sının ortalama fiyatında azalış olurken 63'ünde artış gerçekleşti.